Ailelerimizin kitap okuma alışkanlığı olmadığı için çocuklarına bunu aşılayamadığı için ayrıca ülkemizde geçimin zor olması durumundan küçük yaşlarda çalışma ve ailelerimizin çalışmakta olup böyle aktivitelere zaman bulamamasından kaynaklanan bir sorundur.
Zaman kaybı olarak düşünülmesi. Ama tuhaf olan şu kitap okumayı zaman kaybı olarak düşünenlerin ne gazete ne de makale okumadıkları. Bu gibi şeyleri yapmazsanız zaman kaybı olarak düşünmeye hakkınız kalmaz.
Pop kültürü içerisinde yer alıyoruz ve ciddi bir tüketim toplumuyuz. Hızlı tüketiyoruz, her şeyi kitaplar ise çok uzun ve okumak emek istiyor. Bir de belki yanlış yerden başlanmış, kendi tarzını da bulamamış olabiliriz. Bir noktadan başlamak için biraz Pop Kültür, biraz da klasiklerden bir karma iş görebilir. (http://basgann.com/bir-er...okumasi-gereken-kitaplar/ )
çünkü kafamız çok karışık, ülke sorunnları bitmiyor, başka şeyler düşünmekten kitap okumaya vakit kalmıyor her şeyden önce kafa müsait değil vs. diyeceğimi sandınız değil mi? türkler kitap okumuyor mu yahu? buna kim karar veriyor? okuyan okuyor bence. ama bunu alışkanlık haline getirmek ebeveynlerin görevi. bi günah keçisi seçilecekse %10 ebeveynlerin hakkını teslim edelim. öğretmenler, arkadaşlar, yanlış tavsiyeler, yanlış seçimler bunlar osla olsa %40 yapar. geri kalan en büyük etken kişinin kendisi.
Gün geçtikçe kitap okuma oranının arttığını düşünüyorum. En azından ilgi alanı olarak bunu belirlemiş sürekli kitap okuyan kişiler var. Sadece yazma ve okuma kültürü bizde biraz ağır yeşermiş. Edebi akımları vs. takip eden taraf olmuşuz. Ancak son derece orjinal eserler çıkaran yazarlar da bu topraklardan çıkmış. Bu yavaş yeşerme durumunu Voltaire 12. Charles'ın Tarihi kitabında şu şekilde belirtmiş: "istanbul'da bir yılda yazılanlar Paris'te bir günde yazılanlardan azdır."
Gerçekten okumazlar, genellemenin dışındakiler elbette var ancak adamlar ciddi ciddi kutsal kitaplarını dahi okumaya üşenirler. Kitap okuyorum dersiniz, ilk sordukları soru "kaç sayfa" olur. Çoğunluğumuz böyledir ve bu yüzden de maalesef ilerleyemiyoruz. Çünkü ben sanmıyorum ki ülkenin başındakilerde cin ali'den başka kitap okumuşlar diye.
Kendini geliştirmek, güzel ve mantıklı konuşmak isteyen herkes kitap okumalı, farkındalığını arttırmalı, başka bakış açılarını keşfetmeli.
Özellikle genç kesimin kitap okumamayı bir bok sanmasından dolayıdır. Ben ne zamandır doğru dürüst kitap okuyamıyorum diye ağlayacağım, adam "en son okuduğum kitap cin ali'ydi." Diyerek gülüyor ve hatta bununla övünür gibi davranıyor. gülüyoruz ağlanacak halimize dedikleri bu olsa gerek.
Aksine instagram yaygınlaştığından beri kitap okuyorlar görünümlü kişi sayısı arttı. Ver ellerine grinin elli tonunu kürk mantolu madonnnayı birde kulaklık at instagrama. Tebrikler sizde bir kitap kurdusunuz. Yolda görüyorum adamın elinde kitap kulağında kulaklık. Arkadaşım sen o müzikle nasıl kitap okuyorsun allah aşkına. Kitaptaki olayları betimlemeleri o müzikle nasıl kafanda canlandırıyorsun. Hepsi şovmen amk.
sorsan vakit mi var diye geçiştirilecek olan sorundur. ben dahil çoğumuz yeteri kadar kitap okuyamıyoruz. bu da ağaç yaş iken eğilir i akıllara getiriyor. sana küçükken bu kültür verilmezse ve sen bu durumu yapması lüks bişeymiş gibi değil de içselleştirip yapmak zorunda olduğum bişeymiş gibi algılarsan o zaman çığır açarsın kanka.
ama metroda otobüste yanınızda kitap gazete vs. okuyan kişilerin okuduklarını satırı satırına okumakta da dünya 1.si olduğumuzu iddia ediyorum. *
Hangi istatistiklerden yola çıkıldığına bağlı olarak kabul görebilecek bi kanıdır.
Kitap satışlarından yola çıkıldığında alt sıralarda yer alabiliriz. Korsan kitap satışları ve alınan bir kitabın dolaştığı eller göz ardı edilmese en üstlerdeyizdir aslında.
kitap okumanın zevkli bir eylem olarak görülmediği ve hatta neredeyse zaman kaybı olarak görüldüğü içindir.
tabi instagram'da fotoğraflara çift tıklamak, facebook'ta ünlü birkaç sayfanın paylaştığı bütün fotoğraflara bakmak hatta fotoğraflardaki yorumları okumak daha zevkli geliyor insanlarımıza.
