batı kültürüne özenmeyen insandır. bu insan mühendis olsa da, avukat olsa da türkü dinler zira bu kendi kültüründen gelen bir olgudur. ayrıca müzik evrenseldir.
birincisi, kendi kültürünü sahiplenen birine varoş diye hitap edilemez!
ikincisi, türkü bu halkın en köklü kültürlerindendir ve çağdaşlaşan anadolu müziğinin de temelini oluşturur. mesela anadolu coğrafyasında şarkıların bir çoğunun formu 9/8liktir. bu ritme alkış bile tutamaz avrupa toplumu. bize özgüdür ve zordur.
batı müziklerindeki notasyon ile anadolu coğrafyasındaki birbirinden farklıdır.
batıdaki genel olarak basittir, anadoludaki zordur. şuna da değinmeden geçemeyeceğim, türkü formatında yazılmış arabesk şarkılar ile türkü birbirinden ap ayrı şeylerdir.
gel gelelim giyinişi ile müziğini varoşlukla nasıl bir tuttuğuna;
müzik zevkleri tipe göre mi değişiyor? yoksul sanat yapamaz mı ya da sanat için yorum?
sanatı sadece üç-beş paralı insanlara mal etmek imkansızdır. bu ülkedeki sanatçılar, yoksulluktan gelmiştir. türküler ise her bölgenin yaşantılarını, geleneklerini, kültürlerini, acılarını veya kederlerini sazına sözüne dökmüş aşıklar tarafından icra edilmiştir.
sanırım bu benim.
evet dibine kadar türkü dinlerim. insanımı da severim, binlerce yıllık kültürlerini, birikimlerini, dertlerini, deneyimlerini bize aktardıkları o eşsiz, sarraf işi türküleri de.
iğrenç ve varoş olan ise bu estetik hazdan uzak yaşamayı iş bilen ot kafalılar. yazıklar olsun.
modern çağ anlayışı insana, kendimizden uzak olan saçma sapan pek çok müziği dinlemeye zorluyorsa, ve benim insanım dahi bu müziğe fütursuzca sallayabilip, dinlememekte ısrar ediyorsa, yavşak popüler kültürden utanırım. eğer türkü gibi bir tarz amerika'da olsaydı, şimdi tüm dünya neşet ertaş fanıydı. ayrıca her insana göre farklılık gösteren bu zevki kimse tartışamaz. seversin sevmezsin. benim sevmem beni varoş, senin sevmemen seni elit yapmaz. bu kadar basit. türkü gibi önemli bir türk kültürünü savunan varoş, kültür fakiri asla olamaz.