sene 2012 bir yaz günü hannover şehir müzesini gezmekteyim. her eserin kodunu girip ingilizce olarak bilgileri dinlediğimiz bir cihaz var. yanlışlıkla bir kod giriyorum ernst august mustafa diye birinden bahsediliyor. bir türlü o eseri bulamıyor ve müze görevlisinden yardım istiyorum. kadın direkt türkçe olarak türksünüz di mi? diyor. mustafa dememden anlamış, gavurların* dili dönmüyormuş mustafa derken. arkadaş o değil de o sene iki ülke gezdim ikisinde de ingilizceden çok türkçe konuşmak zorunda kaldım ya ona yanarım. (bkz: almanya) (bkz: azerbaycan)
yukarıdaki hemen hemen her şeye katılmakla beraber türkün tokadını yiyenin de söylediğini belirtmek istediğim soru.
kendini dünya olarak lanse eden emperyal ulusların topuna birden tokat atmış tek millet türk milletidir.
o milletin ferdi olmaya layık her türk evladı da, hakkını yiyen teresleri dünyanın dört bir köşesinde aynı hakkını yedirmeyen yiğit ruhla tokat manyağı eder ve her defasında aynı soruyla karşılaşır.
yurtdışında yabancı dil karşılığında sıkça duyulabilecek sorudur.genellikle sıkı pazarlık yapıldığında, satıcı başa çıkamayacağını anlayıp bezgin bir ifade ile yöneltir.
Cehennemde üç kazan varmış. ikisinin başında bir görevli çıkanın başına vuruyormuş. Üçüncü kazanın başında bekçi yokmuş. neden dersiniz? işte burada sorulacak sorudur.
avrupa'da turklere benzeyenlere ve ya benzer davranısta bulunanlara "italyansın di mi" diye sorulması goz onune alındıgında, sanırım dunyada sadece bizlerin bildigi, ve kendimizle dalga gecmek icin kullandıgımız soru.
- kendi milletimin olumsuz yönlerine bok atıp eğleniyorum, böylelikle belki ortamlarda popüler olabilirim. türk olmaktan da utanç duyuyorum ben.*
- türksün di mi?
- evet.
- sen türk falan değilsin.
bilmem biliyormuyuz
zeki oldugu halde, imkanların kısıtlı olmasından dolayı kendi ülkesinde teknoloji gelistiremeyen insanlardir.
dunyada en çok doktora yapan kadina sahip olan insan topluluğudur.
dünyada en cok yüksek lisans yapan insanlardır.
ve hala gerizekalı, kıro, maço muamelesi gören ırktır türk ırkı, kendi toplumu tarafından da...*
(bkz: utanıyorum sözlük) şimdi (bkz: dağılın ulan)
disneyworld de splash denen alete binmek için sıra beklerken, on yaşındaki kızkardeşimin babamın yanına gidip "babaaa bak şu kızın boyunaaa. senden bile uzunn" dediğinde, genç kızın gülerek eğilip kızkardeşime "bilmiyorsun ama ben de türküm" demesi ve kardeşimin tam anlamıyla dumur olması. annemin ise uzun kıza dönüp, aa siz türk müsünüz demesi...
affınıza sığınarak bununla ilgili bir şey anlatmak istiyorum.
ne kadar doğru bilmiyorum, belki babamın beni güldürmek için yaptığı maymunluklardan biriydi*, belki de gerçekti. ama babam gerçekten yaptım dedi.
yer almanya;
annemle babam bir çin lokantasına giderler
babam; (menüden bakarak bilmeden etmeden) şundan getir der.
önüne kocaman bir kasede, içinde garip et böcek balık parçaları olan bir çorba getirmişler. yanındada çubuk vermişler.
babam hemen kaşık var mı diye sormuş
yok efendim demiş
peki kepçe var mı demiş
var demiş garson
babam getir o zaman demiş kepçeyle yemiş yemeği.
ordaki herkes sürekli babama bakarak gülmüş. sonra birisi gelmiş yanına türksün di mi`* demiş sırıtarak.
babam türkiyeliyim deyince belli oluyo zaten diye kahkahayı basmışlar.