islamiyet Türkleri medenileştirdi. Savaştan başka bir şey bilmeyen milletten edebi eser veren, mimari konusunda gelişen bir millete evrilmiştir. Ama bayağı zaman almıştır.
Bence islamiyet bizi seçmiş, bizim insanımızda hristiyan ya da yahudi olabilecek göt yok ki. Alışmadık götte don durmazmış ya hani, islamiyet biraz daha mazlum dini. Tam biz gibi. O yüzden yani.
Arap kılıcı altında binlerce Türk çocuğu can verdi, onbinleri köle olarak Arabistan'a götürüldü. kızlarımız cariye, erkekler gilman oldu. Türkler Araplardan neden nefret ediyor? sizce 1900lu yıllardan kalma bir durum mu bu? curcan katliamında çektiği acıyı asla unutmadı bu millet. nedenini unuttu ama kinini hiç unutmadı. çünkü Türk unutmaz, kin tutar.
Bak sevgili arkadaşım. Türklüğümle övünme sebebim tam olarak Atatürk. Başka birşey değil.
Onun Tam olarak bizim aramızdan çıkmış olması.
Ve algılayabilir misin emin değilim ama o bir müslümandı. Müslüman türklerin arasından çıkmıştı.
Bazı beyinsizler onun sanki islamla bir mücadelesi varmış gibi göstermeye çalışıyor. O islamla değil bağnazlıkla, geri kalmışlıkla, eğitimsizlikle mücadele etti.
Bugün Türkiyenin en ücra, kuş uçmaz kervan geçmez köşesindeki köyde bir cami varsa, camide de devletin görevlendirdiği eğitimli bir din görevlisi varsa, o köydekiler şeyhlere dervişlere falan emanet edilmemeye çalışıldıysa bu çabanın sahibi bizzat Atatürk'tür.
Anlayabileceğini sanmıyorum ama gene de deniyorum.
Müslüman deyince aklına sadece birileri gelen salağın biri saçmalamış.
Müslüman Türk denince benim aklıma en büyük atam Mustafa Kemal Atatürk geliyor ilk olarak ama bunların kafa gidik olduğu, sapla samanı birbirinden ayırd edemedikleri için akıllarına başkaları geliyor tabi.
Aşırısınız, malsınız, salatalığın önde gidenisiniz...
Bakın şaman kalanlar orta asyada o kadar gelişmişler o kadar refah içindeler ki onlara en yakın çinliler kanalizasyon yağı yiyerek böcek gibi yaşıyor, moğollar ise hala ilk çağı atlatıp orta çağa giriş yapmaya çalışıyor.
Müslümanlığımızı beğenmeyen sktirip gidebilir orta Asya çöllerine.
"Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların (..) Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu"
islamiyeti seçmesine rağmen türk töre, kültür, milliyetçiliğinden bir gram taviz vermeyen büyük türk atası satuk buğra han'ın %90'ın üzerinde etkisi olmuştur. türkler bazılarının sandığı gibi sefil bir güruh katliam yaptı diye din değiştirmez.
--spoiler--
türk, atasını tanıdıkça daha büyük işler başaracaktır. -k.atatürk.
--spoiler--
bazıları tanısın artık şu atalarını, kuru islam düşmanlığı yapmak için boş boş konuşmasın.
konu hakkında söylediklerime dair bir özeleştiri vermem gerekiyor. esasında, arif olanın anlayacağı bir mesele dahi olsa, herkesten arif olmasını bekleyemiyoruz. arif olmayanın çarpıtmasının önüne geçebilmek amacıyla, özeleştirimi veriyorum.
bu seçimin içinde kültür oldukça önemlidir.
her kültür, yaşanılan coğrafya ile göbekten bağlıdır.
türklerin göçebe kültürü, var oldukları coğrafya'ya uyum amaçlıdır.
göçebe kültürde şehir, mimari, heykel gelişmemiştir.
türkler göç ile ulaştıkları birçok yerde şehirleşmiş mimari eserler ile iz bırakmışlardır.
heykelin olmaması dini kaynaklıdır.
bir kültür, başka bir kültüre göre geri olabilir.
bunun sebepleri arasında coğrafi şartlar tabii ki vardır.
bu fark "sığ" kelimesi ile anlatılmamalı.
"görece sığ" arif olan için bahsolunan farkı hata payıyla dahi olsa yansıtabilir.
