Inançlı bir insan olarak kötü bir şey gibi görmüyorum. Ezan, namaza davettir, ayet değil. Bu yüzden ezanı ya da selâyı kutsallık atfetmenin bir anlamı yok. dua ederken bile türkçe dua ediyoruz. Namazda okuduğunuz dualar ayet olduğu için arapça okumamız normal. Kur'an-ı kerim'in türkçe mealini de okumak şart.
adnan menderes’i suçlamaktan vazgeçin! arapça ezanı dp ile chp beraber serbest bırakmışlardı
önümüzdeki hafta, arapça ezan yasağının kaldırılmasının 56. yıldönümü. ezan konusundaki tartışmalar bugün de devam ediyor, dini çevreler adnan menderes’i ve demokrat parti’yi "ezan kahramanı" diye gösterirlerken, karşı taraf bu kararın o yıllarda başında ismet paşa’nın bulunduğu cumhuriyet halk partisi’nin karşı koymasına rağmen alındığını söylüyor ve günümüzdeki irtica ve türban huzursuzluklarından da adnan menderes ile partisini sorumlu tutuyor.
ama, konunun çok önemli bir tarafı gözardı ediliyor: ezanın yeniden arapça okunması konusunda sadece dp milletvekillerinin değil, chp grubunun da lehte oy verdiğinden ve türkçe ezandan dp-chp işbirliğiyle vazgeçilmiş olduğundan nedense hiç bahsedilmiyor. konunun birkaç günden buyana tekrar gündeme getirildiğini fakat eksik yahut taraflı bir şekilde yazıldığını görünce, "türkçe ezan" meselesinin ayrıntılarını anlatmak istedim.
önümüzdeki cuma günü senelerden buyana konuştuğumuz, tartıştığımız ve üzerinde çeşit çeşit yorumlarda bulunduğumuz ama bütün bu tartışmaları ve yorumları her zamanki ádetimiz üzre okumadan ve araştırmadan yaptığımız bir olayın, arapça ezan yasağının kaldırılmasının 56. yıldönümü.
önce, konunun ayrıntılarını bilmeyenler için kısa bilgiler vereyim: 1932 sonbaharında ezanın artık türkçe okunması kararlaştırılmış, arapça okunması resmen yasaklanmış, kararın uygulanması şiddetli bir şekilde takip edilmiş, 18 sene devam eden bu yasak sırasında çok sayıda tatsızlıklar yaşanmış ve türkiye büyük millet meclisi, 1950’nin 16 haziran’ında kabul ettiği bir kanunla arapça ezana yeniden izin vermişti.
işte, 14 mayıs 1950 seçimlerini ezici bir çoğunlukla kazanan demokrat parti’nin işbaşına gelmesinin hemen ilk haftalarında çıkartılan bu kanun, daha sonraları birçok tartışmaya konu olmuştu. bir kesim, arapça ezan yasağının kalkmasını "devrimlerden geriye dönüş" ve "irticanın canlanmasının başlangıcı" olarak görürken diğer kesim yasağın kalkmasını "seneler boyu devam eden baskıların nihayet bulması" ve "halkın dini hürriyetini kazanmasının ilk adımı" diye nitelemişti.
unutulan oylama
tartışmalar, bugün de devam ediyor. dini çevreler adnan menderes’i ve demokrat parti’yi "ezanın yeniden arapça okunmasının kahramanı" şeklinde gösterirlerken karşı taraf kararın o yıllarda başında ismet paşa’nın bulunduğu cumhuriyet halk partisi’nin bütün karşı koymalarına rağmen alındığını söylüyor ve bugünün gündemini oluşturan irtica ve türban tartışmalarının başlatıcısı olarak adnan menderes ile partisini sorumlu tutuyor. ama, bütün bu tartışmalar yapılırken, konunun çok önemli bir tarafı gözardı ediliyor: arapça ezan yasağının kalkmasına meclis’te sadece demokrat parti milletvekillerinin değil, aynı zamanda cumhuriyet halk partisi grubunun da lehte oy verdiğinden ve yasağın dp-chp işbirliğiyle kaldırılmış olduğundan nedense hiç bahsedilmiyor.
