670 lerden bahsedilmekte ama türkler 900lerde müslümanlığa toplu geçiş yapmışlardır. selçuklu dönemimnde iyice artmıştır bu oran. koskoca orta asya da ki türklerin hepsi zorla kabul etti demek YALANdır. bazı boylar katliama uğramıştır ama bunu kabul etmek gerekir. ayrıca arap tarihçileri karahanlılarla selçukluların bile fark ırktan geldiğini ileri sürerler.
daha hala kuteybe bin müslim olayını anlatıyorlar. yüzlerce yıla yayılan bir süreci bir güne bağlıyorlar. bütün türklerin bir aşiret, bir kabile halinde bir arada yaşadığını zannediyorlar. yunus emre den, mevlana dan, hacı bektaş ı veli den ve onlarcasından bihaberler, çıkmış ahkam kesiyorlar.
baştan aşağı yalan dolan, oradan buradan copy paste tarihçilik anlayışıyla atılan çamurların farkında olan insandır.
hallac ı mansur kim kardeşim bi bakın bi ? ahmet yesevi hazretleri ne iş yapıyorlardı türkler silahla müslüman olduysalar. bir takım çatışmalar yaşandı diye, bosna halkına kılıçla müslüman oldu diyebilir miyiz ? böyle bir mantık var mı ? balkanların yarısı müslümansa yarısı değil. müslüman olmayanlar kahraman, cesur, bilmem ne insanlar mıydı da he ? islam a girmeyenler girmediler. ve sadece ahiretlerini kaybettiler.
şimdi siktirin gidin neye tapıyorsanız tapın lan! size ne amk neyle müslüman olmuşsa. ne kabul ediyorsan öyle kabul et. cahile ne anlatacaksın ki zaten.
tarih i çok bildiğini zanneden zır cahil için bir edit: türkler talas savaşıyla müslüman olmaya başladılar. müslüman olmadılar. kitleler halinde islamı sevmeleri ve seçmeleri, miladi binlerde başladı. hallacı mansurla hoca ahmet yesevilerle hızlandı. yunus emrelerle taçlandı.
karahanlı devletinin tarihini araştırmayı gerektiren zırvalıktır. devletin kuruluş yılı ve ilk hükümdarı tam olarak bilenemezken araplar tarafından kesildiği hükmüne varılmıştır.
islam'ın kabülü sonrasında Karahanlılar Uygur alfabesi ni benimsemişler ve Türkçe'yi resmi dil olarak kullanmışlardır. Türklerin yoğun olarak yaşadığı topraklarda devlet kurulması sebebiyle diğer Türk-islam devletlerinden farklı olarak Arapça ve Farsça dilleri Karahanlılar'da etkin olamamıştır.
--spoiler--
şimdi siz neden karahanlı devletinden girdin diyeceksiniz. çünkü islamı toplu olarak ilk kabul eden devlet özelliğini taşımaktadır.
Kurucusu Bilge Kül Kadir Handır. Bilge Kül öldükten sonra oğulları Bazır ve Oğulçak devletin başına geçtiler. Devletin Batı kısmında hükümdar olan Oğulçak, Samanoğulları devletindeki karışıklıklardan yararlanarak isyan eden bir Samanî şehzadesinin sığınma talebini kabul etti. Oğulçak'ın yeğeni Satuk Buğra, bu şehzade sayesinde müslüman oldu ve Abdulkerim adını aldı. Bu olaydan sonraz amcası Oğulçak'ı mağlup eden Abdulkerim Satuk Buğra, devletin başına geçti ve Han ünvanını alarak islamiyeti resmen kabul etti. Karahanlılar, islamiyeti topluca kabul eden ilk Türk devletidir.
