türklerin islam a ihtiyacı olmaması

entry14 galeri0
    1.
  1. Türkler islamiyet sayesinde yükselmiştir diyen Göktürk devletine ayıp eder. Türklerin islam ile tanıştıktan sonra 740-810 yılları arasındaki 70 yıllık dilimde neler çektiğini tarih anlatmaz. Ardından kurulan Türk islam devletleri bu süreçte sadece araplar ile savaşmamış dikkat edin. Birbirlerini bile kırıp sadece araplara dokunmamışlar. Sebebi ne ola ki?
    3 ...
  2. 2.
  3. Gerçek gibi gerçektir.

    Türkler islamdan önce de büyük işler başarmıştı zaten. Avrupa hun imparatorluğu, hazar imparatorluğu, göktürk imparatorluğu vs. Boru mu oğlum bunlar?? Geri zekalı islamcılar, sürekli olarak türklük islamdan kopamaz diye aklımıza algı yerleştirmeye çalışıyorlar. Müslüman olmayan türkler, bizden on kat daha türkler.

    Türkiye, mankurt türkler sayesinde türk düşmanlarının zenginleştiği, kaynaklarının ölümüne semirildiği bir ülkedir. Mankurtlara ihtiyacımız yok bizim. Bizim özümüze dönmeye ihtiyacımız var!
    0 ...
  4. 3.
  5. Büyük bir gerçektir. Türkler islama severek geçmemiştir nasıl geçtiğini tarihi kaynaklarda araştırarak bulabilirsiniz. Ayrıca osmanlıda arap kültürü çok benimsenmiştir bu olaya direnerek en azından bazı geleneklerimiz ve türkçemizi karamanoğulları korumuştur.
    7 ...
  6. 4.
  7. Sizin yoksa bizim var. Size zorla müslüman olun diyen yok.
    3 ...
  8. 5.
  9. katliamla din kabul ettirilmez. öyle olsaydı, asılan alimler, değişen yazı, şapka kanunu ile asılan insanlar sonrası bir tane müslüman olmaması kalmaması gerekirdi. ama sonuç daha güçlenerek ayağa kalmış müslümanlar.

    din gönül işidir zorla olmaz.
    2 ...
  10. 6.
  11. zorlanır koca ülke. uçan atlara, yarılan denizlere inanan adam, bir de başkasını garip sanar. ahlakın koşulu olarak görür, yaşamını onun etrafında döndürür. bir adım dışına çıkana da sinirlenir çünkü yaşamını anlamı bozulmuştur. olan hep sırf yanlış yerde doğduğu için yaşamından bir şey anlamadan geçen insanlara olur.
    2 ...
  12. 7.
  13. türklerden islamı çıkartınca türklük diye bir şey kalmaz, tarihin tozlu karanlığına karışır gider. Övünülecek neyimiz varsa islamdan dolayıdır.
    2 ...
  14. 8.
  15. Türk milleti anasır-ı islâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslümandır. Sair unsurlar gibi, müslim ve gayr-ı müslim olarak iki kısma inkısam etmemiştir. Nerede Türk taifesi varsa, Müslümandır. Müslümanlıktan çıkan veya Müslüman olmayan Türkler, Türklükten dahi çıkmışlardır (Macarlar gibi). Halbuki küçük unsurlarda dahi, hem müslim ve hem de gayr-ı müslim var.

    Ey Türk kardeş! Bilhâssa sen dikkat et! Senin milliyetin islâmiyetle imtizac etmiş. Ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, islâmiyet defterine geçmiş. Bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!

    (Mektubat 324.sh - Risale-i Nur)
    1 ...
  16. 9.
  17. Asya'da uyanan akvam, fikr-i milliyete sarılıp, aynen Avrupa'yı her cihetle taklid ederek, hattâ çok mukaddesatları o yolda feda ederek hareket ediyorlar.

    Halbuki her milletin kamet-i kıymeti başka bir elbise ister. Bir cins kumaş bile olsa; tarzı, ayrı ayrı olmak lâzım gelir.

    Bir kadına, bir jandarma elbisesi giydirilmez. Bir ihtiyar hocaya, tango bir kadın libası giydirilmediği gibi.. "Körükörüne taklid dahi, çok defa maskaralık olur."

    Çünki: Avrupa bir dükkân, bir kışla ise; Asya bir mezraa, bir câmi hükmündedir. Bir dükkâncı dansa gider, bir çiftçi gidemez. Kışla vaziyeti ile mescid vaziyeti bir olmaz.

    Hem ekser enbiyanın Asya'da zuhuru, ağleb-i hükemanın Avrupa'da gelmesi, kader-i ezelînin bir remzi, bir işaretidir ki; Asya akvamını intibaha getirecek, terakki ettirecek, idare ettirecek; din ve kalbdir. Felsefe ve hikmet ise, din ve kalbe yardım etmeli, yerine geçmemeli.