konunun birkaç günden buyana bazı yazarlar tarafından yeniden gündeme getirildiğini ama eksik yahut taraflı bir şekilde yazıldığını görünce, "türkçe ezan" meselesinin ayrıntılarını anlatmak istedim.
işte, 18 sene boyunca türkçe olarak okunan ezanın yeniden arapça’ya dönmesinin "gerçek" öyküsü:
1930’ların başında ezanın, tekbirin ve salánın türkçeleşmesi, kur’an’ın türkçe okunması ve namazın da türkçe dualarla kılınması kararlaştırılmış ve türkiye’nin önde gelen bazı hafızlarına ezanın ve duaların türkçeleştirilmesi vazifesi verilmişti. hazırlıkların tamamlanmasından sonra, kur’an’ın, tekbirin ve kametin türkçesi ilk defa 1932’nin 3 şubat’ına rastlayan kadir gecesinde ayasofya camii’nde okundu. daha sonraki aylarda diyanet işleri başkanlığı ve vakıflar genel müdürlüğü tarafından türkiye’nin dört bir yanına gönderilen tamimlerle ezanın artık sadece "tanrı uludur" sözleriyle başlayan türkçe şekliyle okunacağı bildirildi, arapça ezan yasaklandı, bu arada salánın ve tekbirin de türkçe olması emredildi ve yasaklar gayet sıkı bir şekilde denetlendi.
karara uymayanlar için kanuni müeyyideler olması gerekiyordu. ezanı arapça olarak okumaya devam edenler 1941 yılına kadar "kamu düzenini sağlamaya yönelik emirlere aykırılık" suçundan cezalandırılırlarken, 1941’de çıkartılan 4055 sayılı kanunla, türk ceza kanunu’nun 526. maddesine bir fıkra eklendi. değişikliğe göre, arapça ezan ve kamet okuyanlar üç aya kadar hapsedilecek ve on liradan iki yüz liraya kadar para cezasına mahkûm olacaklardı.
18 yil devam etti
yasak, 1950 yılına kadar 18 yıl boyunca devam etti ama türkiye’nin birçok yerinde olaylar çıktı, tatsızlıklar yaşandı ve konu demokrat parti’nin 1950 mayıs’ında yapılan seçimleri kazanmasından sonra yasağın kaldırılmasına yönelik üç ayrı kanun tasarısıyla meclis gündemine geldi. tokat milletvekili ahmet gürkan, kayseri milletvekili ismail berkok ve 13 arkadaşı ile başbakan adnan menderes hükümeti, arapça ezana hapis cezası getiren 526. maddenin değiştirilmesi için kanun tasarı ve teklifleri hazırladılar. tasarı metinlerinde ezanın yeniden arapça okunabileceğinden sözedilmiyor, sadece cezanın yeraldığı maddenin yeni şekli veriliyordu.
adalet komisyonu, hükümetin tasarısını kabul etti ve meclis’teki görüşmeler 16 haziran günü, türk masonlarının bir dönemdeki büyük üstadları olan istanbul milletvekili ve şair fuad hulusi demirelli’nin başkanlığında yapıldı.
yağmur tanrisi, yer tanrisi
genel kurul’da sözalan demokrat parti milletvekilleri, ezanın asıl haline dönmesinin halkta yaratacağı rahatlamadan bahsettiler. dp milletvekili seyhan sinan tekelioğlu, "atatürk sağ olsaydı hiç şüphe yok ki, bu büyük meclis’in düşündüğü gibi düşünecekti. ...’allahu ekber’ ile ’tanrı uludur’ kelimeleri bir mánáya gelmez. eski zamanlara ait kitapları okursak birçok tanrılar olduğunu görürüz: yağmur tanrısı, yer tanrısı, vesaire. binaenaleyh ’tanru uludur’ deyince bunların hangisi uludur? ...hristiyanlar bile bir ölüyü haber vermek için çan çalarlar. onlar çan çalınırken çanın ne demek istediğini anlıyorlar, müslümanlar bir salá sesi duymuyorlar" diye konuştu.
