Ülke doğusunda yaşayan insanların tecrübe, yalnızlık, çetin ve zorlu coğrafya sebepleriyle sokakta yalnız ve çaresiz insan bırakmamaya çalışmalarından mütevellit, sonrasında (belli bir süre) tüm yurda yayılmış bir davranış biçimidir.
Sonrasında ülke meraklı ve çıkarcı olmuştur. Kapılar sadece menfaat için açılıp-kapanmıştır.
Ve yine sonrasında ülke sahtekâr, tecavüzcü, hırsız ve katil olmuştur. insanlar korkmuş, kilitler takmıştır.
Ünlü tarihçi ve casus 'Lord Kinross' 'Kutsal Anadolu Toprakları' adlı eserinde ülkeyi baştan sona gezmiş ve Türk'lerin asla misafirperver olmadıklarını ama parayı çok sevdiklerini yazmıştır.
Paranın esiri olan insanlık artık yeni bir davranış biçimi geliştirmiş 'Para her kapıyı açar, babana dahi güvenme' düsturuyla davranmaya özen göstermiştir.
Bir Avrupa ülkesine gittiğiniz zaman, 'Türk'lerin ahmak, aptal, çıkarcı ve paragöz olduğunu duyarsınız. Bu yüzden misafirperverlik olayı gitmiş, çıkarcılık baki kalmıştır.
Not : Dur lan ben şu Japon'u bir misafir edim, belki oğlumu Japonya'ya aldırır.
batılaşmanın artması ile oluşan sonuç, insanların birbirine karşı saygının azalması, büyük - küçük durumlarının kalmaması yani 10 yaşındaki bir çocuğun kendisinden 3,4 yaş büyük bir insana abi, abla dememesi mesela, yeni nesilin gittikçe kötüleşmesi daha da kötüleşeceğinin habercisidir.
anadolu daha iç kesimlerde hala mevcuttur ama büyük şehirlerde aranacak bir durum değildir.
benim hiç tanık olmadığım bi gerçektir..
zira misafirin geliceğini duyan bi türk onu en iyi şekilde ağırlamak mutlu etmek için elinden geleni yapar, hala..
