türkiye'de alkol tüketim oranlarının düşüklüğünü,dine yada örfe bağlayan çevrelerin unuttuğu bir gerçek var..eğer bu millet,dini yada örfi nedenlerden ötürü içki içmiyorsa,zina nasıl yapıyor o zaman? cinayet nasıl işliyor o zaman ? yada taciz ve tecavüzde nasıl avrupa birincisi olabiliyor o zaman? demekki türk milletinin içki içmemesi yada çok az içmesi, nedensel olarak dini yada örfi nedenlere bağlanamaz..çünkü dinin büyük günah saydığı her haltı yerken insanların aklına dini kurallar yada örf ve adetler gelmiyor da, mesele içki içmeye gelince mi insanların aklına din,örf,adet vs geliyor ?
peki gerçek nedir ? gerçek şudur efendim..türkler içki içmez değil içki içeemezler..sadece türkler de değil..iranlılar,orta asyalılar ve uzak doğulular gibi asya orjinli insanlar için de aynı realite geçerlidir..avrupa'da yaşayan ancak asyalı ırkların genlerini taşıyan kişiler için de aynı gerçek sözkonusudur..
meseleyi bilimsel bir izah ile açıklayayım..alkol,karaciğerde alkol dehidrogenaz adlı enzim tarafından metabolize edilir..alkol karaciğere geldiğinde asetaldehit isimli son derece toksik bir maddeye dönüşür..alkol dehidrogenaz enziminin 5 tane izoformu bulunur..ancak türklerde ve diğer asyalı ırklarda alkol dehidrogneaz enziminin sadece 2 izoformu bulunur..yani avrupalı(safkan alman,ingiliz vb..) birinde bu enzimin 5 tane izoformu varken,türklerde ve diğer asyalı ırklarda genetik yapıdan dolayı sadece 2 tane izoformu vardır alkol dehidrogenaz enziminin.türklerde bu 2 izoform sadece karaciğerde bulunur..dolayısı ile içilen alkol tamamen karaciğerde metabolize edilir ve bu işlem sırasında karaciğer harap olur..avrupalılarda ise alkol dehidrogenaz enzimi neredeyse heryerde bulunur..1 izoform ağızda,1 izoform midede,1 izoform böbrekte,1 izoform ince bağırsakta,1 izoform ise karaciğerde bulunur..yani avrupalı ırklar,alkolü bizim gibi sadece karaciğerde değil heryerde metabolize ederler..dolayısı ile karaciğerlerine binen yük bize göre çok çok azdır..alkolden çok daha az zarar görürler..alkol kullandıktan sonra ortaya çıkan hangover sendromu(akşamdan kalma durumu) ise avrupalılarda çok daha az yaşanır bize göre..
şunu da belirteyim..''türkler içki içemez'' derken, anlık içmeyi kastetmiyorum..yani bir insanın önüne bir büyük rakı da koysanız onu gayet doğal bir biçimde içebilir..ama ertesi sabah için aynı şeyleri söyleyemem..ertesi sabah ortaya korkunç şikayetler çıkar..dolayısı ile bir insanın içki içip-içemeyeceği alkol alındığı anda değil ertesi gün anlaşılır..içki içemeyen kişilerde ertesi gün hangover sendromu meydana gelir..baş ağrısı,mide bulantısı,halsizlik,dehidratasyon,dengesizlik,yorgunluk,verimsiz uyku gibi şikayetler baş gösterir..bu şikayetlere,alkolün kendisi değil dönüştüğü asetaldehit isimli toksik madde yol açar..bizde alkol dehidrogenaz enzimi avrupalılara göre daha az olduğu için alkol aldığımızda birkaç saat sonra asetaldehit maddesi oluşmaya başlar ve bu uzun süre kanda kalır..içorganlara zarar verir..avrupalı ırklarda ise böyle bir sorun ya hiç olmaz, yada bize oranla çok çok az olur..dolayısı ile bizden 40 kat daha az görürler alkolden..
özetle türklerin alkol içmemesinin nedeni alkol içememesidir..bu realite alkol içildiği anda değil ertesi gün ortaya çıkar..avrupalılar binlerce yıldır içki içtikleri için bu duruma genetik ve organik bir adaptasyon geliştirmişlerdir..türkler,iranlılar,orta asyalılar ve uzak doğulular gibi asyalı ırklarda ise genetik olarak içki içmeye müsait bir organik donanım bulunmamaktadır..
2 tane içki içmeyi bilmeyen kişinin öne sürdüğü zırbalık ve ırkı suçlama durumudur. iyi bir şey olarak söylemiyorum; nice insanlar gördüm bulduğu ilk parayla içki alan fakat türkiye, ekonomik yönden halkına içki alacak kadar para veremeyen bir ülkedir bu yüzden insanımız bırakta içmesin ekmeğini alsın evine gitsin.
tamemen gerçek olan ancak biyokimya,toksikoloji ve genel tıp bilimi hakkında en ufak bilgisi olmayan insanların idrak edemeyecekleri durumdur..bir kişinin ''içki içip içemeyeceği'' o anda değil ertesi gün anlaşılır..belli bir düzeyde alkol alımından sonraki gün yani ertesi gün,hangover(akşamdan kalma) belirtilerinin şiddetine ve sonradan yapılan tıbbi tahlillerde ortaya çıkan duruma göre ''bir kişinin içki içip içemeyeceği'' net bir biçimde anlaşılır..bir kişi alkol aldıktan sonraki gün baş ağrısı,mide bulantısı,halsizlik,iştahsızlık,dehidratasyon vb şikayetleri yaşıyorsa yada düzenli alkol alımından sonra karaciğer enzimlerinde yükselme,karaciğer yağlanması,kan değerlerinde bozulma gibi durumlar meydana geliyorsa ''bu kişinin içki içemediği'' sonucu ortaya çıkar..
bu tür kişiler alkol ile münasebetlerini en kısa sürede kesmelidirler..eğer alkol konusunda inat ederlerse sağlıklarından yada hayatlarından olabilirler..alkol,bu tür kişiler için son derece toksik etki gösterir..alkol alımı tamamen kesilmediği sürece mide,bağırsak,karaciğer,pankreas,yemek borusu,kan ve lenf kanserlerine yakalanma ihtimali bu kişilerde çok yükselir..kalp krizi,damar hastalıkları ve felç riski de bu kişilerde çok bariz olarak yükselir..yaşam süresi bariz bir biçimde kısalır..bu yüzden bünyesi alkolü tolare edemeyen kişiler,alkol konusunda ısrarcı olmamalılar..çevrelerine yada arkadaşlarına aldanmamalılar.
trakya bölgesi avrupada yer aldığı için sanırım alkol bağışıklığı o -dahil olduğum- millette bulunmaktadır.
onun dışında herşeyi avrupaya sattılar milliyetçi insanları da soğuttular içkiden**
