Ülkeye giren binlerce suriyeli ve filistinlinin pasaportu olmamasına rağmen uygurları havaalanından gönderen türkmenleride sınır kapısından içeri sokmayan dışişleri bakanlığına toplu olarak mesaj gönderme çağrısıdır.
Türkmenler öz ve öz türkiye türküdür. kerkük ve musulu türkleştirmek için oraya yerleştirilmişlerdir.
Tanrı türkü korusun.
desteklenmesi gereken kampanya. soydaşlarımız orada acı çekerken ülkeye binlerce suriyeliye yer bulmuşken koskoca ülkede kardeşlerimize mi yer olmayacak? başımız üstüneler.
Arapları aldınız tamam
bahaneniz onlar şii idi
peki güzel kardeşim demezler mi adama yezidileri aldın
Türkmenleri almak için daha neyi bekliyorsunuz Türk devleti tarihinin hiç bir döneminde böyle bir şerefsizlik görmemiştir.
Türk Türk'ü Korumazsa Tanrı Türk'ü Korumaz
turkun turkten baska dostu olmasa da disisleri bakanliginin umurunda olmayacak yazidir. soydaslarimiz sadece bizim umurumuzda. turkun turkteb baska dostu yoktur.
hadi biraz mantıklı bakalım olaylara. şimdi senin benim gördüğüm durumu devlet görmüyor mu sanmıyorsunuz siz? inanın senden benden çok daha iyi görüyor olanı biteni. hatta daha öncesinden vakıf olaylara. yani sen dilekçe yazsan da yazmasanda değişmeyecek birşey. belki sadece vicdanını rahatlatacak bir nebze.
"Türk halkı istiyor, Türkmenleri ülkeye alalım" diyeceklerini düşünerek yazıyorsanız devlete birşeyler yolunuz açık olsun tabi.
He almama sebebi olarak da ortaya atacakları şey "bakın siz suriyelilere böyle böyle dediniz, bu yüzden almıyoruz" olur herhalde. bakalım tayyip efendi "cumhurun başkanı" ne yapacak.
Yalnızlığa, açlığa ve en acısı ölüme terkedilen Türkmenlerin Allah yardımcısı olsun. Bir tarafta Işid adlı katiller, hemen yanında Kürt gerillalar ve sen bunlardan kaçıp Türkiye sınırına ölüm yolculuğuna çıkıyorsun. Yolda açlıktan, sıcaktan ölen binlerce insan var. Sınıra geldiğinde ise sana pasaport soruluyor. Fakat hemen yanından geçen yezidiler, kürtler sorgusuz sualsiz içeri girebiliyor. Diyecek söz yok, bu coğrafyada Türke kefen çoktan biçilmiş.
Fakat tarih tekerrürden ibarettir!
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu bu günleri görmüş :
Ey Uyan Türk Oğlu
Er meydanlarından çekilir oldun
Çorak iklimlere ekilir o! dun
Eğilmek bilmezdin bükülür oldun...
Sürer mi bu gaflet; daha kaç sene?
Uyan ey Türk uyan! Uyumak nene?
Boşaldın boşaldın.. dolabilmedin,
Gidişin o gidiş.. gelebilmedin...
Döktüğün kanları alabilmedin...
Şah damarlarına yapışan kene
Sömürür mü seni: daha kaç sene?
Bakın şu Oğuz'un torunlarına;
Kara taş bağlamış karınlarına!
Umutsuz gözlerle yarınlarına
Bakarlar mı dersin; daha kaç sene
Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene!
Eski sandıklarda harsın, tören ey!
Hain, çaşıt dolu; yanın, yören ey!
Bağlı tutsak sanır seni gören ey!
Bu böyle sürer mi; daha kaç sene?
Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene.
Bak ne der Oğuz Han, Alparslan, Tuğrul:
Ey Bozkurtlar soyu! Yerinden doğrul!
Silkin! ... Öz mâyanla yeniden yoğrul!
insanlığı nûra kavuştur yine
Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene.
Acunda ne varsa kurudan, yaştan
Al Dede Korkut'tan, Hacı Bektaş'tan
Malazgirt ufkuna doğ yeni baştan...
Dilerim Tanrı'dan bu devran döne,
Uyan ey Türk! ... Uyan! Uyumak nene?
Seni aldatmasın 'Batı' denilen,
Onun mayasıdır 'katı' denilen,
Onun iç yüzüdür 'kötü' denilen...
Odur özsuyunu sömüren kene!
Sen uyan; onu da uDüşün! Kaç parçaya bölmüşler seni?
Sonsuz bir sahraya salmışlar seni...
Kanadını kırıp yolmuşlar seni..
Kalk, doğrul yerinden! Yürü, geç öne!
Uyan ey! ... Kendine dönmeyi dene.
Türk Bilge Kağan der 'işitin beni!
Benim çağlar aşan, benim en yeni.
Ey Türk! Birgün gaflet basarsa seni
Gönül ver, kulak tut bendeki üne,
Uyan Ey! Kendine dönmeyi dene! '
'Üstten gök basmayıp yer çökmeyince
Hainler türeyip bel bükmeyince
Seni gafil bulup kan dökmeyince
Türk'ün bir düşmanı çıksa da bine
ilini, töreni bozamaz yine! '
Köklerinden koptu okumuşların,
Batıyı put yaptı okumuşların,
Yaptığına taptı okumuşların...
Ey Türk! Kendine dön! Yad, yaban nene
Kalk, doğrul yerinden, yürü geç öne!
Dinle! Dövülmekte... Çağrı kösleri,
Dinle! Yakındadır... ayak sesleri,
Bozkurtların sıcak, hür nefesleri
Ufkunu doğudan sarsın da yine
Kalk! Doğrul yerinden! Yürü, geç öne!
Sen, Oğuz Ata'nın has milleti, sen!
Sen, son Peygamberin has ümmeti. sen!
O seni boğmadan, boğ zilleti sen! ...
Uyan! Ey Türk oğlu! Uyumak nene?
Kalk, doğrul yerinden! Yürü, geç öne!
Medet ummaya gör kızıl surattan,
Seni mahrum koyar aşktan, muraddan,
Çağla Sakarya'dan, kükre Fırat'tan..
Kara, kızıl, sarı.. sür, topla yine;
Bunlardır özünü sömüren kene!
Destanlar yazılır, şanına lâyık,
Yine de erişmez ününe lâyık,
Olursan soyuna, dinine lâyık...
Geçer bu gafletin; sürmez çok sene,
Uyan ey Türk oğlu! Uyumak nene?