psikolojik olarak ebeydebe gübürdeme falan filan işte. kullanıyoruz işte. herkes de böyle inkar etmeyin amk. siz şimdi ben hayatta hiç sıçmadım falan da dersiniz.
bazı kelimelerin tam çevirisi olmamasından kaynaklanmaktadır. "testimonial" kelimesine en yakın çeviri olarak referans diyebiliriz ama kişide uyandırdığı hissiyat aynı değildir.
ağız alışkanlığından bazı kişilerin içinde bulunduğu durumdur. cahil vasıfsızları rahatsız ederek, etiketleriyle dolaşmalarına sebep olur. Bunlara laf eden tipler, her gün laf arasına; arapça, farsça, fransızca vb. katarak konuşanlardan hiç bahsetmezler. Ayrıca türkçedeki çoğu kelimenin kökeninden bile haberi yoktur bunu boş kafalarına takan zirzopların.
bi s*ke yaramayan modern türkiye adetidir.
aynı herhangi farklı bir dil için de geçerli.
üslup ve anlatımın kalitesi, karşındakine kendini akıcı ve anlaşılır olarak anlatmakla ölçülür. bu sebeptendir ki divan edebiyatçılarını oldum olası aynı sepette değerlendirmişimdir.
Kahretsin diyeceğim zaman fuck you diyorum mesela. Örneğin;
Yazık, çok yazık, vurgunum,
Yine kördüğüm oldum yine, fuck youuu.
Seni sordum dalgalara, martılara, sandallara
Kahroldum, sensizim.
Hiç hoşlanmadığım şey. Hatta etrafımda konuşanları bozup düzeltmekten zevk alıyorum. Ana dilimizin suyu mu çıktı heç. Çok pis bozuyorum heee.. evet gıcığım.
aşağılık psikolojisi değil de karşısında ki (senin) cehaletinden kaynaklanıyor.
örn: shout, bu kelimenin türkçe karşılığı tam olarak budur diyemeyiz.
ilk önce bu kelime hangi cümle içinde geçiyor?
bu kelime hangi ortamda kullanılıyor?
ilk önce bunu bilmeliyiz.
ev ortamında eşler ve çocuklar arasında mı?
iş ortamında mı?
bir barda mı?
cadde de karşı kaldırımda yürüyen birine veya karşı camda olan komşun ile iletim kurma esnasında mı?
bir yardım gerektiren tehlikeli durumda mı?
zevk mi acı mutluluk kızgınlık esnasında mı?
bu değişkenlere - durumlara göre zaman, mekan, ortam bazlı bir tasvir yapılarak o duruma, ortama, zamana, davranışa, yaşayışa, olaylara göre kelimenin tam anlam karşılığı o ana özgün türkçe karşılığı bulunur.
shout kelimesinin barda iken türkçe karşılığı çalışma ortamında veya aile ya da sosyal hayatta farklıdır.
bazı ingilizce (veya başka bir dil) kelimelerin türkçe karşılığı yoktur. türkçe olanların da ingilizce (veya başka dil) karşılığı yoktur.
eş anlamlı kullanılan kelimeler olabilir.
örn: brunch, her ne kadar sabah kahvaltısı ve öğlen yemeği arasında yenen öğün olsa da aslında öğünden çok gündüz yapılan a la carte servis vermeyen (alakart restoranlar haricinde) cafe, açık büfe, havuz bar vb mekanlarda gayri resmi, eş dost toplantısı ziyaret-buluşma randevularda ve hafif atıştırmalık türünde yemek yenmesi sohbet muhabbet etmek için olarak kullanılır. yemek bahane dedikodu şahane durumu.
türkçeye tam karşılığı gelen bir kelime yoktur.
belki brunch "sigara altı" diyebileceğimiz, kahveden önce yenilen bir iki lokma yemek (kahvaltılık) öğün kaçırmayla açlığın bastırılması vb açıklanabilir ama buna da uymaz.
unutmayınız, mutlaka her dilin karşılığı vardır. aslında filoloji açısından karşılıksız kelime yoktur.
bir kelimenin - tanımın karşılıksız olması onu kullanan halkın kültürünün, kelimenin kullanıldığı toplumun kültüründen ayrı olması.
aynı dili kullansalar bile kültür farklılığıyla (şive-lehçe-ağız vs ne ise) bir kelimenin karşılığı aynı dili kullanan başka bir coğrafya olan toplumda farklı anlam manaya gelebilir. azeri dilinde futbolda kapıcı türkçede farklıdır. türkçede futbolda kaleci deriz.
örn: türkçe dilinde bile avamda veya edebiyatta kullanılan sine göğüs demek değildir. göğüs de bağır demek (yandı bağrım demede geçen bağır kelimesi) demek değildir. bağrım diye söze başlamakla sinem diye söze başlamak arasında fark vardır. aynı iki kelime de aynı demeyin, anlamlar çıkmaz.
hele ki sine veya göğüs ya da bağır dediğinizde bu kelimelerin ingilizce karşılığını bulamazsınız.
bir erkek kalkıp bu kültüre yabancı bir ingilize kalkıp bağrım yanıyor dediğinde "korkma, erkeklerde meme kanseri olma ihtimali-oranı çok düşük" der. göğsümü açtım derse "oğlum sen manyak mısın yoksa ibne misin, neden memeni göstermek istiyorsun?" der. bağrımda acı var dersen "seni acil kardiyolojiye götüreyim" der.