hiç kuşkusuz su götürmez bir gerçektir. pek çok nedeni var. türkler islamiyetten önce, gayet o çağa göre modern, çağa ayak uydurmuş, pozitif bilimlere yatkın, kendi kültürü, kendi ırkı, kendine özgü yaşam stilleri vardı. açık bir toplumdu. özellikle 751 yılında yapılan talaş savaşında türklerin yavaş yavaş islamiyetin etkisine girmesiyle birlikte yavaş yavaş bu benliklerini kaybetmiştir. dünya da sayılı bir kaç önemli ve kendine has toplumlardan biri olan türkler islamiyete girerek büyük bir darbe alıp asimile olmuşlardır. 9.10 yüzyıllardan itibaren islamın geniş kesimlere yayılması, türklerin mimari, siyasi, kültürel olarak araplaşma süreci hızlanmıştır. türkçe dili bile arap kelimeleriyle dolmuştur. kelime bile arapça bir sözcüktür. kendi özünde beyaz bir ırk olan türk toplumu arapların da çoğalmasıyla ten rengini bile koyulaştırmıştır. pozitif bilimlere yatkın olan türk toplumu islamında etkisiyle iyice tutucu, gerici ve dogmatik, kuralcı bir toplum olmuştur. kadınları modern giyinirken bir anda araplar gibi kapanmıştır.
türkler her zaman özel bir toplumdur. keşke islamiyeti kitleler halinde değilde sadece küçük bir azınlık kabul etseydi de özünü korusaydı. şimdi belki de daha gelişmiş, daha modern, daha geniş alanlara yayılan sınırlarımız olurdu. günümüzde bile islamı kullanarak halkı uyutan siyasalar, dini kullanarak iktidarını pekiştiriyor, halkın düşünme, eleştirel ve analitik düşünmesini, sorgulamasını engelliyor. islam dini her anlamda türklere yararından daha çok zararı olmuştur. islamı kabul etmesine %100 karşı değilim ama araplaşmasına kesin olarak karşıyım.
işte siz böylesiniz. okumadan, karşı fikiri görmeden, değerlendirmeden ön yargıyla hareket edip kendi bildiğiniz yanlış bile olsa kendi doğrularınızı ölene kadar savunursunuz. yazımda da belirttiğim gibi türklerin çoğu dogmatik, düşünemeyen, son derece gerici bir toplum olarak kalmıştır. yukarıdaki şahısta bir örneği. ne güzel canlı canlı bir örnek gösteriyorum.
bayat misyoner palavrası .... duymaktan bıktık .
bu hikaye şeytan ayetleri vs .... batı , nato , amerika ortadoğuya operasyon yapmak
petrolü çalmak için bu işi çıkardı ... bir düşman lazım . kızıl tehlike bitti
yeşil tehlike başlasın ....
ne diyor mike pompeo ??? yalan söyledik , kandırdık , çaldık ...
He knows that knowledge of Islam is not a guarantee for a more tolerant attitude to the religion. Yet prof. dr. Anton Wessels, professor of Religious Studies at the Free University, considers it to be his mission to inform people about this belief. On Wednesday 18 September he can be heard in the Senaatszaal in the Auditorium at 20.00 hours to deliver the lecture ‘The fundamental pillars of Islam’.
“Apparently we have a need for an enemy”, says Wessels. “When the ‘red danger’ disappeared, there was a need for a new one. Islam proved a good candidate: the ‘green danger’. Willy Claes (former Secretary-General of NATO) and other political leaders have even propagated that. It is shocking to see that such imputations are almost taken for facts.”
Over the past few years Wessels has developed into an expert in the field of Islam.
eee açılımlar başladı tabii . foncu misyoner takımımı çok göreceğiz artık ....
batı emperyalizminin " 3 c " formülünü hatırlayalım ...
* christianity - hristiyan kültürü .... yılbaşı , noel vs ....
* civilization - medeniyet - batı adetleri , batı tarzı hayat vs ....
* commerce - ticaret - ticari ilişkiler - işbirlikçiler .
*************************
işte medeniyet , işte refah , işte üstün hristiyan kültürü ...
ethiopia
hani hep biz türklerden niye bu kadar çok hain çıkıyor diyoruz ya işte bu islamı içine sindiremeyenlerden çıkanlardır bunlar. en canlı canlı örneği de entry i açan dır sanırım.
"islâmiyet’in tesiri şimdiye kadar olan tesirlerin hepsinden kuvvetli oldu. Hatta o kadar ki Çin medeniyetinin ve Manihaizm’in en kuvvetlendiği zamanlarda bile Türkçe isim taşıyan Türkler islâmiyet’e girdikten bir iki asır sonra isimlerini bile arap‐acemleştirdiler."
islamiyetten önceki bazı geleneklerimiz ( kurşun dökme, nazar, kırmızı kurdale, dilek ağacına çaput bağlama, kilim deseneleri vb) halen anadolu'da yaşatılmaktadır.