tam bu sırada şaşırtan bir gelişme yaşandı: dp’liler chp’lilerin tasarıya red oyu vermelerini beklerlerken, chp grubu adına söz alan trabzon milletvekili cemal reşit eyüboğlu, arapça ezan konusunda tartışma açmak istemediklerini söyledi ve "arapça ezan meselesinin ceza konusu olmaktan çıkartılmasına aleyhtar olmayacağız" dedi. daha sonra, üç maddelik tasarının maddeleri ayrı ayrı oylandı ve dp’liler ile beraber chp’liler de kabul oyu kullandılar.
ezanın 18 sene aradan sonra yeniden arapça okunmasına izin veren kanun, işte böyle kabul edildi. demokrat partililer ezan meselesini sonraki senelerde devamlı olarak lehlerine kullandılar, chp ise "ezanın türkçe olarak kalması için mücadele vermiş" gibi gösterildi ve tartışma hálá devam ediyor.
ben, ezan konusunda yazıp konuşan zevátın meselenin asıl kaynağına, yani meclis zabıtlarına bir türlü zahmet buyurup bakmadıklarını görünce, işin aslını bu zabıtlardan nakledeyim dedim...
chp işte bu açıklamayı yapıp arapça ezanın lehinde oy kullanmıştı
arapça ezanın yeniden serbest bırakılması için millet meclisi’nde 1950’nin 16 haziran günü yapılan görüşmeler sırasında, chp grubunun tasarıya red oyu vermesi bekleniyordu. ama sanılanın aksi oldu ve grup adına sözalan trabzon milletvekili cemal reşit eyüboğlu, partisinin ezanın arapça okunmasına karşı çıkmayacağını açıkladı.
işte, cemal reşit eyüboğlu’nun tbmm’de görüşmeler sırasında yaptığı konuşmanın tam metni:
"sayın arkadaşlar,
türk ceza kanunu’nun 526. maddesinden, ezana taalluk eden ceza hükmünün kaldırılması maksadıyla hükümetin bugün huzurunuza getirdiği kanun tasarısı hakkındaki chp meclis grubu’nun görüşünü arzediyorum.
bu memlekette milli devlet ve milli şuur politikası cumhuriyet ile kurulmuş ve chp bu politikayı takip etmiştir. bu politika icabı olarak ezan meselesi de bir dil meselesi ve milli şuur meselesi telákki edilmiştir.
milli devlet politikası, mümkün olan her yerde türkçe’nin kullanılmasını emreder. türk vatanında ibadete çağırmanın da öz dilimizle olmasını bu bakımdan daima tercih ettik.
türkçe ezan-arapça ezan mevzuu üzerinde bir politika münakaşası açmaya taraftar değiliz.
milli şuurun bu konuyu kendiliğinden halledeceğine güvenerek, arapça ezan meselesinin ceza konusu olmaktan çıkarılmasına aleyhtar olmayacağız" (tbmm zabıt ceridesi, 16. 6. 1950, birleşim 9, oturum 1, sah: 182).
Herkes Kendi dilinde düşünür, fikir yürütür, hayal eder, iletişim kurar. Bir yaratıcı Varsa ve beni dinliyorsa; eminim ki türkçe de biliyordur az çok. Dolayısı ile Benim vicdanımı, kalbimi, niyetimi, düşüncelerimi en iyi şekilde zaten anlayacaktır. Anlamını bile bilmediğin arapça metinleri papağan gibi ezberleyip tekrarlamak yerine dürüst ol, vicdanlı ol, cinsiyet ayrımcılğı Yapma, aldatma; kısaca insan ol. Gerisi incik boncuk...
Eğer her millet kendi diline göre yorumlayıp, bu şekilde ibadet ederse olmaz. Hacca veya başka bir ülkeye gittiniz diyelim namaz kılacaksınız, her milletten insan var hoca durdu namaza başladı ispanyolca kıldırmaya. Nasıl olacak? Yada Ezan burada Türkçe okunsa, diğer Müslümanlar bunun ezan olduğunu nasıl anlayacak?
