Türk toplumunun koduna sinema, tiyatro yerleştirirsin tamam sanatın her türlüsüne saygımız var ama, belli bi zümre dışına opera ve Bale bir beden büyük güzel kardeşim.
Adam maddiyatla alakası yok demiş haaaaaassssssiiiktir ordan. Senin canın çektiğinde yediğin Domino's pizza, kaç orta direk ve altı ailenin özel akşamı biliyor musun sen.
Adam akbil basıp gittiği yerde kendini kral arthurun kankisi gibi hissedemez.
O zaman kobra murat, Kaliiiiiiiteeee kalite markaaaaaa marka
türk ulusunun baleye ve operaya gitmesi zaten mantıkla örtüşmez. her ulusun kendi sanat dokuları vardır. sanat insanlara duygularını en yoğun biçimde yaşatır. bizde o duyguyu opera ve bale oluşturamaz ama sağlam bir çökertme ve güzel bir zeybek oluşturabilir. dolayısıyla her ulusların sanat yapıtları karşısında aynı ilgiyi göstermemeleri bundandır.
arkadaşımızın birisi türk halk müziği konserine de gitmiyorlar demiş, doğrudur. söze girerken söylediğim pop dediğimiz bir söylem var sözü de burada devreye giriyor. gençleri ne yazık ki ''milli şok'' yaşatacak ne eğitim sistemine de ne de basın yayına sahibiz. toplumun ortak tepkeleri(refleks) yok. ortak sanat anlayışı yok. yalnız ortak bir yurtta yaşıyoruz. onda da herkes birbirini kovma peşinde.
Geçin kültür muhabbetini felan. Size tavsiyem yaş 50 olmadan gitmeyin. Bayılır düşersiniz. Insanın kan akışı yavaşlıyor adam kültürsüz cahil bi halkız diyor. Olm seni operaya koysak kabeyi bulamazsın bi daha ne ayak yapıyosun eğitim gelişmişlik diye?
ilk defa çoğunlukta olmanın mutluluk verdiği mevzudur. her bünyeye uymaz bunlar malum. kültürlü insan denilince illa ki bunların olmasına da gerek yok..
şimdi opera ve bale neden teşvik edilmiş, zamanında ona bakalım.
kim gibi yaşarsan başına onun başına gelen şeyler gelir. ıraklılar gibi yaşarsan onların karşılaştığı şeylerle karşılaşırsın, iyisiyle kötüsüyle, italya gibi yaşarsan ona keza.
ha ne yapılmış türkümüz, ihmal edilmeden sanat hayatımıza operada katılmaya çalışılmış hem de türküler, destanlar operalaştırılmış. yeni eserler de çıkmış, gerçi operet ama lüküs hayat gibi bir eser halk tarafından da çok benimsenmiş. yani demek ki oluyor.
tabi asıl amacın altını çizmek lazım.
kim gibi yaşarsan, başına onun başına gelen şeyler gelir. çünkü kültür insan beynini şekillendirir.
üff ne bu saatlerdir millet aç aç gargarası yapılıyor ? millet aç falan değil kardeşim. senin aç diye tanımladığın gelir seviyesi düşük, kültürel faaliyetlerden uzak duran bir kesim. sıla konserine 100 vermek koymuyor ama iş operaya, baleye vs. gelince oralı olunmuyor pek. bu da kişisel zevk ve tercihlerden ötürü gelen bir alışkanlık biçimi.
yani operaya gitmek tercih edilmiyor desek daha doğru olur bence.
aynı zamanda kimse operaya, baleye gitmiyor diye asosyal bir sığır olarak tanımlanamaz. insanları şöyle ' kitap okumuyorsa salaktır ' , ' baleye gitmemişse çomardır ' gibi yargılarla yargılamayı bıraksak bir rahatlayacağız ama...
Opera , bale'ye gidecek para veyahut zaman var mı ? Millet ev geçindirmek için didinip duruyor. O paralara ev geçindirilemediği için herkes ekstra çalışma ek iş Ya da mesai kovalıyor hal böyleyken insanlar aç iken eğlence veya sanat ve kültüre zaman ayıramıyor ki bu da gayet normal.insan önce karnını doyuracak sonra zihnini.bu arada o %90 değil rahat %99'dur oran olarak.%90 olsa duramazsın .
gösterimi yapılmayan bir gösterinin bi anlamı yoktur bana göre. 14 yıldır şu an yaşadışım şehirde yaşıyorum ve bi kez bile opera veya bale ekibi gelmedi bunları geçtim senede en fazla 4-5 tiyatro sergileniyor. bu yüzden izlenmemesi normal çünkü yok öyle bi gösteri grubu.
90'lık dilimdeyim. Ama bu Türk kültürüne uygun değil demek yanlış olur. Öncelikler meselesi bu. Halkın önemli bir bölümü fakirlik ve açlık sınırlarında yaşıyor. Operaya gitmek yerine evine et almayı tercih ediyorsa bunu sorgulamak kimseye düşmez. Ayrıca diyelim ki hali vakti buna uygun ama gitmiyor. Burada da zevkler devreye girer. Gelişmemişiz diye olaya bakmak yanlış.
Maslov'un ihtiyaçlar hiyerarşisi'ne göre baktığımızda da açıklayabileceğimiz durumdur.
Opera ve bale belli bir eğitim seviyesi ve maddi açıdan belli düzeyde insanlara hitap eder genellikle. Türk insanının ise yemek ve güvenlik ihtiyaçları bile doğru düzgün karşılanamadığı, belli bir refah seviyesine gelinemediği için opera, bale, tiyatro gibi sanatlar pek ilgi görmez.
Maslov der ki; insanlar önce karnını doyurabilir, güvenlik ihtiyaçları karşılanırsa diğer aktivitelere yönelmeye başlarlar. Adamın elinde on lira parası var. Tiyatroya mı gitsin, yoksa gidip evine ekmek mi götürsün. Haklı olarak gitmez o tarz etkinliklere tabiki.
Ve ayrıca insanımıza bu tarz sanatlar hakkında yeterince bilgi verilmiyor ve oraya yönlendirilmiyorlar. Sonuç olarak insanımız da bu tarz etkinliklere katılamıyor. Basit ve net.
