türklerin oldu olası hayali düşman yarattığı tüm dünyaca bilinir ve artık bu durum afrika nın balta girmemiş yerli halkını bile tedirgin etmiş ve bezdirmiştir.
hayali düşman komşu seneryoları türklerin devlet kurmalarıyla değil oba olmalarıyla başlar zira kendi soydaş komşu obalarıyla sürekli savaş halinde olmalarından malum. tarih sahnesine çıkmadan başlayan bu tuhaf zuhurlar 21. yy da halen devam etmektedir başta yunanistan ve ermenistan olmak üzere tüm sınır komşuları düşman ve kendi topraklarında tüm dünyanın gözü varmış gibi bir hissiyata kapılıdır halen tüm türk ve de özellike türkiye insanları.
ermenistan ve yunanistan ın bunlar içinde çok daha büyük bir payı vardır zira bu durum sadece bir düşmanlık olarak görülmemekte çok ciddi sürtüşmeleri de beraberinde getirmektedir. yunan ve ermeni halkları düşman olarak görülmekte yakalandığı yerde linci mazur görülür derecede öfke bir sel dağına dönüşmektedir.
buna yakın tarihin getirdiği bazı olumsuz olaylar sebep gösterilsede aslında bu geçmiş ve devam eden kin gütme politikalarının milli duyguları mütemadiyen tikeltme çabasıdır ve her zaman başarılı olmuştur.
tehcir e uğrayan batı anadoludan sürülen bu halklar bile geçmişin izlerini silmeye ve kötü günleri silkmeye çalışırken türklerin halen bir hazımsızlık içinde olmaları düşündürücüdür.
nedir bu türklerin platonik yunan ve ermeni fobisi?
anlamak mümkün değil.
böyle bir durum yoktur. aksine, yüz yıllardır, bu ülkenin coğrafik konumu hazımsızlık konusu olmuştur. paylaşılmaya, bölünmeye, fethedilmeye çalışılmıştır. yunanlılar değerlerimizi sahiplenmeye, ermeniler soykırımın arkasına gizlenerek içten içe sömürmeye çalışmıştır. velhasıl türkler değildir hazımsız olan, onlardır. ***
resmi ideolojinin türk insanına enjekte ettiği uzun ve zahmetli düşman yaratma politikalarının bir sonucudur. e bu da anlaşılabilir bir meseledir. sokaklarımıza bir baksanıza. içeriden ve dışarıdan "dostları ve müttefikleri" tarafından kuşatılmış bir milletten neyi nasıl hazmetmesi gerektiğini öğrenmeden, bilmediği, tanımadığı şeyleri hazmetmesini bekliyoruz. 100 yıl sonra bu toprakların ve sınırların aynı kalacağının garantisi yok. üstelik biz daha ermenileri ve yunanları doğru dürüst tanımamışken buradan ittirile ittirile götürülüyoruz.
türklerin ynanistan ve ermenistan'ı hazmedememesi gibi bir durum söz konusu olamaz. zira adı geçen iki ülke de türklerle karşılaştığından beri -ortalama 1000 sene- mağlup durumdadır. kısacası tarih bilmeyen yorumlayamayan uuser söylemi. bak o öyle olmaz şöyle olabilir; sığır çobanlarının dünya hakimiyetini hazmedememe. ki bu da gelip geçicidir, biz buna kader diyoruz. zamanı gelince bu medeniyet tekrar hakim olaaktır.
anayasası içinde türkiye'nin çok büyük bir kısmının bulunduğu toprakları kendi toprakları olarak gösteren; ermeniler, ne kadar kültürümüz varsa koştura koştura ab'ye gidip tescilletten, türkiye'yle yapılan milli maçlarda "istanbul bizimdir, geri alacağız" diye yazan, sanki alışkanlık haline getirmiş gibi neredeyse her gün kara sularımızı ihlal eden; yunanlılar, ama yine de onları hazmedemeyen biziz, öyle mi?
yazar burda kendi iç dünyasını paylaşmış imla kurrallarına dikkat etmiş sürükleyici bir anlatım kullanmıştır parçanın tümünde saçmalamış bir bölümünde saçmalaması tavan yapmıştır ; başta yunanistan ve ermenistan olmak üzere tüm sınır komşuları düşman ve kendi topraklarında tüm dünyanın gözü varmış gibi....
aşağıdakilerden hangisi yazarı gt etmeye yetecek cevaptır.
a:yıllardır türkiyeyi bölme girişimi asala pkk sağ sol çatışması alevi sunni gerilimi
b:kutsal kitablarında (bkz: incil)anadolu kutsal sayılması fener rum patrikhanesi
c:anadolu yeraltı zenginliği başta geleceğin petrolü bor minerali
d:anadolunun jeopolik konumu boğazlar zengin bitki örtüsü
biz yunanları
kıbrıs'ta
ege'de
karadeniz'de
balkanlar'da
ermenileri de
doğu'da ve kafkaslarda tarihin kanlı sayfalarına gömdük daha ne konuşuyorsun bre yunan dölü!