Kumandanlarından biri Adolf Hitler'e sorar :
-"Türklere neden saldırmıyoruz???"
Bu soru üzerine Hitler :
-"Türkler öyle bir millettirki, eğer saldırırsak tamamını yok etmemiz gerekir... Yoksa 1 tane bile hayatta bırakırsak, yeni bir devlet kurar ve intikamını alır......" demiştir.
-"Dünyada savaşmayacağım tek ülke Türkiye'dir."- "Eğer dünya tek bir devletten oluşsaydı, sanayisi Almanlar, Askerleri Türkler, Fahişeleri Fransızlar olurdu".
içimizdeki en kutsal ırki değer. Türk'ler özü itibariyle savaşçıdır kimsenin inkar ettiği yok. iskitler'den, Osmanlı imparatorluğuna kadar zor şartlarda hayatta kalmayı felsefe edinmiş büyük bir millettir.
Tarih boyunca 17 imparatorluk, 38 devlet, 34 hanlık, 32 beylik, 4 atabeylik, 10 cumhuriyet ve şehir devletlerini de sayarsak 350'nin üzerine devlet kurmuş bir milletiz. Yani kalkıp bu kadar medeniyeti yüksek, kültürü parlak bir milleti barbarlıkla suçlayıp kötülemeye kimsenin hakkı yok. Her zaman söylüyorum devlet başkadır, hükümet başka. Bu iki olguyu karıştırmamak gerekir. Şimdi gelelim günümüze;
Okmeydanı'nda dün bir vatandaş öldürüldü. Hesabı kesinlikle sorulmalı çünkü adamın suçu günahı yok, sıradan bir vatandaş. Polis eğer silah kullanmayı bilmiyorsa kullanmayacak olay bu kadar açık. Ama polis görevini tam yapamıyor diye devlete saydırmaya da lüzum yok. Devletin uzantısı olan hükümet devreye giriyor burada. Sen Türkiye Cumhuriyeti gibi, Türk devletine güvenlik güçleri temin etmek için sıradan bir okul ve yetersiz eğitim verirsen kusura bakma ama her türlü hakarete ve eleştiriye kucak açmış olursun. 2 yıllık eğitimle adamın beline silah takıyorlar. Öfkesini kontrol altına alamayan kafası jöleli gençleri çevik polis diye sürüyorlar piyasaya. Kimse kusura bakmasın ama bütün bürokrasi tabanı, askeriye birliği, polis teşkilatı halk için varlar. Halka zulüm etmekse amaç, orada hiçbir sistem yapılanmasının önemi kalmaz. Hea bunları söylüyorum ama halk içinde anarşinin tozunu kaçıran polis otosuna ilk molotof isabet ettikten sonra elindeki ikinci molotofu tutuşturmaya çalışan orospu evladının kulaklarından tutup geçmişini sikip atmak da serbest olmalı.
Polislerimiz de şunu çok iyi anlamalılar ki başbakanın yaptığı gibi insanları ötekileştirmek kendilerine hiç bir fayda sağlamayacaktır. Ve altını çiziyorum polis eğitimi gerçekten yetersiz. Bu gün ergenlere kadar düşmüş milleti korumakla görevli birimin ekipmanlarının çoğu. Adamlar kırmızı kırmızı suratlarını kapamışlar ve apacık ben buradayım diyorlar. Bunların kafasını ezmek varken yoldan geçen masum vatandaşa kurşun yağdırmak kesinlikle haklı sebeplere dayandırılmamalı ve bunu yapanlar mutlaka celandırılmalı. isabet gücünü bile orantılamıyorsan seni polis yapan sistemin a.q ben.
Eskiden "Türk Erkeği" denilince akılda mert, namuslu, haksızlığa boyun eğmeyen, içi dışı bir, delikanlı; kısacası adam gibi adam bir profil belirirmiş akıllarda. Türk olmak, Türk erkeği olmak gurur verici bir şeymiş ki yabancı bir ülkede "Ben Türk'üm." diyen bir adam gördüklerinde akan sular dururmuş.
Şimdi ise "Aa Türk mü? Aman olmaz bir şey. Aklı fikri yatakta erkek modeli işte. " gibi cümleler söz konusu. Erkek her şeyi yapar. Yer, içer, yatar... Neymiş? "Erkeğim ben, istediğimi yaparım." Ne güzel göstermiş Cem Yılmaz. Eli görüyor musun? Bak.
Türk kadını ise asil, ağırbaşlı, hanım hanımcık ama bir o kadar da güçlü; Gayet zarif, yerini bilen, saygılı bir karaktere sahipmiş. Sadakat kelimesinin eş anlamlısıymış adeta. Ve bununla beraber çalışkanlık kavramı da ön plandaymış hatun kişisinde.