--spoiler--
zaten türkler her benzer inanç çıktığında aaa bu inanç aynı bizim eski inancımıza benziyo hadi müslüman olalım hadi uçan spagetti canavarı dinine inanalım falan demektedir bu salak görüşe inananlarca...
eski putperest arap inancındaki bedevilerin yerleşik arapları yağmalaması hareketi olan gazve nin bir saralı tarafından din çatısı altında gaza adı altında resmileştirilmesi sonucu, bir çocuğun başına 8 dirhem altın, bir kadının başına 15 dirhem altın verilerek müslüman yapılmıştır. Türk boylarının göç esnasındaki organizasyon ve birliktelik problemlerinden dolayı araplar her boya tek tek saldırmış, o anda savaşta olan boyların hanımlarının komutası altında yine hanımlarınca yapılan savunmalar horasan valisi yezid ibni muhelleb tarafından katliamlarla bitirildikten sonra 40000 metrelik yol boyunca her bir metre ye karşılıklı darağaçları kurularak kimi kaynaklarda 40000 kimi kaynaklarda 80000 e kadar kadın çocuk ve yaşlı asılmıştır. Her türk ailesinin evine kontrol amacıyla bir arap askeri konmuş, araplar daha fazla altın alabilmek için sürekli Türk kafası kesmiştir.
tanım: asla öyle bir şey yoktur. zorla oldular. kılıçlardan geçirilerek. dünyanın en pis din katliamlarımdan birine maruz kalarak. hiç savaşmayanları bile kuteybe bin müslim denen insafsız yaratık ağaçlara asmıştır. çocuklara ve kadınlara tecavüz edilmiştir. neredeyse binlerce insanın kafaları kesilmiş tüm hazineleri gasp edilmiştir. arapların zaten bilindik huyu yağmalama!
(bkz: talas savaşı) çin'in şerefsizliği sonucu türklerin araplardan yardım istemesi vesile olmuştur. arapların çinlilere saldırması sonucu, türkler müslümanlığı tanımıştır.
aşağıdaki bilgilerin tamamı islami kaynaklardan, taberi ve zekeriya kitapçı gibi islami tarihçi ve yazarlardan alınarak düzenlenmiştir.
türklerin kılıç zoruyla müslümanlaştırılmaları ile ilgili 670li tarihlere dayanan bilgiler maalesef okullarda bizlere hiçbir zaman verilmemiş, verilen bilgiler ise, türklerin müslümanlığa geçişleri kendi istekleri ile olmuş gibi gösterilerek, 740lara kadar ki tarih atlanarak verilmiştir.
islam''ın türklere zorla kabul ettirilmeleri ile ilgili 670lerden başlayarak 740lara kadar uzanan tarihin bize okullarda anlatılmamasının nedenlerini, bu kısa tarihi öğrenince biraz daha anlamak mümkün olabilecektir. şimdi, bu atlanan 70 senelik tarihe bir göz atalım..
1. tarihin en aşağilik soykirimlarindan biri - talkan katliami
buharada olanlar diğer türk beyliklerinde de etkilerini gösterir.. aynı şeylerin kendi başlarına geleceğinden korkmaktadırlar.. sogd meliki neyzek tarhan şehrinin yıkıma uğramaması için kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır.. bu anlaşmaya göre tarhan haraç verecek ve tarafsız kalacaktır.. ancak bu tarafsız kalmalar ve türklerin birleşememeleri arapların işlerini kolaylaştırmış ve türk beyliklerini istedikleri gibi istila edip talan etmişlerdir.. ilk olarak saldırıya uğrayan kibac hatuna diğer beyliklerden yardım gelmeyince, o yardımı esirgeyenler aynı akibete uğramışlardır.. bu olaylarda türklerin belli bir şekilde organize olamamaları da onların araplar tarafından istila edilmelerini kolaylaştırmıştır.. neyzek tarhan daha sonra kuteybe ile yaptiğı anlaşmada hatalı olduğunu ve bu anlaşmanın kendisine hiçbir güvence getirmeyeceği gibi diğer türk beylerine de ihanet etmiş olacağını anlar.. tohoristana dönerek bütün türk beyliklerine birer mektup yazar ve onları ortak bir direnişe girmeleri için uyarmaya çalışır.. ilk olumlu yanıt talkan meliki sehrekden gelir..tarhanın planlarını öğrenen kuteybe, buna karşılık belh şehrinde hazırlık yaparak, baharda büyük bir ordu ile talkan şehrine doğru yürür.. o ana kadar bir direniş hazırlığı yapamayan talkan şehri meliki sehrek, kuteybenin gelişinden önce şehri terkeder.. şehre hiç savaşmadan giren kuteybenin adamları şehirde eli kılıç tutabilen nekadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler.. bu katliam o zamana kadar yapılanların en büyüğüdür.. kuteybe bu katliamı diğer beyliklere ibret olması için yapar.. kuteybenin askerleri öldürebildikleri kadar öldürürler, geri kalanları da, talkan yolu üzerindeki ağaçlara asarlar.. bu yolun 4 fersah ( 24 km.) mesafelik bölümü türklerin ağaçlara asılan cesetleri ile doludur.. talkan katliamı tarihe, arapların o güne kadar yaptıkları katliamların en büyüğü olarak geçmiştir.. halk, müslüman araplarla savaşmadığı halde, kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır.. bütün bunlar hep islam adına yapılmıştır..
