ayar değildir. bu yanılgı sadece sözlükte olmayıp tüm türk dünyasında tartışılan bir konudur.
özbekistan, kazakistan, kırgızistan ve türkmenistan da yaşayan pek çok kişi bu durumu tartışmaktadır. konuyla ilgili forumlarda olay ortak bir noktaya bağlanamamaktadır.
lakin sovyet rejimi altında türk dünyasının birbirinden uzaklaştırldığı ortak bir görüştür.
herşeyi sahiplenmeye çalışan türk insanının kaka bok dediği olaydır. yahu birader, hepimiz adem'den geldik. evlenmeyelim mi, akraba evliliği, sakat çocuk falan olur? git allasen. aynı kökenden geldiği dilin aynı olduğu anlamına gelmez. kırgız, özbek, kazak türkçesi dediğiniz eğer türkçeyse; türkçenin aslı odur. çakma türkçenizle bir de elin dilini sahiplenmeyin, ayıp.
aynı dil grubuna ait farklı kolların öyle mi adlandırsak böyle mi adlandırsak tartışmasıdır.
üzülerek ifade etmeliyim ki, türk dünyası konusunda türkiye'de yeterli bilinç düzeyi yok. özellikle dil konusunda, anlı şanlı profesörler bile türk dünyasının gerçeklerinden uzak, sadece kitaplar üzerinden fikir sahibidir.
dil sosyal bir alandır ve tabiatı itibariyle saha araştırmaları dilde esas olmalıdır. oysa, gerek türkiye'de gerekse türk dünyasında metin esaslı dil çalışmalarına ağırlık verilmektedir.
ayrıca, türkiye'de yaygın olarak kazak, özbek, azeri gibi kelimelerin tek başına kullanılması türklüğün inkarı veya görmezden gelinişi gibi görülmektedir. oysa türk kelimesinin sovyet hinterlandındaki kullanılış biçimini bilenler ve bu anlamıyla kullananlar durumu net olarak görebiliyor.
benzer şekilde telaffuz edilen, küçük bir nüansla biri genel olarak dünya türklüğünü, diğeri anadolu türklüğünü ifade eden bir kelimeyi, asya'da herhangi bir bilim adamına ikinci anlamıyla söylerseniz, türklüğü inkar eder. oysa onun anladığı anlam, anadolu türklüğüdür.
en yaygın yanlış bilinç ise sovyetler ve onun etkileri konusundadır. dil konusunda da bu yaygın yanlış bilinç malesef mevcuttur. tek başına sovyetler, türk dillerinin birbirinden uzaklaşmasında etken değildir. daha derin bir tarihi süreç söz konusudur.
otu boku faşizm sanan malların düştükleri yanılgı. sahiplenecek olsak ingilizce, fransızca dururken ne yapalım kazakçayı, azericeyi, değil mi kuzucuğum?
doğru bir şeydir, çünkü bütün dünyada "türkçe" ve "türki diller" diye bir ayrım vardır. ama ülkemizdeki turancı zihniyet türki dilleri "türkçe denen yaygın bir dilin lehçeleri" olarak halkımıza empoze etmeye çalışmaktadır. eğer öyle olsaydı isveççeye "isveç norveççesi" ya da hollandacaya "hollanda almancası" diyebilirdik.
dilin kolu olmaz; dil ailesi olur. ondan ötürü türkçe'nin değişik kollarını farklı bir dil sanmak mantıksızdır. ha türkçe'nin değişik kollarını farklı bir dil sanmamak da aynı derecede mantıksızdır. ha tutup bir de yeni bir şey keşfetmiş gibi (tabiri caizse bokunda boncuk bulmuş gibi) gelip bu mecralarda çeşitli saçma başlıklar açıp ayar üstüne ayar yemek ise aklı selimin işi değildir.
p.s. linguistics'in kolu olur mesela. kullanıldığı contexte göre dil'in olabilir, dil derken ne kastediyor ona bakmak lazım. "türkçe, türk dillerinin bir koludur" gibi bir cümle kurulursa olmaz efendim. bir üyesidir. sorun "türk dillerinin" tamlamasında aslında. neyse üyesi olur evet.