Günümüz Türk kadınında ise akim olan düşünce özetliyor belki de :"Ay ben bizimkine iki naz yapar onu parmağında oynatırım." Ne kadar acı verici bir durum. Aman eli sıcak sudan soğuk suya girmesin. Aman aç kalmasın. Aman sabır nedir bilmesin. Dişiliğini kullanarak her istediğini elde etmek ve sabır kavramından bihaber olmak hangi çirkin akla hizmet?
işin en acı tarafı ise gençlerimizin bu gözle görülür değişimin farkında olduğu halde değişim için çaba göstermemesi. Yahu ben cidden merak ediyorum. Acaba değişmek işlerine mi gelmiyor yoksa "Türklük" kavramının adının kirlenmesi umurlarında mı değil? Henüz hayatının baharında bir genci kendi neslinden, ırkından utandırmak kimin haddine? inanılmaz bir değişimin içine girmişiz. Herkes değişime kendinden başlasa, daha güzel bir ırk haline gelsek, eski halimize dönsek, zaman makinesi bulunsa... Ne diyorum ben? "Hayallerle yaşayanı gerçekler tokatlar." sözü geldi aklıma. Bu ülkede otorite meraklısı, saygısız, patavatsız kadınlar ve uçkur düşkünü, arsız, patavatsız kadınlar; uçkur düşkünü, arsız erkekler çoğunlukta oldukça değişim olur. Tabii ki olumsuz yönde olur. içim acıyor böyle bir neslin bu hallere düşmesine. Değişen fikirlere, ilişkilere, aşklara.
son noktayı koymadan önce her şeyi özetleyen, Serkan Uçar'ın şiirinden bir kesit :
"Ne zaman, o senin bildiğin zaman,
Ne sevda, gördüğün masallardaki, eskiden.
Eskiden halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler, yüreklere kazınırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli.
Sevdalar, kavgalar, aşklar iki kişilik.
Oysa şimdi çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan gayrimeşru acılar doğuyor kundaklara, günahkar gecelerden."
"türkler bir gözünü açtı, ok attı.
öteki gözünü açtı, kılıç çekti.
şöyle silkelendi, ata bindi.
türkler öyledir ki,
kesersin alttan bir baş daha çıkar. bitmez..."
Türk olmak demek tarihimizden bugüne kadar gelen örf ve adete saygılı bireyler olmak demektir. Bulunduğu çevreyi kalkındıran sadece bireysel değil geniş çerçevede düşünebilen insanlar olmak demektir. Bu bizim özümüzdür. Türkler ayakbastığı toprakları kalkındırmışlardır bunun tarihte örneklerini görmek mümkündür.
"40 kişi ile Çin sarayını basan,şimdilerde sanat eseri denen ancak Türk korkusunun birebir delili olan Çin Seddini korkak Çinlilere inşa ettiren AKINCILARIN torunuyum!BEN TÜRK'ÜM!..Ben Orta Asya'da türeyen anadoluda büyüyen,avrupada içlerine yürüyen TÜRK'ÜM...Ben dağlarda gemi gezdiren,taşlara destan kazdıran,tarihi baştan yazdıran TÜRKÜM...Ben adalete,mertliğe örnekler veren,ölüm kalım savaşına gülerek giden,yeryüzünde her murada eren TÜRKÜM...Ben sancaklara tuğlara baş eğdiren,beylere,paşalara hilal giydiren,kılıcını üç kıtada gezdiren TÜRK'ÜM...Ben Atillayı,Yavuzu var eden,kralları,imparatorları kendisine yar eden,düşmanına dünyasını dar eden TÜRKÜM..."
Allah'a ne kadar şükretsek de az kalır bu kutsal özelliği bize nasip ettiği için. türk milletinin en önemli ülküsü şanlı türk bayrağının gölgesinde tuna nehrinde abdest çin seddinde namaz kılmak olmalıdır.
sen o kadar, "millet tanımıdır, ırka indirgenemez, etnisite vurgusu yoktur, bütünleştiricidir, şemsiyedir vsdir" de ondan sonra da ilkokul, lise tarih kitaplarından itibaren türklüğü bir ırki tanım ve tarihsel olgu olarak vatandaşa ver. olur mu böyle hassan?
milletin ismi türk milleti, çocuğun türke dair öğrendikleri, uygurlar, göktürkler, peçenekler, hunlar, kumanlar. ee? ne bekliyon yani bu çocuk büyüyünce türklüğün içine kürtleri nasıl sığdırabilsin? veya kürt çocuğu kendini buraya nasıl yerleştirsin?
gurur duyulacak bir tarafı yoktur. grupça eylemlerde bol bol adrenalin hormonu üretmenizden başka bir şeye yaramaz. ilerye gitti mi kötü sonuçlar doğurabilir. halk arasında börbürlenme ve kendini üstün görmenize neden olur ve bu da sapkınlığı ortaya çıkarır. orta asya dan başlayıp osmanlıya oradan da m. kemale uzanan bir gurur seline sahiptir. dikkat sel alıp götürebilir. nice insan yolun sonunu göremeyip bir hiç uğruna yaşamını yitirmiştir. tüm dünyada tek bir gerçek vardır kimse kimseden üstün değildir. bu sorunları yaratanlar devletlerdir ve bir an önce kendileriyle birlikte sınırlar kaldırılmalıdır. sahiplenme duygusu insanın yeniden anarşiden uzaklaşıp efendi köle ilişkisinin başlamasına neden olur. kimse kimseden üstün değildir. evet! anarşistim ve anarşizm böylesi özgürlüğün gerçek manasıdır ve yapı taşlarından biridir.
atatürk'ün yoktan var ettiği ülkede yaşamak ve bu ülkeye sahip çıkmaktır. kanında asillikle yaşamaktır ve hiç korkmadan gözünü bile kırpmadan vatanı uğruna canını feda etmektir türk olmak...