ülkede geçmişten günümüze gelen varolabilme başarılı olma kıstası ile doğrudan alakalı bir mesele olup
özünde para endeskli bir kabul edilme olduğu için herkesin zengin olma telaşında olması ve hayatın bu felsefe ile yürütülmeye çalışılması ve tabi ki bundan dolayı okumanın gereksiz görülmesi.
yoksa adam bilse ki okusa düşünecek düşünse ne iş yaparsa yapsın başarılı olacak ama bilmiyor neden okumuyor.
Kitap okumak farklı yöntemlerle insanlara okutulmak istendiğinden(okul, üniversite, abuk subuk sırf okusunlar die kişisel gelişim kitapları), okumaya karşı yıllar içersinde gelişen okumama isteği doğurmuştur. Zorla güzellik olmaz.
türkler neden kitap okumuyor sorusundan önce az gelişmiş ülkelerdeki insanlar neden kitap okumuyor sorusu akla gelmektedir. yine de türkiye bazında durumu ele alacak olursak, yıllarca göçebe yaşamış bir toplum, askerlik ve tarımla uğraşmışlar ve kitap okumak ve bilgiye ulaşmak için en önemli araç olan matbaa ile çok geç tanışmış bir toplum ve her askeri darbe sonunda elinde kitap olan kişilerin okuduklarından aklının karıştığı varsayımından hareketle tehlikeli göründüğü bir coğrafyada bırakın kitap okumanın alışkanlık olmasını evlerinde bir kitaplık varsa bile mutlu olmamızı gerektiren durumdur.
en yaygın ve sinir bozucu olan mazeret şudur.
-ya falan kitabı okudun mu? çok güzeldi, çok sürükleyici.nasıl bittiğini anlamıyorsun.
+yha ** filmi var ki onun, ne gözümü yoracağım.
-şaka mısın, hiç filmle kitap bir olur mu?
+2 saate hangi kitabı bitirebilirsin, ama 10 saatte en az 4 kalın kitabı bitiririm filmini izleyerek, yalansa yalan de.
-hayal gücünden bahsediyorum, neden o filmi sen çevirmeyesin zihninde, yönetmen olmak istemez misin?hem daha zevkli kitap okumak, bir başlasan seversin zaten.
+yha adamlar milyar dolarlık görsel efekt veriyor, dev kadrolarla çalışıyor.herkes böyle düşünürse ne olur sinema sektörünün hali düşündün mü ha?gözlerinin bozulması da cabası, üstelik kitap okumak bu devirde olsa olsa zaman kaybıdır, israftır.kitaba verdiğim parayla 2 filme giderim, ya da bir sürü film dolduttururum.haksız mıyım?
-(iç ses: lan!yha değil o ya, bu bir.senin hayal gücüne tüküreyim bu iki, koskoca hollywood'ı sen ayakta tutuyosun zaten bu üç, sen de oksijen israfısın bu dört, zaman kaybıymış sanki filmden arta kalan zamanında protonları parçalıyor adama bak!)
+sustun, haklıyım çünkü.*
-sustum, sana laf anlatamayacağımı anladım çünkü.
yaşanmış bu olayda öne sürülen sebeplerdir çoğu.
kitap okumak demek, film izlememek demek değildir ya da sinemaya gitmemek.
kitap okumak beynin 2 yarım küresini de çalıştıran bir aktivitedir.okurken bir lobu, okuduğunuzu kurgulayıp zihinde görüntüler oluştururken diğer lobunu çalıştırır.filmlerde görsellik daha ön plandadır, sizin yerinize birileri düşünmüş ve bunu perdeye aktarmıştır, bu sebeple sadece izlersiniz.sözcük dağarcığınız gelişmez, kendinizi ifade yeteneğiniz gelişmez, hayal gücünüz gelişmez, olaylar arasında bağ kurma yeteneğiniz gelişmez.
kitap okumayan insan belli başlı kelimelerle ifade eder kendisini, standart kalıplarla konuşur, yaşar.
okumadığı için de tüm bunları eksiklik olarak görmez, eksiklik olarak görebilmesi için öncelikle bunların varlığından haberdar olmalıdır.bu sebeptendir ki ''kitap okumuyorum, bir eksikliğini görmedim bu zamana kadar yha'' derler.görmezsin tabi, çünkü yıllardır osun sen, geliştirmeye, değiştirmeye çalışmadın ki kendini, yıllardır ''kitap okumayı gereksiz bulan'' bir adam nasıl gerekliliğini anlayabilir?!
5 sezon yaprak dökümünü seyredip zaman öldürür ama 150 sayfalık kitabı yani her gün 10 sayfa okusa 15 günde bitecek kitabı okumaz. zamanım yok der. yaprak dökümü her halde 200 bölüm sürdü. her bölüm reklamlar ve özet diye en az 180 dakika sürmüştür. 200 X 180 = 36000 dakika 36 000 / 60 = 600 saat ve 600 / 24 = 25 gün. 10 gününü heba etmiştir.