her on kişiden en az dördünde uykusuz posteri görülebilecek fuardır. ayrıca bir adet ciltlenmiş penguen, bir adet fırat posteri, prenses akademisi *, kara prens, paradokya **, pasaklı tanrıça kitapları , depresyon kitapçığı*, atatürk posteri ve ücretsiz dağıtılan bir adet kur-an'ı kerim çözümü* ile dönüş yolunu bulduğum fuardır.
bu sene de son bulmak üzeredir.
allam lütfen gelecek sene de vizelere denk gelmesin. lütfen lütfen. bir de mümkünse uçarak gidebileyim. yol çok uzun be.
1982, cunta baskısı ağır. evlerde kitap kül olmuş. devlet yakaladığını sekada hamur etmiş. kelimeler öksüz, sayfalar boş. ülke boydan boya sansür.
1982 istanbulda bir otelin zemin katında adeta illegal faaliyet. bir avuç cesur gözü kara insanın gayreti, 28 kadar yayın evinin yeter be dediği fuarın açılış yerindeyiz. kalabalık ama ürkek, adeta mevsim dönümü halleri. kış uykusundan uyanış. raflarda kitaplar da tedirgin, yeni kolilerden çıkmış, özgürlüğe doğru yelken açış. ilk kitabı kim aldı raftan, kim okşadı narin yarin eli misali. ama ok yaydan çıkmıştır. insanlar şaşkın bakışlarda, bakışlar yanıbaşından akan omuzdaşlarda, bir yandan hasret kaldıkları kitaplarda, stantlar kalabalığı taşımıyor. çocuklar vermeye, insanlar almaya yetişemiyor. yüreklerde acaba sorusu, acaba cuntanın gölgesi düşer mi kitapların üstüne, insanlara çullanırlar mı yine. ama kalabalık galip. insanlar hissediyorlar ki, bu bir adım, adımı attık, gerisi gelir.
"bir kitap lunaparkı.
yeni kitaplarla bir fuarda karşılaşılır mı? hayır, önce kafamızda karşılaşırız, sonra arar buluruz yeni bir kitabı. bizim için arayışımızın getirdiği son kitap en yeni kitaptır."
(bkz: ahmet güntan)
her yıl ekim aylarını iple çekme sebebi. o fuardan eller kollar kitap dolu bir şekilde çıkmanın mutluluğu paha biçilemez. fuardan alınan çoğu kitap aylarca okunmayı beklese de, bazıları unutulup kitaplıkta tozlansa da bu bir sonraki yıl tekrar o fuara gidip tekrar bir sürü kitap almaya engel olmamaktadır.
bu sene 17 - 25 kasım tarihleri arasında gerçekleşecek fuardır. tüm kitapseverler daha başladığı gün gidip ellerini kollarını gıcır gıcır kitaplarla doldurmalıdır.
dünyanın en lüzumsuz işlerinden biridir. kimin sayesinde? yayınevlerinin elbette. o kadar yüksek indirimler yapıyorlar ki!
ulan %15-20 için adam gelir mi oraya? zaten bu indirimi her yerde bulmak mümkün. yazık yani böyle bir organizasyon yapılıyor madem indirimlerle de albenisi arttırılmalıdır.
ama imza attırmalık gidişler yaşatması adına güzel bir organizasyon. geçen sene mario levi'ye afa'dan çıkan kitaplarını imzalattım dk standında mesela, e öyle olunca yeni kitaplarından da almak zorundaymışım gibi hissedip aldım bir tane ama, keşke öyle hissetmeye devam edeymişim dedim sonra. o yüzden imza olayında da gaza gelinmemeli, vicdan yapmamalı. aman diyim!
fuar başlamadan önce bazı tecrübeli yazarların tavsiye vermesi gerekmektedir.
arkadaşlar senelerdir gidiyorum, başlamadan size bazı tavsiyeler vereyim:
1) gitmeden önce alacağınız bazı kitapları belirleyin.
2) bütün fuar alanını dolaşın. ondan sonra kitapları almaya başlayın. yoksa ilk girişte paranızı hemen harcarsınız ve sonra daha çok almak isteceğiniz kitaplar çıkar karşınıza, alamazsınız.
3) kitap seçimi yaparken sakın görevlilere danışmayın. bazıları o kadar iyi satıcı oluyorlar ki normalde yüzüne bakmayacağınız kitapları size satabiliyorlar. fuar bitiminde de "niye aldım ben bu kitabı lan?" diyebiliyorsunuz.
4) yine görevlilere danışmayın. bana bir görevli aldığım kitabın sonunda kimlerin ölüp kaldığını söylemişti.
5) kitapları kendiniz inceleyin, almayı düşündüyseniz kitabın adını kafanıza yazın. bütün fuarı dolaştıktan sonra hala almayı düşünüyorsanız fuardan giderken alın.
6) yanınızda en az 100 lira bulunsun. çünkü doğru düzgün bir kitap en aşağı 15 lira falan. (indirimli hali bu)
ben bu hataları çok yaptım, siz yapmayın dostlar. bu sene de güzel bir fuar olur inşallah. en azından ilkokullar gezi yapmazlar umarım. (hayal bu, her sene gezi yapıyorlar.) hayır anlamıyorum arkadaşım, kitap fuarı yetişkinler içindir. çocukları götürürsün kütüphaneye, gezini orada yaparsın. etraf çoluk çocuk kaynayınca kitaplara rahat bakamıyoruz anasını satayım.