organizasyonun kötü olduğu, ancak sonuna kadar desteklediğim olimpiyatlardır. gelecek yıllarda daha da güzel olacaktır, bunun sinyallerini de verdiler, haklarını yememek lazım. ancak buna da * çeşitli kompozisyonlarla kılıf uyduranların, bir zahmet , aç karnına, günde iki kez oktay sinanoğlu nun bye bye türkçe kitabını okumalarını tavsiye ederim. iki öğün yemek niyetine geçer merak etmeyin. *
"türk demek, türkçe demektir." diyen atatürk'ün görmesi gereken bir yarışma.
emperyalizm ve misyonerlik çamurlarını yemesine rağmen, rus ve çin emperyalizmi altında neredeyse türklüklerini unutan, daha doğrusu kimlikleri unutturulan, türkistan ülkelerinden dereceler çıkmıştır. "rengi farklı" olduğu için ezilen, hor görülen afrika'dan, bombalardan sonra yetişen nesil vietnam'dan, sudan'dan çok güzel ve anlamlı şiirler okuyan çocuklar çıkmıştır sahneye. dünyanın bir ucunda, tarihi kardeş moğolistan'da hizmet veren ve trafik kazasında vefat eden bir öğretmen anılmıştır. dostluk, kardeşlik mesajları verilmiştir. daha ne olsun ?
işin siyaset kısmı ise şu anda hiç mi hiç önemli değildir. çünkü dini takiyye de yapsanız, tam tersine gerçek bir dindar olarak bile yaşasanız, birileri size yağ çekecek, birileri de hep size attıkları çamurlar sayesinde prim yapmaya çalışacaktır. ama herşeyden önce önemli olan oradaki çocuklardır.
bunların birçoğu zaten türk kökenli, bazıları zaten müslüman. dünyanın bir ucundaki türklerin çocukları, milli ve dini duygularını unutup, almanya'nın arka sokaklarındaki gibi sokak serserisine dönüşmüş bir türk gençliği olmamak için bu okullara gidiyorlar. bazıları ülkelerinde en iyi eğitim veren kurumlardan olduğu için, bazıları ülkelerinde "tek eğitim veren kurum" olduğu için katılmış çocuklar.
elbette feto'ya ** körü körüne karşıt olan kesim, oradan buradan hakaretler biriktirip kusacaklardır. ama siz burada "olamaz, onlara türklüğü, islam'ı öğretiyorsunuz, misyonerlik yapmayın emperyalist uşakları, bırakın o çocuklar cahil kalsınlar" diyorken, o çocuklar hem kendi hayatları adına, hem de türkçe'nin dünya üzerindeki gelişimi adına öğreniyorlar. ayrıca bunun yanında "müspet ilimlerden" de bilgi öğreniyorlar. pek çoğunun da fethullah'ın nasıl biri olduğuna dair, senin, benim gibi bir bilgisi yok.
ticari kısmına gelirsek, dünya'da zaten halihazırda 250-300 milyon türk yaşıyor. bunların içinde çok büyük şirketler de var, diğer şirketlerde de gerek üst düzeyde, gerek alt düzeyde birçok türk bulunmakta. artık, firmalar ürünlerin yabancı dilde açıklamasına türkçe'yi de ekliyorlar. dilbilimciler tarafından dünyanın en köklü ve en kaliteli dilleri arasında gösterilen türkçe'nin yaygınlaşması bu konuda türkiye'nin de kazancıdır.
bugün yarı-amerikan sömürgesi olarak zannedilsek de, yarın tam bağımsız olduğumuzda dilimizin bu gelişiminden yine "aydınlar" pay çıkaracaktır, benden söylemesi.
hem fikir olarak, hem de sonuclari olarak tebrik edilesi olaydir. afedersiniz, manyak toplumumuz buna bile bok atmaktadir, olsun. dunya'yi turk yapsan, bu insanlar "ulan uluslararasi iliskiler bolumunu mu kapatacaz, pis herifler!" diyecektir.
yarismanin kalitesine gelince... 5. yarismayi izledim, izlenimlerime gore salonda klima yok! herkesin elinde brosur, sallaya sallaya serinlemeye calisiyor. sunucularin kalitesizligine ise hic girmeyecegim. ama bizde adet heralde, eurovision'da da mukemmel(!) sunucularimiz vardi.
sarki soyleyen makedon kiz havsa ise tam gelecek vadeden sarkici modundaydi. beyaz sov'a cikti, ferhat gocer'le duet felan yapti. aferin diyoruz kendisine.
sonucta imkansiz gerceklesti ve daha da buyuk kitlelere dilimizi ogretecegiz umarim. tabi bu is, bulent arinc'in dedigi gibi, ne politikayla olur ne de parayla. oralara samimi duygularla giden ogretmenleri, ayda 100 dolar maas ile calisan fedakar insanlari, 'onden giden atlilar'i da unutmamak lazim.
aksiyonun ağaca durup bahar geldimi de nasıl meyve verdiğine en güzel örnektir bu biricik organizasyon.
devlet değil millet eseridir.
beşincisi geçti gitti...
4.sü ile 5.si arasında çok ciddi bir fark olmadığı görülmüştür. farktan kastımız organizasyon çeşitliliği mahiyetindedir. yalnız bu programın kötü olduğunu göstermez ama bizim gibi aç gözlülerin artık geçen seneyi aşmasını umduğumuz beklentilerimizi biraz olsun kursağımızda bıraktığı için böyle bir tesbitte bulunulmuştur.
6.sının beklendiği zaman dilimine girilmiştir.
bu sene namına hayal kırıklığı yaratan sunuculardı kanımca. ilker denilen şahsiyet herneysede, ancak açellaya akkoyun tek kelime ile sıçtı. kelimeler arasını çok uzun tuttu, konuşmakta zorlandı ve hiçbir şekilde duygu yoğunluğu yaratamadı.
ayrıca emperyalizm başka bir ülkenin toprağını işgal etmek, onların kaynaklarından yararlanmaktır. bu ise bu bir kültür alışverişidir. emperyalizmle uzaktan yakından alakası yoktur. ki amerika, almanya gibi sömürgecilikte ileri gitmiş ülkelerde bu organizasyonda yer alması bu durumu açıklar. diğer 3. sınıfen dünya ülkelerinin genelide türk kökenlidir ve türklerin o ülkeleri sömürmeye ihtiyacı yoktur. dolayısıyla 2. sınıf bir dünya ülkesi olan türkiye ne 1.sınıf bir ülke ile sömürgecilikte sidik yarışına girer, nede türk cumhuriyelerini sömürme ihitacı duyar.