bu bilgi eksikliği her geçen gün kendini daha yoğun şekilde hissetirmekte ve bunun sonuçları daha da kötüye gitmektedir.
bir türk bu ülkeyi anne ve babası türk olanlara ait zannedebiliyorken bir kürt de bu ülkede azınlık olduğunu idda edip hak istiyorum diyebiliyor. ikisi de çok yanlıştır.
bu başlıktaki önermeye katılabilirsiniz katılmayabilirsiniz zaten konu bu değil.
bu başlıkta bana ait olan ama bir arkadaşımın aracılığıyla girdiğim entry bulunmaktadır.
entry'de lozan anlaşmasında kürt milletvekillerinin ve temsilcilerinin özellikle azınlık statüsünü kabul etmediği ancak gelecekte türkiye'nin başına sorun açmak isteyen batılı güçlerin kürtleri nasıl azınlık statüsüne düşürmek istediği anlatılmaktadır.
lozan antlaşmasında kürt türk tek vücuttur ibaresi yer almaktadır. bunu o antlaşmayı bizim adımıza imzalayan kişi kürtleri bize karşı gelecekte kullanmayı amaçlayan emperyalistlere defalarca söylemiştir.
yani bugünkü kürtler kesinlikle azınlık değildir.
ayrıca işin bir de türklük boyutu var. bugün bu dahi kesin anlamıyla bilinmemekte. türklük bu ülkenin kurucusu tarafından bizzat tanımlanmış ve o dönemin kürt türk arap ve diğer milletlerinden oluşan milletvekilleri tarafından kabul edilmiştir.
buna göre türk " türkiye cumhuriyeti devletine gönül bağlarıyla bağlı olan ve diğer coğrafyalarda bizimle aynı kültürü paylaşan insandır." olarak anayasaya bizzat atatürk tarafından yazılacaktır.
birileri mutlaka şu an şu soruyu soruyordur. "ne mutlu türküm diyene ne demek o zaman?"
atatürk görüldüğü üzere burada da "ne mutlu türk olana değil ne mutlu türküm diyene" demiştir. türk olmakla türküm diyebilmek farklıdır.
ayrıca bazıları atatürk'ün doğuya bilerek yatırım yapmadığını kürtleri bilerek asimile etmeye çalıştığını söyleyecektir.
bugün çok ünlü olan gap projesi dahi atatürk'e aittir. erzurum atatürk üniversitesi onun talimatıyla açılmıştır. 6 binden fazla işyeri atatürk zamanında doğuya açılmıştır.
ayrıca şu da bir gerçektir ki atatürk kürt aşiretlerine savaştan önce birçok söz vermiş ve bunları da elinden geldiğince tutmuştur. tutulan sözleri söz konusu başlıktaki linke bakarak görebilirsiniz.
bir de milliyetçilik meselesi var. atatürk milliyetçiliğinde yer alan türkçülük sadece dil birliğini ve kültür birliğini savunur din birliği ya da ırk birliğine gerek yoktur.
yani bugün bir kürt ben türk'üm ya da türklüğü anne babası türk olmak sanan bir kimse ben türk'üm dediğinde şunu demiş olacaktır.
"ben bu ülkeye gönül bağlarıyla bağlı türkçe konuşan ve bu ülkenin kültürüne sahip vatandaşım"
yazımı çok güzel bir sözle bitirmek istiyorum o halde.
aklı başındaki herkesin bu yazıyı okuduktan sonra katılacağı bir söz.