Anne-babalar cocuklarina hosca kal yerine bye bye demeyi ogrettikce yok olmaya yaklasan, verimli toprak misali kullanisli, bir dilbilimci olarak kiymetinin bilinmedigini dusundugum guzel dil.
hiç olmadığı kadar kötü durumda olan dilimiz. planlı biçimde mi yoksa kendiliğinden mi bilmiyorum ama yok ediliyor. türk' ün dili kayboluyor. önemsizleştiriliyor. tanrı yardımcısı olsun.
belki bugün unutanlar, bir gün türk olduklarını hatırladıklarında... sahip oldukları en değerli şeyi korumayı akıl ederler...
--spoiler--
Sevgiler Türkçe bilinsin.
Kavgalar Türkçe bilinsin.
Bir millet ki bilen bilir,
Gelirse şimşekle gelir,
Yalnız Tanrı'ya eğilir,
Korkusu Türkçe...
--spoiler-- **
yabancilara hep sorarim ben bu dil nasil geliyo kulaginiza diye, arapcayi yada bildiginiz baska bir dili andiriyormu diye, genelde aldigim cevap hic biseye benzemedigi cok hizli ve lalalaratala gibi seslerin cok ciktigi imis. komik biraz diyolar bide. bende diyorum ki dürü git zibidi sen kendine bak. iste burda olaylar boka sariyo. :/
tanim: anadoluda dogan cogu kisinin default dili.
dilbilgisi hazinesi ve metot olarak en güçlü dillerdendir. her harekete, hisse ve duruma karşılık bir sözcüğü olması açısından zenginliği had safhadadır.
700 yıl önceki bir duasını incil'den almış köklü bir dildir.
matta 6:
7 Dua ettiğinizde, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar, söz kalabalığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar.
8 Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız, nelere gereksinmeniz olduğunu daha siz O'ndan dilemeden önce bilir.
9 «Bunun için siz şöyle dua edin:
`Göklerdeki Babamız,
adın kutsal kılınsın.
10 Egemenliğin gelsin.
Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de
senin istediğin olsun.
11 Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.
12 Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi,
sen de bizim suçlarımızı bağışla.
13 Ayartılmamıza izin verme.
Kötü olandan bizi kurtar.
Çünkü egemenlik, güç ve yücelik
sonsuzlara dek senindir. Amin.'
aynı zamanda, baba dilimdir de.
konuşulduğu coğrafya akıllı insanı hayretler içinde bırakır. çin den almanya nın içlerine kadar koca bir bölgede kullanılır, iş görür.
hemde sahibinin 150 yıldır gücünü kaybetmesine rağmen.
babalar, dedler öyle bir temel atmış ki, öyle bir miras bırakmış ki ye ye bitmiyor.
her dilin sahibi dilini sever, ben de kendi dilimi severim. korurum, yüceltmeye çalışırım.
kimse alınıp gücenmesin.
farklı alfabe ile yazılmış yabancı kelimeler, latin alfabesine çevrilirken okunduğu gibi yazılır.
örneğin:
bildiğimiz yazılışıyla ''shevchenko'', aslında türkçede ''şevçenko'' diye yazılmalıdır. şevçenko italya ve ingiltere gibi ülkelerde futbol oynadığı için bizdeki ''ş'' sesi bu dillerde ''sh'' harflerinin yan yana gelmesiyle yazılıyor. tabi bütün bunlar farklı alfabe olduğunda geçerli. yani biz shevchenko ismini avrupa ülkelerinin çevirisini dikkate alarak yazarsak çeviriye gerek kalmaz. işin yanlış tarafı da tam olarak bu.
35 dil ve lehçe bilen ve bu sayede gelmiş geçmiş en çok dil bilen belçikalı olan dilbilimci Johan Vandewalle'nin türkçe ile ilgili görüşleridir ve kendisi tarafından türkçe olarak kaleme alınmıştır. noktasına, virgülüne dokunmadan aynen aktarıyorum:
Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu 'cümle bağlama eğilimi' bazı konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçe'deki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz, bazen kendime "Keşke Chomsky* de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı..." diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilimingilizce'ye göre değil, Türkçe'ye göre şekillenmiş olurdu.
Şu aralar zor bir dönemden geçtiğim için kendisine yabancılaşmış durumdayım. ve bu kısır döngü alışık olmadığım yeni yaşamımı daha da ağırlaştırmakta tabii. insanın ana dili çok kıymetli azizim, kimse anadilinden mahrum kalmasın.
kültürle doğru orantılı olarak kirlenen dil.
yabancı bir insana türkçe öğretmek istesek ilk hangi konudan başlardık hiç düşündünüz mü?
ben düşündüm.
mesela ingilizce öğretmeye am, is, are ile başlarlar değil mi?
ben birine türkçe öğretmek istesem; am, göt, memeden başlardım herhalde.
çünkü böylelikle dilimizi ve kültürümüzü sökmüş olurlar.
bir dili öğrenmek aynı zamanda o kültürü öğrenmek değil midir?
bütün deyimlerimiz de bu üçüyle ilgili değil mi zaten?
sevdiğim güzel dilim, ne anlatmak istersen hangi imayı nasıl vermek istersen, sana sonsuz güzellik sunan ve yaratıcılıkta sınır tanımayan dünya üzerinde konuşulan tek dil.