alt yazılı ve dublajlı olarak izlendiğinde dublaj esnasında mümkün olan her kelimenin, cümlenin kırpıldığı, oscarlık filmin yolunmuş tavuğa dönüştürüldüğü filmdir.
alt yazılı izlenmiş filmin dublaj versiyonunu izlemek kürdanla bal yemeye benzer.
izlemeyin. zamanınızı çöp etmeyin.
filme saygısızlıktır. adamlar aylarca uğraşıyor bir filmin sesiyle, stüdyoda günler geçiriyorlar, bir de gidip ses konulu bir oscar kazanıyorlar, sen gidip dublajlı izliyorsun.
altyazı ile izlediğiniz zaman oyunculuğu, sesin titremesini, ruh halini daha iyi anlıyorsunuz ve kesinlikle daha etkileyici oluyor.
mesela bir braveheart izlediğinizde mel gibson tarafında ard arda verilen "hold" talimatını duydunuz zaman etkilenmemeniz mümkün değil. ancak tükçe dublajda aynı yerde "bekle" talimatını duyduğunuzda o ruh haline girmeniz mümkün değil.
öte yandan aynı filmi Türkçe dublaj izlerken, altyazılı izlediğinizde bazı şeyleri kaçırdığınızı fark ediyorsunuz.
mesela the dark knigt izlerken özellikle joker in konuşmalarında hiçbir mimiğin kaçırılmaması gerekiyor. o derece konsantre bir vaziyette izlerken alt yazı takip etmek hiç hoş değil. öte yandan joker in kendi sesini dinlemek varken dublaj dinlemekte hiç hoş değil.
yine de ağırlıklı olarak alt yazı ile film izlemeyi tercih ediyorum.
kesinlikle kaçındığım eylemdir. Abi adamlar aylarca emek vermiş o filmi çıkarmış ortaya. Her sahne kim bilir kaç kez çekilmiş. Çoğu sahne vurgulari hakkıyla verebilmek için defalarca tekrar çekilmiş. Kaldı ki birçok filmin birçok sahnesinde o vurgular o ses tonları veriyor asıl duyguyu.
Örnek vermek gerekirse, my name is khan filminde rizvan ın mandiraya evlenme teklif ederkenki o moron ses tonu şahsıma çok tatlı gelmişti. Dublaj izledim ibne bir sesle sıfır vurguyla hiç haz alamadım.
Hadi geç onu, testere serisi lan. Ses tonuna hayran kalınmayacak tek karakter yok 7 filmde de. Sadece jigsawun o sikici ses tonuyla i want to play a game cümlesi adamı orgazm ederken dublajda tiksinti duyuyorum resmen.
Kaldı ki eğer film ingilizce ise veya sizin az çok bildiğiniz bir dilde ise altyazılı izlemek ve konuşmaları dikkatle dinlemek kulağınızın o dilde gelişmesine büyük katkı sağlar. Yani en azından ben ingilizcemin gelişmesine büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Artı bollywood ile tanıştıktan sonra hindistana dair her boka hayranlık beslemekle birlikte hintçe öğrenmeye karar verdim ve başladım. Şuan hintçe filmlerdeki konuşmalar eskisi kadar yabancı gelmiyor bana. Baya kelime ezberledim. Konuşmaları artık kulağım seçebiliyor.
Sonuç olarak altyazı dublajı her türlü döver.
iğrençliktir. lan daha yeni film the water divinerı son umut diye çeviren bir zihniyetten bahsediyoruz lan. bunların yaptığı yemekde yenmez dublajını yaptığı filmde izlenmez.
dublaji yapan insanlar fix belli bir topluluk galiba hangi tur olursa olsun hepsinde ki sesler neredeyse ayni kisilere ait. ve seslendirme de ki tonlamalar berbat(genel icin konusuyorum istisnalar varsa da ben rastlamadim).
evet, orijinalden baya uzaklaşırsınız yapmacık gelir. fakat bunu bazen anlayışla karşılamak lazım zira hiç bilgimiz olmayan yabancı dillerdeki filmleri izlemek bazen sıkıcı oluyor. size yine de altyazılı tavsiye ederim.
Evet arkadaşlar. Filmin ilk yarısını alt yazılı izleyin sonra açın türkçe dublajı dram filminde bile gülersiniz. Yapmayın etmeyin. Bütün orjinalliğin ağzına sıçıyo şu dublaj. Geçenlerde azerice dublaj gördüm akıllara zarar.
Aktörün kendi orjinal sesi varken, ses efektlerinin orjinal filmde dublajlıdan kat be kat iyiyken neden insanlar hâlâ dublajlı izler anlamam,
Lan bi de orjinale en düşkün ülkelerden biriyiz, arabada orjinal giyside orjinal ayakkabıda orjinal filme gelince dublaj sebep?
Belki 2 kelime yabancı dil öğrenirsin,
2 satır yazı okuması zormu geliyor götüne pardon gözüne,
Tr dublajların çoğu vasattır ses kalitesi itibariyle ben sürekli çevremdekilere bunu anlatmaya çalışırım fakat anlamazlar ve basite kaçarlar ayrıca bu dublajsever salak kitle bunun üzerine kalkıp stereo kalitesindeki dublajlı filmi 5+1 ses sistemi ile sinema kalitesinde izlemeye kalkar, ama bilmez
Dublaj film genelde stereo 128-192 kbps kalite düzeyinde olurken, orjinal filim ac3 224 kbps den tut dts 5.1-7.1 1506 kbps ye kadar çıkabilir aradaki farkı siz anlayın. Ha birde küfürlerin tam anlamıyla dublajlanmaması ve iriyarı adamlara 15 yaşındaki ergen sesi verilmesi gibi salaklıklar her zaman oluyor, lakin büyük prodüksiyonlar için daha bi özeniliyor, mesela hobbit, ve karayip korsanları gibi,(ses içinbluray ve dvdler hariç) Dublajlı bir film hiç bir zaman orjinalinin yerini tutmaz.
Filmdeki asıl duyguyu hissedememek demektir.
Edward Scissorhans'ın orijinalindeki çekingen, naif ses tonu sizi karaktere bağlarken, dublajındaki tok ve robotik sesi sizi karakterden tamamen uzaklaştırabilir.
Karakterin yapısına, ruh haline, filmdeki haline-tavrına dikkat edilmiyor pek fazla.
Hayattan soğutuyorlar adamı resmen. oyuncuların orijinal sesleri, aksanları resmen küle çevriliyor. 15 yaşında adamı da, 30 yaşındaki hatta 50 yaşındakini bile aynı adam seslendiriyor. Bu ne saçmalıktır. Ararım, bulurum o alt yazılısını izlerim arkadaş.