öncelikle şunu açıklığa kavuşturalım beybiler; bize anlatılanın aksine hiç bir ülke "ne kadar güzel bir din biz de buna geçelim" diyerek din değiştirmez. Bu yüzden aa islam güzel din panpa geçelim değil, kılıç zoruyla bir kabuldür bu.
Zamanında özellikle arapların müslümanlığı yaydığı 8-9. yüzyıllarda çok agresifler ve aşırı arap milliyetçiliği mevcut. Ve türklere çok katliam yapmışlardır. (bkz: Talkan-Curcan katliamları)
Şöyle bir müslümanlığa geçiş durumu da var türklerde; vergilerden kaçmak. Evet :d
Arapların hakimiyetinde olan ticaret yollarında arap asayişi ve dolayısıyla müslümanların etkisi var ve bu yollardan geçenlerden Müslüman olmayanlara ağır vergi uygulaması sebebiyle bu bölgelerde Islam'a geçmek yaşayanlar ve ticaret yapanlar için avantaj oluşturmuş. Vergi sistemi yolsuzluk gibi sebeplerle yozlaşana değin halk için Müslüman gözükmek avantaj olmuş gibi gözüküyor.
Türkler islamiyeti kabul ederek özünü kaybetmiş olabilir ancak kabul etmeseydi hayatını kaybedecekti. on binlerce Türk zaten bu uğurda hayatını kaybetmişti. Timur gibi güçlü bir ordu ile gelip bütün Arap coğrafyasının içinden geçerek buralara yerleşseydik böyle olmazdı. müslümanlar haritadan silinirdi. ne var ki birbirinden kopuk bir şekilde boylar halinde Ortadoğu'ya gelirken Türkler, Arap ordularına yem oldular. sonra da bu aşağılık kavim Türkleri asimile ettiler. daha sonra iktidarı ele geçiren Türkler de bu durumu tersine çevirmek yerine arapçılık oynayarak ırkına ihanet ettiler.
asıl sorgulanması gereken unsurun "öz" kavramı olduğunu düşündüren başlıktır. türklerin özü nedir? mesela konargöçer yaşam mıdır? nispeten anaerkil toplum mudur? yoksa kağanlık yönetimi midir? bu öz nerede durmaktadır, göktürklerde mi, uygurlarda mı, selçuklularda mı? bütün "öz" söylemleri fark edilmeyen bir cehalet içerir (hoş fark edilse cehalet sayılmayabilirdi), dahası tehlikeli de olabilir. bugün türk toplumunun mevcut sıkıntıları sebebiyle özellikle seküler milliyetçi kesim yeni bir söyleme başvurdu, bu da tam olarak "türkler islamiyeti kabul etti ve özünü kaybetti" cümlesinde ifade edilen söylemdir. ancak bu söylem hiçbir derde deva olmamaktadır, akademik anlamda ise zaten sorunludur. tarih -alternatif tarih fantezisine bulaşmadıysanız- "şöyle olsaydı nasıl olurdu" sorusuyla ilgilenmez, en azından başat olarak ilgilenmez. ilgilendiği soru "ne oldu" sorusudur. türklerin büyük çoğunluğu öyle ya da böyle (evet, keyiften olmadıkları aşikar) müslüman oldular ve müslüman olmakla birlikte terk ettikleri belirli özellikleri oldu. ancak bir "öz" kaybedildi mi, bundan kuşkuluyum. öz, tarihsel süreçte yaratılmayı sürdüren bir kavram gibi duruyor. bu yüzden geçmişe atıfla özü aramak bana artık pek de anlamlı gelmiyor. islamcılarda da bunun farklı versiyonu var: asrı saadet özlemi. gerçekten islamın o özü asrı saadette ise neden peygamber ölünce cenazesiyle bir avuç insan ilgilendi? neden peygamberi gören, tanıyan nesil daha hayata veda etmeden ciddi iç savaşlar yaşandı? peygamber hayattayken sürdürülen barış ortamı o ölünce dağılıyorsa burada yerleşmiş bir ahlak sisteminden bahsedilemez. kısaca özü, geçmişte ararken epey dikkat etmek lazım.
--spoiler--
doğu türkistan'daki türkler nasıl müslüman oldu, peki
--spoiler--
"daha sonra iktidarı ele geçiren türkler de bu durumu tersine çevirmek yerine arapçılık oynayarak ırkına ihanet ettiler."
bu cümleden anlaşılmıyor mu? illa detaylı açıklama mı yapmak lazım?
Türkler kadar asimile olmaya açık başka bir millet yok. tarih boyunca Çinliler, Araplar, Avrupalılar, Ruslar hepsi biraz biraz asimile etmişler. nereye çekersen oraya giden bir milletiz. su gibi bulunduğumuz kabın şeklini alıyoruz. bu Arapların dinini de kendi elimizle bütün Türk coğrafyasına yaymışız. araptan çok arapçı olmuşuz. o yüzden Müslümanlık Türklere hiçbir şey katmadığı gibi Türklerden çok şey götürmüştür. Türkler olmasaydı Müslümanlık Arap Yarımadasından dışarı çıkamazdı.