göçle gelip istanbul ve benzeri birçok ilin içine sıçan, terör estiren, asayiş bozan, sokakları yürünmez kılan kürtler vardır ki asıl istanbul un yada başka illerin değil insanlığa kaybettirdiklerini konuşmak gerekir.
Türk asıllı t.c. vatandaşı olarak. Bizans tarihini okudukça istanbul'un altın döneminin bizans zamanında olduğunu farkediyorum.
Fatih sultan mehmet istanbulu fethettiği anda kendisini roma imparatoru ilan etmiştir. Bir akıma akıllılık etmiştir ancak işe yaramamıştır. Amacı, o sırada fevkalade bir aydınlanma yaşayan bizansın düşünürlerini ve bilim adamlarını elinde tutmak istemiştir. Zaten bunu ancak fatih gibi ilerici bir padişah düşünebilirdi...
Ancak besbelli yeni ülkede hristiyan olmak 2. sınıf vatandaş olmak oldugu icin. Belki bu değerli insanların arasında inancsızlar bile olmasına rağmen çoğu istanbul'u terk etmişlerdir.
işte o adamlar. şu anda bize fark atan avrupa'daki ilk aydınlanmanın meşalesini italya'da yaktılar.
Bilen bilir artık tarih rönesans'ın italya da değil istanbul'da başladığını söylüyor. Daha yerleşik yaşama gecmeyi hala ögrenememis bir millet olarak kentteki yapılaşmamız çok çarpık olmustur.
istanbuul'da yasayan biri olarak bunu rahatlıkla soyleyebilirim. Ama artık bunun üstesinden gelmek gerek. hala park diye bir kavramımız yok ? icinde cocuk oyuncaklarının oldugu 20 mt2 lik alandan bahsetmiyorum. kentlerde binalar ic ice aralarında ne bahce ne de sokak var. alt katlarına otopark yapılması gerekir yasada var ancak, aynı yasada belli bir ücret verirsen yapmayacagın da yazıyor. tabii belediyeler bu ücreti hep alıyolar ancak otopark yapmıyorlar. sokaklar araba dolu caddeler dar, kaldırım mı bazı yerlerde "şaka mı yapıyosun" diyorum. binalara hic girmeyelim...
Ve hala kaldırımlarımız 2-3 senede bir degisiyor. yazık verilen paraya yazık. hala yapamıyoruz...
