bin yıllardır geliştirdiğimiz bir davranış şekli var.
öyle her şeye hemen tepki vermez, türkler.
bakar, izler, olsun düzelir falan der lakin zorlanmaya başlayınca de get ulan der.
ben bunu aklım erdiğinden beri izlediğim olaylarda gördüm.
bu ülkede;
ne komonistlik
ne bağnaz dincilik
ne kapitalizm
ne bilimsellik
ne elitizm
ne köylücülük
ne işçicilik
ne de diğer zorlama ile kabul ettirilmeye çalışılan ideolojiler tutmadı.
biz türkler sıkıntıya gelemiyoruz.
bizi serbest bırakacaksın.
her şeyin orta yolunu severiz.
iyi de ederiz.
Bir gün bir kervancı köle satan bir tüccarın yanına yanaşır. Amacı uzun yollar boyunca onun mallarına saldıran haydutlardan kendisini koruyacak güçlü bir köle almaktır.
Sorar adama işte bu ne kadar şu ne kadar tüccarda sayar hepsini şu 100 şu 200 şu 300 falan en sonunda çok iri kıyım sert mizaçlı bir köleye bakar kervancı. Tüccarda "dikkatinizi mi çekti o özel bir köledir onun fiyatı 2000 dinardır." Der. Bunu duyduğuna şaşıran kervancı "ulan bunun ne özelliği var?" Diye sorar adama. Tüccarda ona "bu türk'tür." Der. Adam şaşırır ama yine de vardır bir hikmeti deyip bizim türk'ü alır.
Herneyse yine kervancı yola düşmüşken 41 kişilik bir haydut grubu kervanına saldırır. Mallarını yağmalarlar yapmadıklarını bırakmazlar.
Kervancı kölesi olan türk'e "bir şey yapsana!" Diye feryat figan içinde ağlayarak haykırır ama bizim türk mal mal oturup hiçbir şey yapmamaktadır. Bunun üzerine haydutlar bizim türk'e de bulaşır onla dalga geçmeye başlarlar 1 tanesi gelir tokat atar 2 3 4 5 6 derken en sonunda 41. Haydutta türk'e tokat atınca bizim türk yerinden bir hışımla kalkıp saniyeler içerisinde 41 haydutun 41'ini de doğduklarına pişman eder.
Olan bitene anlam veremeyen kervancı kölesi olan türk'ün yanına yaklaşarak "neden Bu kadar bekledin beni korumadın mallarım mahvoldu nasıl kölesin sen?" Diye sorar. Bizim iri kıyım türk'te kervancıya "ben der... ben türk'üm 41. Tokatı yemeden akıllanmam."