kuteybe, talkan katliamından sonra sumana girer.. erkeklerin pek çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alıkoyar.. daha sonra kes ve nesefde aynı şeyleri yapar.. erkekler öldürülür, türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde araplara cariye olurlar.. daha sonra faryaba yönelir ve faryabın teslim olmasını ister.. faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar.. erkekleri dövüşerek ölürler.. bütün şehir yakılır.. araplar bu şehre yakılmış şehir anlamında muhtereka derler.. kuteybe, faryabdan sonra, tarhanın çekildiği kale bazgisi kuşatır.. 2 ay süreyle devamlı olarak buraya saldırır fakat bir sonuç elde edemez.. bu arada kış yaklaşır..kuteybenin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki türklerin de yiyecekleri bitmiştir.. her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür.. kuteybe son olarak bir hileye baş vurur.. tarhanın yanına muhammed bin selim adındaki adamını gönderir.. muhammed ibni selim tarhanın teslim olması durumunda kendisine hiç bir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir.. kalenin açlık içinde olmasından dolayı tarhanın kuteybenin teklifini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur.. komutanları ile görüşüp teklifi kabul ederler.. silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar.. tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, etrafı hendek açılmış bir çadırda zincire vurulur..kuteybe bu arada tarhanı hemen öldürmez.. haccaca haber göndererek ne yapacağını sorar.. haccac tarhan için, o bir müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden öldür der.. kuteybe önce tarhanın iki oğlunu, tarhanın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür.. arkasından 700 kadar türk savaşçısının başlarını gene tarhanın ve halkın gözü önünde kestirir.. tarhanı da bizzat kendisi öldürür.. bütün kesilen başlar haccaca gönderilir.
tarhanın öldürülmesinden sonra, kuteybe, aral gölünün altında bulunan harzem bölgesine yürür.. harzemde caygan ile havarizat arasında taht kavgası vardır.. kuteybe cayganla işbirliği yapar.. önce havarizat ile etrafındakileri öldürtür.. arkasından camhud melikini yenerek 4000 civarında esir alırlar.. ancak, daha sonra bunlar kuteybenin emri üzerine öldürülürler..
bu olay, ziya kitapçı''nın, islam tarihi ve türkler adlı kitabında aynen şöyle anlatılır ;
bu harblerden birinde, et-taberi''nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında abdurrahman b. müslim, kuteybe''ye, 4000 esirle gelmişti. kuteybe, abdurrahman''ın böyle kalabalık türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir meydana kurulmasını istedi. tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan kuteybe, bu türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir. cebbar, zorba, insafsız arap komutanının etrafının bir anda bu türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. bu harblerde öldürülen türklerin haddi hesabı yoktu. nitekim bu vahşetten adeta gururlanan bir arap şairi kaah el-aşkari şöyle haykırmıştır,
kazah ve facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız.