önceki söylediklerimde geçen "görece sığ" tabiri bu farkı anlatmak içindir. ırkçı bir eleştiri değildir. böyle anlayan var ise özürlerimi sunarım.
türklerin zamanla şehirleşebilecekleri coğrafyalarda, derin kültürel izler bıraktıkları muhakkak.
orta asya zamanında, orhun abideleri gibi birkaç eser dışında pek ize rastlanmaması(ekeleme; izden kasıt ev, köprü, heykel, ibadethane) coğrafi şartların dayattığı bir durum olsa da, kültürlerinin zenginleşmesi açısından engel teşkil etmiş, ve evet, bu dezavantaj ile, görece sığ bir kültür yaratmalarına vesile olmuştur.
yüce milletimizin için hayırlı bir vaka olmuş. ayrıca kılıç zoru seçme safhasında değildir. olamaz da zaten. ilk müslüman devletimiz olan karahanlılar bağımsız oldukları halde müslümanlığa kendi iradeleri ile geçmişlerdir. hoca ahmet yesevi gibi insanlar da türkleri islama davet etmişlerdir. ancak emevilerin ırkçı tutumları, yarı göçebe olan türklerle yerleşik diğer miletler arasındaki uyumsuzluklar türklerin yerleşik hayata zorla geçirilmeye çalışılmasına neden olmuştur. hatta kimi yerlerde türkler yerleşik hayata geçsin diye, ok atamamaları içln işaret parmakları kesildiğinden, sürülerinin gasp edildiğinden bahsedilir.
ilk tek tanrılı din firavunun güneş dini olmamakla birlikte, Atatürk' ünde üzerinde araştırma yaptığı kayıp Mu kıtasındaki tek tanrı Mu inancıdır, onlarda da kabe gibi kutsal yerlerin olduğu, belli vakitlerde Tanrı Mu ' ya ibadet ettikleri bulunan tabletlerde geçmektedir.
Türkler' in de bu kıtadan asya' ya geçtiği, ta o zamandan beri gök tanrı inancına sahip olduğu söylenir.
türk tarihi, türk toplum yapısı iyi kavranmadığı takdirde insanların yanlış yorumlaması oldukça olağan olay.
türk toplumunun sığ bir kültüre sahip olduğunu iddia etmek hatalardan ilkidir. hiçbir sığ kültürde cihan hakimiyeti ve nizam hedefi bulunmaz. bu ülküyü ise yalnızca at üstünde sürülen yaşamın sağladığı psikolojik etkiye bağlamak doğru değildir. türk milletinde bulunan cihan hakimiyeti ve nizam (nizam kısmı çok daha önemlidir) düşüncesinin moğollarda bulunmaması bu açıdan mühimdir.
ayrıca türk milletinin sığ bir kültüre sahip olduğunu düşünenlere prof.dr. tuncer gülensoy'un M.Ö. 4500- M.S. XIII. Yüzyıllar Arasında Barbar Türkler adlı kitabını tavsiye etmek gerekir.
bu kitap tavsiyesi bir yana, dönemin türk yaşamı ve bu yaşamın sürdürüldüğü çevre göz önüne alındığında türk toplumunun güçlü bir idârî teşkilat, toplumsal organizasyon kurmuş olması kaçınılmazdır.
çeşitli boyların sürülerini otlatmak için kullanmaları gereken sahaların ne zaman kullanılacağı, nasıl kullanılacağı meselesinin çözüme ulaştırılması gerekliliği akıllarda tutulmalıdır.
bu bağlamda türk toplumu idâri kurumların teşekkülü açısından arap toplumundan çok daha ileridedir. bunun en büyük delili ise arapların herhangi bir merkezi otoriteye sıcak yaklaşamıyor olmalarıdır ki bunda coğrafyanın etkisi mühimdir.
türklerin emevi orduları karşısındaki mağlubiyet sebeplerini açıklarken "çin" faktöründen bahsetmemek büyük bir hatadır. dünyada türkler ve araplardan başka milletlerin de olduğu unutlmamalı, arapların doğuya hareket ederken çin'in batıya doğru genişlemeye başladığı akılda tutulmalıdır. çin batıya yönelik bir genişleme politikası tatbik etmeseydi sonuçlar ne olurdu bir kez daha düşünülmelidir.
