Hiç leğende yıkanmamış gibi, hiç balkonunda tarhana kurutulmamış gibi her sabah reportları send ettik mi arkadaşlar diyenleri var bu insanların.
Çok yakın bir zamanda birinin kulağına eğilip "senin bacağına sıçarım"diyeceğim ama ekmek parası işte.
Gad dem it!
Dilin hallaç pamuğuna dönmesine, bozulmasına ve anlam kaymalarına neden olacak davranıştır.
Lakin dile yerleşmiş, kemikleşmiş yabancı kelimeler için yapılacak çok şey yoktur ne yazık ki.
Tdk' nın, önerdiği yeni kelimeler de, bazen, kullanmaya uğraşılıp, çabalansa da, yenilir yutulur cinsten değildir hani...
Otobüse, çok oturgaçlı götürgeç,
Faksa, belge geçer diyemem!
Vallahi de diyemem, billahi de diyemem!
Sık rastladığım durum. Geçenlerde starbucks da şahit oldum. Japon animelerinin seslendirmesini yaptığını düşündüğüm bir kız ''White chocolate coffee alabilir miyim, please'' dedi. Yahu sana o kahveyi getiren amerikalı veya ingiliz mi..? Anadolu çocuğu, içimizden biri getirecek sana o kahveyi. Ne bu ingilizce terim kullanma merakı..?
Ayrıca Türkçesi varken inatla ingilizcesini kullanan tayfanın büyük çoğunluğu ingilizce bilmiyor. Sadece günlük ortamda sık kullanacağı ingilizce terimlerin telaffuzunu doğru yapmaya çalışarak bir havalara bürünüyor.
arapça ve farsça yıllarca dilimizi zedelediği için belki eski türkçe unutulmuş olabilir fakat yeni yabancı keliemelerin yerine türkçe kelimeler kullanma bilincimiz olmalı arkadaşlar. biz ancak birlikte varız.
Ayni anda telefonda turkce, ofistekilere sirpca, ingilizce, fransizca ve rusca konustugunuz zaman (benim gibi) kayma oluyor. Bazi dillerde bazi kelimeler gelmiyor hemen.