herkesi kılıçtan geçirdiniz. sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.
harzemde ayaklanan halk, kuteybe ile işbirliği yaptığı için cayganı öldürür..bunun üzerine, kuteybe bütün harzemi yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir.. harzemli ünlü türk bilgini, biruni harzemdeki uygarlığın yok edilişini şu şekilde anlatır.. kuteybe, her çareye baş vurarak harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanlarını, bütün bilginleri öldürttü, böylece herşey karanlıklara gömüldü.. islam harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı..harzemi yıktıktan sonra kuteybe, semerkant üzerine yürür..semerkant meliki gurek üzerine gelen müslümanlara karşı diğer türk beyliklerinden yardım ister.. taşkent ve ferganeden yardım gönderir, fakat gelen birlikler yolda kuteybenin askerleri tarafından pusuya düşürülerek yok edilirler..semerkant, kuşatılır.. araplar mancınık ateşi ile saldırırlar.. daha fazla dayanamayacağını anlayan gurek, kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır..bu anlaşmaya göre,
1.semerkant araplara her sene 2.200.000 altın ödeyecektir..
2.bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 türk gencini esir olarak verecektir..
3.şehirde cami yapılacaktır..
4.şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır..
5.tapınak ve putlardaki tüm mücevherler kuteybeye teslim edilecektir..
daha sonra kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve merve geri döner.. dönerken kardeşi abdurrahman bin muslimi semerkantın başına vali olarak bırakır..
kuteybenin merve dönüşünden sonra, türkler kendi aralarında işgalci müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar.. zaman zaman ceyhun ırmağını geçerek araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler.. haccac kuteybeye taşkent ve ferganayi işgal etmesi talimatını verir.. kuteybe taşkente gider fakat başarılı olamaz.. bu arada haccac ölür. halife velid, kuteybeye türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler.. kuteybe bu sefer kasgara doğru yola çıkar.. tam kasgarı kuşatacakken halife velid ölür, yerine süleyman ibni abdülmelik halife olur.. bu yeni halife ile arası hiç iyi olmayan kuteybe kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile birlikte 716 senesinde kafası kesilerek öldürülür.. çünkü kuteybenin komutanları halifeye karşı gelmek istememişlerdir..
taberi anlatımları
aşağıdaki pasajlar doğrudan taberinin anlatımından alınmıştır.
tarih-i taberi / cilt 3/(syf-343)
her kim türklerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. imdi müslümanlar bir bir türklerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.ve türkleri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp merve geldiler.
yaz gelince kuteybe horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. sonra göçüp talkana vardı. şehrek ki talkan meliki idi. neyzekle müttefik idi. kuteybenin geldiğini işitince kaçtı. kuteybe talkana girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. ne kadar kırabilirlerse kıralar. bunun üzerine kuteybenin askeri orada hesapsız adam öldürdü.
rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. oradan göçtü. mervalarüde kondu. oradaki melik kaçtı. kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(syf-344)
kuteybe dedi: - vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (uktülühü uktülühü uktülühü). ( hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )
bunun üzerine neyzeki ve iki kardeşi oğulları ki biri sol ve biri osmandır. ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler.hepsi 700 adam idi. buyurdu başlarını kesip haccaca gönderdiler.(syf-347)
kuteybe deve palanı demek olur.(syf-351)
....
bu 70 yıl süren türk-arap savaşlarının en önemli noktaları ve sonuçları ;
1- 100.000'in üstünde türk katledilmiştir.
2- 50.000'in üstünde türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
4- tüm zenginlikler , tarihi eserler yokedilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- dünyanın en büyük katliamlarından biri olan "talkan katliamında" 40.000 türkün kesilerek
24 km yol boyunca ağaçlarda sallandırılmıştır.( tarihte örneği çok azdır.)
6- aynı şekilde "curcan katliamında da esir alınan 40.000 türk'ün nehir kenarında kafaları
kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- "teslim olursanız canınız bağışlanacak" sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş ,
"şeriat söz tanımaz" denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.
8- araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet elde etmişlerdir.
9- türkler böyle bir vahşet ve mezalimi çinlilerden dahi görmemişlerdir.
10-bu tarihi gerçekler "islam etkilenmesin" düşüncesiyle gizlenmekte , bahsedilmemektedir.
türkçü siyasetçiler dahi konuyu geçiştirmektedir. bundan da araplar nasiplenmektedir...
seyhun ve ceyhun nehirleri arasında bulunan bölge tarihi ipek yolu üzerindedir.. türk beylikleri, bu bölgedeki, buhara, semerkant, talkan, baykent gibi şehirlerde yerleşmiş yaşıyorlar, deri imal ediyor ve pamukdan kağıt üreterek bunları satıyor ve iyi de para kazanıyorlardı. bu üretimlerinin yanı sıra altın madenleri çalıştırıyorlardı..özellikle adı zengin şehir manasına gelen, semerkantın zenginliğinin o devirde dillere destan olduğu söylenir. bu zenginlik öteden beri talancı arapların iştahını kabartıyorduysa da, türklerden çekiniyorlar ve araya sınır olarak koydukları ceyhun nehrini geçmeye pek cesaret edemiyorlardı. çünkü daha önce halife osman zamanında, muhammed bin cerir komutasındaki araplar islamı yayma bahanesiyle oraları talan etmek için 2700 kişilik bir ordu ile ferganeye kadar girdiyse de türkler tarafından yok edilmişlerdi. ancak daha sonraları muaviye tarafından, ceyhun nehrinin altında kalan horasanın tamamiyla işgal edilmesi ile o bölgede ilk araplaştırma ve islamlaştırma girişimleri başlamış oldu.
buhara'nın talan edilmesi
horasanın kendileri tarafından tamamen işgal edilmesinden cesaret alan araplar, muaviyenin ilk horasan valisi olan, ubeydullah bin ziyad 673 yılında bu sefer ilkinden çok daha kalabalık 24000 kişilik bir ordu ile ceyhun nehrini geçerek kibac hatun yönetimindeki buharayı kuşatır. kibac hatun diğer türk beyliklerinden yardım istersede bu yardım kendisine gelmez ve araplar verdikleri kayıplardan dolayı buharayı işgal edemezlersede tam anlamıyla talan ederler.. daha sonra, muaviyenin ikinci horasan valisi, halife osmanın oğlu saidde buharaya saldırmaya hazırlanır.. kendisine diğer türk beyliklerinden yardım gelmeyeceğini anlayan kibac hatun, saidle anlaşma yapmak zorunda kalır.. bu anlaşmaya göre, kibac hatun, saide diğer türk beyliklerine yapacağı saldırılarda önüne çıkmayacağına dair güvence ve bu güvencenin teminatı olarak da buharadaki türk asilzadelerinden rehinler verir.. ( bu sayı kimi tarihcilere göre 50 kimine göre de 80 dir... ) bu anlaşmanın verdiği rahatlıkla said, zenginliğini öteden beri duyduğu semerkanta saldırır.. semerkantı baştan aşağı talan eder ve topladığı binlerce türk gencini, köle pazarlarında satmak için horasana getirir.. said daha sonra kibac hatundan aldığı 80 kadar rehine tarafından bir punduna getirilmiş ve hançerlenerek öldürülmüştü....( saidi öldürdükten sonra dağa kaçmayı başaran rehinlerin orada açlıktan öldüğü söylenir ) saidden sonra, horasan valisi salim bin ziyad olur. horasanda muaviyenin oğlu yezide bağlıdır.. ziyadda ayni şekilde 680 yılında türkleri islamlaştırmak ve şehirlerini talan etmek için saldırır fakat püskürtülerek geri çekilirler.. bu sefer, kendi orduları türkler tarafından talan edilerek silahları alınır.. daha sonra araplar daha güçlü bir orduyla tekrar saldırır ve türkleri gene talan ederler.. bu talandan her arap 2400 dirhem alır.. ( bir kölenin satış fiyatı 300 ile 500 dirhem arasında olduğu düşünülürse, bu durumda aldıkları ganimet adam başına 7 veya 8 köleye eş değerdedir..)