Sokaklarda "tanrı uludur" diye bagiriliyormuş istediginiz bu mu.
şu anki ezani dinleyince insanin icine bi huzur doluyor. Anlamiyoruz diyen arkadaslar bi zahmet ogrenin anlamini cok zor degil.
ezan kutsal bir metin değildir ve islama göre ezanın türkçe okunmasında hiçbir mahsur yoktur. arapça kutsal dil falan da değildir. ezan tamamen arapların uydurma sözlerinden oluşur hatta ilk başta çan çalmayı düşünmüşlerdir daha sonra hristiyan uygulaması diye bilal git namaza çağır insanları demişlerdir. bilal kendi anadili olan arapça ile allah çağrıyor diye günde 5 vakit bağırmıştır. bizim embesil, böcek gibi ezilmesi gereken arap ırkçıları bir türlü anlamadı. nato kafa nato mermer. insanlar madem çevirisine bakacak o zaman fransızca okunması ile arapça okunması arasında bir fark yok. aynı zihniyet akepenin oy deposu bir de biz türküz derler insan deli oluyor.
özlenendir, birgün başkalarını hainlik ile suçlayan gerçek hainlerin başı ezilecektir ve tekrar türkçe okunacaktır.
benim ilgimi çekmiyo ama türkçe okunsa daha etkili olacağı kesin. ülkede arapça bilmeyen araştırmayla da uğraşmayan bir sürü müslüman var kaç tanesi biliyordur ezanın anlamını. arapça okununca pek ilgi çekmiyor bence dokunulamayan kutsal sözler gibi okunup geçiyo ezan okunana kadar toplanıp saygı gösteriyo ezan geçtimi bitiyo her şey lan bu bana ne diyo diye düşünmüyo bile. aslında şöyle bi düşündüm de böylesi daha iyi türkçe okunsa arabistana döner ülke.
Bir dönemin ayıbı. Birde savunuyorlar. Elbet manasını bileceğiz öğreneceğiz ama dinin ritüelleri ve ona ait herşeyi geldiği dildedir. Ulan sanki bizim konuştuğumuz dil çok duru türkçede.
örnek olarak ezanın anlamını az çok herkes bilir ya da ne dediğini.o yüzden orijinal okunması doğrudur.
türkiye de insanlar mevlidi bile bir dini metin sanar ama hayır.
kısacası namazında falan okuyacaksın arapçasını da gidip arapça bilmeden kuran ı arapça okuyup millete ders vermek nedir gardaş sevap için okuyorsan oku arapça öğrenmek istiyorsan tengrinin emrini türkçe okuyacaksın salaklığın lüzumu yok.
atatürk düşmanlarının, ülkemizin kurucusuna saldırmak için kullandığı doğru uygulama. arapça okunsun ve kimse anlamasın. kuran da türkçe olmasın, böylece ne kadar din taciri varsa ekmek yesin değil mi?
Yaa bir gidin ötede oynayın arkadaş. Ezan arapçadır ve makamlı okunur. Başka hiçbir dilde o dilin ve makamların yerini tutmaz. Zaten aetık biraz zor değiştirirsiniz ezanı tarihimizde ki kara lekelerden biridir. Bir bitmediniz.
Heee amk sanki ezan Türkçe okunsa hepiniz camiye koşacaksınız.
Geçin efendim bu işi zamanında uygulandı sonra vazgeçildi. Bu millet Türkçe ezanı benimsemedi.
SUUDILER UCAKLARINDA GOD BLESS YOU YAZISINDA KI GOD ALLAHIN 100. iSMiMiDiR. ALLAH BLESS YOU YAZMADIGINA GORE HERKES KENDI DILINDE SOYLEYEBILIR. TANRI ULUDUR. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1054027/+
TURKCE EZANIN HERHANGI BIR SAKINCASI YOKTUR VEYA INGILZICE OKUNSUN OZAMAN GOD DEMEKTE SAKINCA YOKMUS.