Resmi olarak 3000 yıllık gayrıresmi olarak 12.000 yıllık geçmişe sahip olan kadim ve güzel Türkçe'yi anlamayan en fazla otuz yaşındaki bir kişinin saçmalamasıdır.
Senin hayran olduğun diller doğmamışken ve hala hayran olduğun milletler kendini bilmezken bizim atalarımız Türkçe'yi taşlara kazıyordu.
Sen Onre Binabaşı'nı bir araştır.
Ya bu beğenmeyen başka ülkeye gidebilirsinizciler siz nasıl bı kafa yapısı içerisindesiniz siz gerçekten bu ülkeyi isteyerek mi bırakmadığımizi falan düşünüyorsunuz ya
temelsiz ve saçma bir önermedir. dil yaşayan ve gelişen bir varlıktır ve binlerce yıllık geçmişi olmasına rağmen farklı kültürler tarafından ve farklı alfabelerle kullanıldı. türkçe son 1000 senede ve türkçe'de olmamasına rağmen türkçe'ye giren kelimeler, kökeni binlerce yıl önceye dayanan kelimelerin bugün saçma görünmesine neden oldu.
Bir '-mış lı geçmiş zaman eki ' bile yeterlidir ne kadar kuvvetli ve yetkin bir dil olduğuna. Dil bilimde müthiş bir icattir ya da (inananlar için) ilahi bir hediye.
Sözcükler üzerinden Türk Dili'ne saldırmak bayağılığına yapan bir basit kişi daha. Binlerce kilometre öteden gelip onlarca coğrafyaya yerleşip hem siyasi hem de kültürel etkisiyle yüzlerce yıllık devletler kuran Türk Ulusunun dilinde yabancı sözcüklerin girmesi pek doğal bir durumdur. Bu durum Türkçeyi yermez bilakis Türkçenin kendi doğal sınırlarından çok uzak coğrafyalarda bile ayakta olduğunun resmidir. Eğer linguistik, fonetik vb. bir açıdan herhangi bir yorum olsa idi ciddiye alınabilirdi. Görüldüğü üzere bahsettiklerimle uzaktan yakından bir alakasi yoktur. Bu sözler olsa olsa hezeyanıdır.
Bakınız efendiler! Eğer Türk'ün varlığı ve diliyle bir sorununuz varsa ise Türki devletler dışında her yer sizin ülkeniz olabilir. Kimsenin size ihtiyacı ve mecburiyeti yoktur. Bizleri vatanımızla başbaşa bırakınız.
Bir Türkçe öğretmeni olarak bu başlığı uygun bulmuyorum.
Türkçenin dil yapısı olarak Arapça ve Farsça dan üstünlüğü ''Muhakemetül Lugateyn'' adlı eser ile kanıtlanmıştır. Ayrıca dünya üzerindeki nüfusları esas aldığımızda en geniş toprak arazisi üzerinde ilk 5'e giren konuşma dilidir. Saçma olan ne anlamadım.
(bkz: Türkiye Türkçesi)
(bkz: Azerice)
(bkz: Türkmence)
(bkz: Kazakça)
(bkz: Özbekçe)
(bkz: Kırgızca)
(bkz: uygurca)
Hala Osmanlıca diyen cahiller var. Zaten Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar Osmanlı Türkçesi’ nde yoğunluktaydı.Hem Arapça Farsça olmasın hem de Osmanlı Türkçesi olsun diyen birinin edebiyat bilgisi yoktur. Onları kınıyorum. insan bir şey söylemeden önce düşünür lakin insanda düşünce gücü olmayınca direkt ağzına geleni söyleyiveriyor. Orta Asya’dan Anadolu’ya gelirken islamın etkisiyle dilimize Arapça ve Farsça kelimeler girmiştir.Bu bozulmuş dili zaten yüksek zümre konuşmaktaydı. Halk Türkçe’nin daha öz halini konuşmaktaydı.
Özellikle Tanzimat döneminden sonra Milli Edebiyat döneminde dilde sadeleşme ve yabancı kelimelerden arınma çalışmaları başlamıştır. Çok cahilsiniz.
Saflığını koruyabilen bir dil bugüne kadar var olmamıştır. Her dil yaşadığı coğrafyadan, etkileşimde bulunduğu kültürden, içinde bulunduğu çağdan etkilenir. Bunda abartılacak bir şey yoktur hatta dil zenginliği olarak da kabul edilebilir.
Asıl sinir bozucu olan Türkçesi varken başka bir dildeki halini kullanmaktır.