haccac ve rutbil
islamda ilk asimilasyon 685 yılında abdülmelik ile başlar.. abdülmelik, etrafını islamlaştırmaya adı islam tarihine kandökücü zalim olan haccacı kendisine yardımcı seçerek başlar.. abdülmelik önce civar halkların dillerini arapçalaştırdı.. harac karşılığı önceden bazı hakları kabul edilmiş olan gayri müslimlerin bütün haklarını geri aldı.. bu arada haccacı irak genel valiliğine atadı.. haccacın iraka genel vali atanmasından sonra türklerin kaderinde ilk köklü değişikler başlamış oldu.. haccac ilk olarak ubeydullah ibni ebi bekriyi sicistana, muhalleb ibni ebi sufrayi da horasana vali yapar.. o tarihte, sicistanın türk hükümdarı rutbildir ve araplara vergi vermektedir.. haccac, bununla yetinmez ve ubeydullahı rutbilin üzerine göndererek ondan tam olarak teslim olmasını ister.. rutbil önce bu teklifi kabul etmek istemez.. bunun üzerine ubeydullah rutbilin üzerine yürür.. rutbil 18 fersah geriye çekilerek ubeydullah ve ordusunu kuşatma altına alır..ubeydullah, rutbilden kurtulmak için 700000 dirhem teklif ederse de rutbil kabul etmeyerek arap ordusunu büyük bir bozguna uğratır.. buna çok kızan haccac 40000 kişilik büyük bir ordu toparlayarak, abdurrahman ibn esas komutasında rutbilin üzerine gönderir.. rutbili yenemiyeceğini anlayan esas, bu sefer onunla anlaşır.. bu olay karşısında çılgına dönen haccac, esası yakalatmak üzere bir birlik gönderirse de, esasın ordusu bu birliği yenilgiye uğratır ve geri kalanları da basraya kadar sürer. ancak burada yenilen esasın ordusu dağılır ve esas rutbile sığınır.. bunun üzerine haccac, esası kendisine vermesi için rutbili tehdit eder.. vermediği taktirde çok büyük bir ordu ile üzerine yürüyeceğini ve bütün türk şehirlerini harap edeceğini, verirse de kendisinden 7 sene hiç vergi almayacağını söyler.. türk şehirlerinin tekrar bir savaşa girmesini istemeyen rutbil, 7 sene haraçtan muaf tutulacağını da düşünerek haccacın bu teklifini kabul eder ve esas ve yakınlarını haccaca teslim eder.. ancak, rutbil haccaca güvenmekle hata yaptığını daha sonra anlayacaktır.. haccac rutbilden esası teslim aldıktan sonra derhal yeni bir ordu düzenleyerek 699 yılında muhelleb bin ebi sufyan komutasında türk şehirlerinin üzerine gönderir.. hocente, kes, sogd ve nesefi ele geçirirsede türkler direnirler.. horasan valiliğine muhellebin oğlu yezid gelir.. yezid ibni muhellebde türk şehirlerini talan eder.yezidin savaşçıları, harzemden ele geçirdiği türkleri boyunlarına damga vurarak köle pazarlarında satarlar.. bu tarihlerde, araplar türklerin yurtlarını devamlı olarak istila edip şehirlerini talan ettilersede kalıcı bir üstünlük sağlayamamışlar, elde ettikleri yerleri sonunda tekrar türlere geri vermek zorunda kalmışlardı..
kuteybe ibni müslim
705 yılında abdülmelik öldüğünde yerine oğlu velid geçer.. ve türk tarihini önemli şekilde etkileyecek olay, kuteybe ibni müslimin horasana vali atanması olur.. bu zamana kadar kalıcı bir başarı elde edemeyen araplar onun zamanında türk yurtlarında kalıcı başarılar elde etmişlerdir.