    (Mektubat 325.sh - Risale-i Nur)
    1 ...
  18. 10.
  19. Şu dünya yüzü, hususan şu memleketimiz, eski zamandan beri çok muhaceretlere ve tebeddülâta maruz olmakla beraber; Merkez-i Hükûmet-i islâmiye bu vatanda teşkil olduktan sonra, akvam-ı saireden pervane gibi çokları içine atılıp, tavattun etmişler.

    işte bu halde Levh-i Mahfuz açılsa ancak hakikî unsurlar birbirinden tefrik edilebilir. Öyle ise, hakikî unsuriyet fikrine, hareketi ve hamiyeti bina etmek, manasız ve hem pek zararlıdır.

    Onun içindir ki: Menfî milliyetçilerin ve unsuriyetperverlerin reislerinden ve dine karşı pek lâkayd birisi, mecbur olmuş, demiş: "Dil, din bir ise; millet birdir."

    Madem öyledir. Hakikî unsuriyete değil; belki dil, din, vatan münasebatına bakılacak. Eğer üçü bir ise, zâten kuvvetli bir millet; eğer biri noksan olursa, tekrar milliyet dairesine dâhildir.

    (Mektubat 326.sh - Risale-i Nur)
    1 ...
  20. 11.
  21. islâmiyet'in mukaddes milliyeti, bu vatan evlâdının hayat-ı içtimaiyesine kazandırdığı yüzer faideden iki faideyi misal olarak beyan edeceğiz:

    Birincisi: Şu devlet-i islâmiye yirmi-otuz milyon iken, bütün Avrupa'nın büyük devletlerine karşı hayatını ve mevcudiyetini muhafaza ettiren, şu devletin ordusundaki nur-u Kur'andan gelen şu fikirdir:

    "Ben ölsem şehidim, öldürsem gaziyim." Kemal-i şevk ile ve aşk ile ölümün yüzüne gülerek istikbal etmiş. Daima Avrupa'yı titretmiş.

    Acaba dünyada basit fikirli, safi kalbli olan neferatın ruhunda şöyle ulvî fedakârlığa sebebiyet verecek, hangi şey gösterilebilir? Hangi hamiyet onun yerine ikame edilebilir? Ve hayatını ve bütün dünyasını severek ona feda ettirebilir?

    (Mektubat 326.sh - Risale-i Nur)
    1 ...
  22. 12.
  23. ikincisi: Avrupa'nın ejderhaları (büyük devletleri) her ne vakit şu devlet-i islâmiyeye bir tokat vurmuşlarsa; üçyüz elli milyon islâmı ağlatmış ve inletmiş.

    Ve o müstemlekât sahibleri, onları inletmemek ve sızlatmamak için elini çekmiş, elini kaldırırken indirmiş.

    Şu hiçbir cihette istisgar edilmeyecek manevî ve daimî bir kuvvetüzzahr yerine hangi kuvvet ikame edilebilir? Gösterilsin! Evet o azîm manevî kuvvetüzzahrı, menfî milliyet ile ve istiğnakârane hamiyet ile gücendirmemeli!

    (Mektubat 326.sh - Risale-i Nur)
    1 ...
  24. 13.
  25. Menfî milliyette fazla hamiyetperverlik gösterenlere deriz ki: Eğer şu milleti ciddî severseniz, onlara şefkat ederseniz öyle bir hamiyet taşıyınız ki, onların ekserîsine şefkat sayılsın.

    Yoksa ekserîsine merhametsizcesine bir tarzda, şefkate muhtaç olmayan bir kısm-ı kalilin muvakkat gafletkârane hayat-ı içtimaiyelerine hizmet ise, hamiyet değildir.

    Çünki menfî unsuriyet fikriyle yapılacak hamiyetkârlığın, milletin sekizden ikisine muvakkat faidesi dokunabilir. Lâyık olmadıkları o hamiyetin şefkatine mazhar olurlar.

    O sekizden altısı, ya ihtiyardır, ya hastadır, ya musibetzededir, ya çocuktur, ya çok zaîftir, ya pek ciddî olarak âhireti düşünür müttakidirler ki; bunlar hayat-ı dünyeviyeden ziyade müteveccih oldukları hayat-ı berzahiyeye ve uhreviyeye karşı bir nur, bir teselli, bir şefkat isterler ve hamiyetkâr mübarek ellere muhtaçtırlar.

    Bunların ışıklarını söndürmeye ve tesellilerini kırmağa hangi hamiyet müsaade eder? Heyhat! Nerede millete şefkat, nerede millet yolunda fedakârlık?

    Rahmet-i ilahiyeden ümid kesilmez. Çünki Cenab-ı Hak bin seneden beri Kur'anın hizmetinde istihdam ettiği ve ona bayraktar tayin ettiği bu vatandaşların muhteşem ordusunu ve muazzam cemaatini, muvakkat ârızalarla inşâallah perişan etmez. Yine o nuru ışıklandırır ve vazifesini idame ettirir...

    (Mektubat 327.sh - Risale-i Nur)
    3 ...
  26. 14.
  27. bence senın ıhtıyacın olmadına kaanat getırmışssın mılletıde kışkırtma derdıne düşmüşsün senın bır okuze tapman hatta yarannııı yalaman bızım umrumuzda degıl 80 mılyon turk senın kıytırık gotu boklu yazmanla siyasi yada dini görüşlerini değiştirmez toplum adına konuşmayın kendiniz ne bok yersenız yıyın..
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük