“Böyle konuşmalara bizim vereceğimiz cevap sadece Türkçe ile bilim ve felsefe yapmaktır.”
(bkz: ahmet inam)
“Ben 5 dilde yayın yapmış biri olarak söylüyorum; Türkçe’de de çok rahat felsefe yapılabilir, yapan olduktan sonra.”
(bkz: ioanna kuçuradi)
Biz Türkçe ile felsefe yapıyoruz. Bir yerden aktarmıyoruz, kendi düşüncelerimizi yazıyoruz. Bu yapılabiliyor.
insanlar kendileri bilgi üretemeyip başka dillerden düşünceler aktarınca bazen sıkıntı oluyor tabii ama Türkçe’den başka bir dile çevirirken de sorunla karşılaşılabiliyor. Her dilin özelliği var.
istanbul'da bir Rum ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen ioanna kuçuradi’nin güzel Türkçe’sinden. Var olsun.
Rte'nin turkçe'nin felsefe için yeterli bir dil olmadığını bu yüzden kesinlikle osmanlıca oğrenilmesi gerektiğini söylediği demeçten alıntı söz. Her şeyi bilen adam buna da maydanoz oldu. Socrates Türk olsa hapisteydi şimdi.
madem ki tek sıkıntın felsefe, bilim yapılamamasında fransızca, almanca buna gayet uygun. ha dur, osmanlıca kelimelerden de faydalanıyoruz felsefe yaparken. Zira o osmanlıca kelimeler arapça ve farsça kelimelerdir.
ayrıca türkçe'den başka bir dili akıcı biçimde bilmeyen birisinin de beyanatıdır. ha ama öğrenemedi, çünkü cumhuriyet ile bir gecede cahil kaldı, bir baktı yok sabah.
önce felsefe yapmak için ortamı oluşturman lazım. inanıyorum ki sartre, foucault, marx gibi düşünürler günümüz türkiye'sinde yaşasalardı muhtemelen darbeci, lobici diye içeriye tıktıracak kişinin beyanatıdır.
bir de mezar taşından ne ara felsefeye adım attın hocam, bir bunu da açıklasın.
Edit: bu arada söylediği şey ile söylemek istediği arasında dağlar kadar fark var. yoksa almanca veyahut fransızca ile türkçe arasında felsefe yapmak için hem kültürel hem de yapısal farklar bulunmaktadır.
Türk dilinin ortaya çıkış tarihi kesin olarak bilinemezken, üniversitede bir arkadaşın : "hocam sonuçta Türkçe kurtuluş savaşından sonra kurulan Türkiye cumhuriyeti devleti ile birlikte ortaya çıkmış bir dildir." gibi saçmaladığı bir sürü şey sayıp dökerken Türk dili hocamızın bıyık altı gülümsemesiyle ardından:"Aman çocuklar tamam şimdi biz bizeyiz ama el alemin yanında, başka yerlerde böyle konuşmayın sakın sesli gülerler." demişti. Sonra arkadaşın toplamaya çalışırken yeniden sıvaması felan derken, saçma sapan bir ders işlemiştik. Bir şeyi bilmiyorsan sus be kardeşim! Bilmiyor olmayı kabullenemiyorsan araştırıp, okuyacaksın olay bu.
eski başbakan, yeni cumhurbaşkanı, bir araların heykeltraşı, mimarı, sanatçısı, tarihçisi tarafından sarf edilmiş önerme.
burada eleştirilecek nokta türkçe'nin arapça, farsça, ingilizce ve fransızca'ya göre yetersiz olup olmaması değil. bunu söyleyen kişinin bunu söylemekteki amacı. bunu söyleyen kişinin bu konuya gerçekten ne kadar değer verdiğidir.
türkiye'de felsefe ya batıdan ya da araplardan çeviriler yapılarak yapılmaya çalışılan bir şey. kültürel olarak evet söylediği kısmen doğrudur. ancak söyleyen kişinin söylediğinin arkasında ne yattığı konu tartışmalıdır. söyleyen kişinin bu sözü sarf ettikten sonra akabinde "bir sabah uyandık ki yok" gibi sözleri de nasıl bir sığ bakış açısından baktığının yansımasıdır.
bu ülkeye dair tüm umudumu ortadan kaldıran söz. bu muhterem zatın türkiye'de sataşmadığı hiçbir şey kalmadı diyorduk ki şimdi en değerli varlığımıza saldırdı. bu pişkinlik karşısında artık edecek küfür de bulamıyorum ben. belki osmanlıcada vardır tabi.