türklerin gerçek anlamda kılıç zoru ile müslümanlaştırılmaya başlamaları kuteybe zamanında olmuştur..vali olduğu andan itibaren, türk beyliklerinin toptan işgal edilerek islamlaştırılması için çok güçlü bir ordu kurmaya başlar.. mervde askerleri toplayarak, allah kendi dininin aziz olmasi için size bu toprakları helal kıldı der.. sanki, bakara suresi 193ü .... yalnız allah dini kalana kadar onlarla savaşın... yada 8.enfal /.39u din tamamen allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! . ayetlerini savaşçılarına hatırlatarak arap ordusunu türklerin üzerine sürer.. kuteybe ilk olarak baykenti kuşatır.. diğer beyliklerden türk savaşçılar baykentin savunmasına yardıma gelirler.. iki ay süren bir savaş olur. kuteybe tam bir zafer kazanamazsa da, türkleri haraca bağlayan bir anlaşma yapmaya zorlar.. şehir yıkımdan kurtulur ama, şehre giren araplar anlaşmaya rağmen şehrin bir kısmını yağmalarlar ve şehirden ayrılırlarken arkalarında bir de askeri garnizon bırakırlar.. başlarına gelecekleri anlayan türkler ayaklanmaya başlarlar ve kendi aralarında silahlanarak karşı bir mücahit birliği kurarlar, baykentde karışıklıklar başlar.. bunun üzerine kuteybe baykente tekrar gelerek nekadar silahlanan türk varsa hepsini öldürtür.. kadınları ve çocukları esir alır ve şehri tekrar baştan aşağı yağmalar..
taberinin anlatımlarına göre, kuteybenin aldığı ganimetlerin haddi hesabı yoktur.. taberi, bütün horasanı işgal ettiklerinde dahi bu kadar ganimet toplayamadıklarını söyler..
şehrin yağmasından sonra, daha önce horasanda merve getirilmiş olan arap aileleri, mervden getirilerek baykente yerleştirilir.. muhafız birlikleri oluşturulur.. valilik den vergi tahsildarlığına kadar bütün denetim organları araplardan oluşturulur.. türklerin budist ve zerdüşt inançlarını simgeleyen bütün heykeller toplatılır, taş olanlar kırılır, altın olanlar eritilerek ganimet olarak araplar tarafından alınır.. bunlar, enfal suresinde yazdığı gibi, sanki araplara allahın verdiği ganimetlerdir.. daha sonra esir edilen kadın ve çocuklar kocalarına ve babalarına geri satılır.. müslümanlar, baykentli türklerin neleri var neleri yoksa almışlar, şehrin onarımı da gene türklere kalmıştır..bundan sonra sıra gelir buharanın tamamen işgal edilip müslümanlaştırılmasına..
buhara'nın tekrar kuşatılması ve ilk türk katliamı
kuteybe mervde büyük bir hazırlık yapar.. bu arada vardana ve buhara beylikleri arasında çatışmalar vardır.. müslümanlara karşı mücadele etmek için bu çatışmalar derhal durdurulur ve vardan hudat, kuteybeye karşı türklerin başına geçer.. kuteybe önce, numiskent ve ramitana saldırır ve buraları kolayca istila eder.. demirkapı önlerinde vardanla çarpışırlar.. vardan savaşı kaybeder ve buharaya doğru çekilir.. ancak kuteybede, savaştan yorgun düştüğü için buharayı alamadan merve geri döner.. haccac bunu başarısızlık olarak kabul eder ve, buharayı mutlaka almasi için kuteybeye emir verir..kuteybe büyük bir hazırlık yaparak bir sene sonra tekrar buharayı kuşatır.. türkler direnir ve kuteybe başarılı olamaz, ordusu dağılmaya başlar.. bunun üzerine kuteybe her bir türk başı için askerlerine 100 dirhem vaad eder.. para hırsı ile gayrete gelen araplar, şehri istila ederler..bütün direnen türkler kılıçtan geçirilerek tam