Bir yabancının türkçe öğrenmesi, bizim ingilizce öğrenmemizden daha zor olsa da anadili avrupa dili olmayan birinin bir almanca fransızca öğrenmesi kadar zor olmadığı kanaatindeyim. Sonradan türkçe öğrenen yabancılarda gözlemlediğim üzere, yalnızca telafuz ve ek kullanamamak (örn eve gitmek yerine ev gitmek) gibi sıkıntılar yaşıyorlar. Avrupa dillerinin tamamı birbiriyle akraba olduğu için anadili bir avrupa dili olan birinin bildiği yabancı dil sayısının da çok bir numarası yok kanımca.
Sabirsizlikla ingilizce konusan bir yavsaga denk gelmeyi bekliyorum.
Sırf kemalistler egolarini tatmin ederken ne his ediyorlar diye
O yavşaga
Burasi turkiye cumhuriyeti
Türkce konusacaksin
Begenmiyorsan ingiltereye siktir olacaksin
Diye çemkirmek istiyorum.
zorluk açısından türkçenin ezip gececegi kıyaslamadir. türkçe sondan eklemeli bir dildir ve tüm gelişim psikologları öğrenilmesi en zor dillerin sondan eklemeli diller olduğunu söylemektedir. zenginlik çeşitlilik açısından yine türkçe ezer çok besili bir dildir sağdan soldan almış karışık bir dildir. ıngilizce ise saf ve pratiktir düz konuşma dilidir. türkçe sanat dilidir.
konu karmaşıklık ve kendini en geniş biçimde ifade edebilmek, zekice espriler yapabilmek ise türkçenin kazanacağı karşılaşma. ingilizce basit dildir. kalıplar halinde konuşursunuz, yaratıcılığı azdır. ama türkçe öyle mi? türkçede sınır sensin. ne kadar derine inmek istersen o kadar inersin. oturduğun yerden kavram uydurursun, yabancı dildeki kelimeleri küt diye türkçeye çevirirsin. tabi bu sadece türkçe ile alakalı değil, aynı zamanda türkçenin etkileşim içerisinde olduğu arapça ve farsçadan da kaynaklanır. tabi bütün bu söylediklerim kişisel görüşlerimdir fakat yabancı talk showları da cem yılmaz, ata demirer gibi yerli talk showları da izleyen birisi olarak zaman zaman karşılaştırmalar yapıyorum ve bu sonuca ulaştım. yani kısaca özetlemek gerekirse türkçede konuşma biçiminizle karakterinizi çok rahat ortaya koyabiliyorsunuz, ingilizce ise daha çok pratik yönü ağır basan bir dil ve uzun uzun düşünmeden hızlı ve akıcı konuşmayı mümkün kılabiliyor.
ingilizce biraz daha nettir türkçe'de ise söylenenler başka yerlere çekilebilir ve kelimelerin duygu içeriği fazladır örnek olarak shrek'in çorum versiyonu aklıma geldi:
sherek:s eşek:e
s:zaten prensesi sikemeyim seni sikerim karakaçanın gavatı.
e:sana manken gibi karı siktirecem sıradan boy boy hangisini istersen ondan ona pozisyondan pozisyona, pozisyon zengiliği yaşayacan arkadaş.
s:pozisyon zengiliğymiş bak hele bak bak pozisyon zengiliğiymiş bak amına kodumun mundarı bak olum eşek ta oraya kadar giderik karı bir dandik çıkar onun ta amını eşeğe siktiririm.
e:siktirmen ki.
s:bu türkçe de lastik gibi arkadaş nereye çeksen oraya gidiyor.
ingilizce türkçe'ye kıyasla çok daha basit bir dildir.
türkçe'ye nazaran tek zorluğu, kelimeleri cümlede belli bir sıraya dizme zorunluluğudur. türkçe bir cümleyi, kelimelerin yerlerini değiştirerek defalarca yeniden kurabilir ve aynı anlamı vurgulayabilirsiniz. belki cümle biraz devrik olur ama kimse yadırgamaz, derdinizi kolayca anlatmış olursunuz. zira ingilizce'de kelimeler yerli yerinde olmalıdır, tek zorluk bundan çıkar.
türkçe'de kelimeler daha uzunken ingilizce kelimeler daha kısa ve akılda kalıcıdır.
türkçe'nin başka zorluğu ise kelimelerin telaffuzudur. özellikle içinde ''ğ'' olan kelimeleri doğru vurgulayabilmek çok zaman alacaktır. oysa ingilizce dünya dili olduğundan mütevellit insanlar her türlü aksana alıştıklarından kelimeyi kaba bir şiveyle telaffuz etseniz bile zorluk çıkmaz, kimse bunu sorun etmez.
türkçe'de bir çok kelime, anlam ve yazılış olarak birbirine çok yakındır. bir harf değişikliği çok fark eder. bu durum ingilizce'de de aynı olsa da türkçe'de olduğu kadar kafa karıştırmaz.
mecaz anlam taşıyan cümle kalıpları, sokak jargonu ve atasözlerine değinmeye bile gerek yok. türkçe yapısı itibariyle çok zengin bir dil.
sonuç olarak; allah'tan ki ana dilimiz türkçe. ingilizce her zaman rahatlıkla öğrenilebilir.
türkçe mi pratik yoksa ingilizce mi sorusuna türk olarak, türkçe diye cevap verenlerin ne kadar komik olabildiklerini görmemizi sağlayan eşleştirme.
bakın gençler, abiler ablalar, kardeşler; iki dilden hangisinin daha pratik olduğunu belirlemek için, iki dili de kendi dili dışında öğrenen birinin fikri alınmalıdır. ki bu konu da alınan fikirlerin neredeyse hepsi ingilizcenin dünyanın en kolay dili olduğunu söylüyor. en zor öğrenilen dil çincedir ve ardından türkçe gelir.
bir dilin zor öğrenilmesi veya kolay öğrenilmesi de, o dil hakkında kaliteli veya kalitesiz gibi bir anlam çıkarmaz.
ingilizce kolay bi dildir diyen ya ingiliz'dir, ya da amerikalı'dır. ingilizce kolay bi dil değil arkadaşım, itin götü bi dil.
şu dünyada en güzel dil bizim dilimiz. çok pratik bi millet olduğumuz dilimizden belli. koy yüklemin sonuna -mış, -miş, -acak, -eceki koy özneyi başa al sana miss gibi cümle.
ingilizce'de nasıl peki? koy özneyi başa bi de ek koy "am, is, are" bu ekleri de anlamam ya. ha zaman kalıbı var bi de. have been v3 yok have will been ving, yok zıkkım have been. düzensiz fiil diye bi şey var lan. yok begin, began, begun yok draw, drew, drawn kabus gibi!!!
ama bilinmesi gereken bi şey var ki amerikan ingilizcesi, ingiliz ingilizcesinden çok daha kolay. hayat amerikalılara güzel zaten amına koyayım!
bizdeki çoğullar; koy -lar,-ler al sana çoğulluk. al ingilizcede child. niye childs değil de children? niye lan? niyee?
houses oluyor da niye mouses olmuyor? niye mice oluyor?
-lan obama, niye mouses değil de mice? niye?
+öyle.
-ama niye lan?
+ben bilmiyor :'(