bir katliam yapılır, araplar türk kadınlarına tecavüz ederler, beğendikleri kadınları ya cariye olarak kullanmak yada köle pazarında satmak üzere alıkoyarlar.. erkeklerden de binlerce kişiyi köle olarak satmak üzere beraberlerinde götürürler.. araplardan oluşan yeni bir idari kurumlaşma yapılır.. diğer beyliklerden tepkiler gelmeye başlayınca da, buhara melikesi hatunun oğlu tuğ sad kukla hükümdar yapılır.. tuğ sad tarihe hain bir işbirlikçi olarak geçer.. daha sonrada müslüman olarak oğluna da, efendisi kuteybenin ismini vererek bağlılığını kanıtlar.. etkili bir kolonizasyon yapmak isteyen kuteybe bunun için öncelikle yerli halkı islamlaştırmaya başlar.. buhara halkı önceleri müslüman olmuş gibi görünselerde bu dini kabul etmek istemezler..kuteybe türklerin aslında müslüman olmadıklarını, evlerinde islami kuralları tatbik etmediklerini anlar ve yeni bir yöntem geliştirir..bu yönteme göre türkler evlerini araplarla paylaşmak zorunda bırakılırlar ve bu şekilde bire bir kontrol altına alınırlar.. islami kurallara uymayanlar ise ağır cezalara uğratılırlar..
( bugün, bazı islami yazarlar bu getirilen tedbirlerin islam'ın türkler tarafından kabul edilmesinde çok yarar sağladığını açıkca ifade ederler..bu yaklaşım da üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.. )
kuteybenin bu zorlamaları karşısında, halkdan bazı direnişçiler çıkar.. gizlice silahlanırlar..bu durum karşısında araplar camiye dahi silahsız gidemez olurlar..kuteybe baskıları arttırır, kendi aralarında örgütleşen türkleri yakalattırıp öldürtür.. bu arada yeni vergi yasaları getirir.. yerli halk, halifeye senede 200000 dirhem, horasan valisi haccaca da 10000 dirhem vergi ödemeye mecbur bırakılır.. bunun dışında arap askerlerinin atlarına yem temin etmeye, oraya getirilip yerleştirilen arap ailelerine odun temin etmeye ve onlara tahsis edilen arazilerde çalışmaya mecbur bırakılırlar.. kadınlar, kızlar araplara cariye yapılırlar.. buhara türkleri bu yıllarda dünyadaki çok az milletin yaşadığı vahşeti ve ızdırabı yaşar.. kuteybenin getirip türk evlerine yerleştirdiği araplar, türklerin o zamana kadar yaptıkları bütün birikimlerinin üzerine konarlar, türklerin tarlalarını alır ve türkleri o tarlalarda çalıştırırlar.. iste tek din islam oluncaya kadar savaşın diyen ayet, arapları türklerin sırtından geçimlerini sağlayacak ortamı yaratmıştır..allah dini dedikleri islam, ahzab suresi / 50 de olduğu gibi, savaşta gasp edilen türk kızlarınıda ganimet olarak görür, ve araplara cariye olmalarını helal kılar..cuma namazı zorunlu hale getirilir.. gene de türkerden rağbet görmez. bunun üzerine kuteybe, namaza gelenlere 2 dirhem vaad ederek önce fakirler üzerinde islamın etkili olmasını temine çalışır.. bu uygulama nispeten başarılı olur.. fakir halktan para için camiye gidenler olur..
kaynak :
* ebu cafer muhammed bin cerir ibn i yezid - tarih i taberi
tarih bilmeyen yazar söylemidir. evet emeviler milliyetçi bir politika izlemişler ve zorla müslüman yaptıkları türk boyları vardır. ama bu durum kaynaklara bakıldığında en en fazla yüzde 20 yüzde 30 oluyor. anadolu türklerinin boyları haci bektaş ahmet yesevi,hallac gibi kişiler sayesinde severek olmuşlardır.
edit: çoğu türk tarihçi % 5 ve %10 arası der. yabancılar dahada sallar.