ingilizceyi "ders" olarak, "başarısız olunabilecek" birşey olarak görüldüğü için başarısız olunuyor. Standart şekilde hayatına yabancı dilleri alan insanlar zaten rahat bir şekilde öğreniyor. Bizim ülkece en büyük derdimiz baskı.
Türkçe dersi var. Okul hayatı için ilkokul 1'den üniversitenin bilmem kaçıncı sınıfına kadar görüyorsun. Ondan sonra "sittin sene" demek yerine "siktim sene" diyorsun mesela. Aklıma geldi bu da. Bunu diye makine mühendisliğini bölüm birincisi olarak bitiren bir arkadaştı. Ev arkadaşımdı zamanında. Dalga geçiyor sanıyordum ama doğrusunun "siktim sene" olduğunu sanıyormuş. Aklıma gelmişken anlatayım dedim.
Türkçe ağızla ingilizce ağız aynı değil ayrıca türkçe gibi zengin dili olan biri için ingilizce tarzancadan hallice birşey.türkçe dediğin dil ki anadolu türkçesinden bahsediyorum grameri zengin kelime haznesi oldukca zengin arapça ve farsça gibi dillerle harmanlanmış alfabemiz bile konuşma dilimize yetmiyor o derece zengin bir dilimiz varken imgilizce bize garip geliyor o yüzden öğrenemiyoruz.
Bir kelimeyi yanlış söyleyince ingilizce bilmeyen lavuk bile dalga geçmeye kalkıyor. bu da insanların özgüvenini kırıyor.
biraz gayret etsek doğrusuyla yanlışıyla hintlilerden daha iyi ingilizce konuşuruz.
amerika'dan dönen hocam şöyle bir tecrübesini aktarmıştı: amerika'da amerikalılarla konuşurken yanlış telaffuz yaptığımda "şunu mu demek istedin?" diye yardımcı oluyorlardı. ama amerikalı olmayan bir kasiyere sipariş verirken yanlış telaffuz yaptığımda doğrusunu söyleyene kadar uğraştırıyorlar demişti.
işin özü: bizimkilerin girdiği telaffuz tribiyle amerika'daki sığınmacıların veya sonradan vatandaşlık alanların tribi ortak.
Tüm öğrenim hayatı boyunca birçok ders görüp öğrenememek bence kişilerin değil sistemin ve o sistemde görev alan öğretmenlerin beceriksizliğidir.
Senelerce sözde bilir kişilerin o öyle telafuz edilmez o öyle kullanılmaz dediklerinden mütevellit insanlar bildikleri halde pratikte çenkinip bildiğini uygulayamamaktadırlar. Bu da gramerin değil pratikte öz güven sağlanması gerektiğini gösterir.
Alfabelerindeki 29 harfin bile hakkını veremeyen ezik insanlar nasıl yabancı dil öğrenebilir ki. Ha geçmişte hiç sömürge olmamışız kimse bize dilini dayatmamış hindistan pakistan gibi. Bunun da etkisi var.
türk insanının satın alma gücünün zayıflığı ve pasaportunun değersizlığı sebebiyle yurtdışına çıkamaması ve pratik yapma şansıda bulamaması bence en büyük sebep.
iyi konuşmuyorsam hiç konuşmayayım tribinden kaynaklıdır.
kendimden örnek vereyim; lisede yabancı dil bölümünü bitirdim.sözde ingilizcemin iyi olması gerekirken hiç iyi değildi. okulu bitirdim,kimseyle konuşmadığım için pratik yapamadım,benden iyi konuşanı görünce konuşmadım. ta ki üniversite için ukrayna'ya gidene kadar. rusça bilmediğim için mike mike ingilizce konuştum. konuştuğum her gün daha iyi oldu. sonra çalıştığım bir işte çok londra'dan gelen insan olurdu. onlarla konuşa konuşa,pratik yapa yapa bir bakmışım ingiliz aksanı ile konuşuyorum. şimdi ise kimseyle pratik yapmadığım,konuşmadığım için ingilizcem yine yerlerde. velhasıl pratik ve korkmadan konuşmak önemli hocam.
aslında öğrencilere her hafta 1 kalıp cümle ve 10ar kelime öğretseler bu iş tamam. bu kadar yılda öğretilen dil 2 ya da 3e kadar bile çıkabilir. bana göre temel sebep eğitimin güncellenmemesinden.
zaman zaman kime ingilizce öğrettiysem veya yardım ettiysem "özgüveni" her zaman kaale alırım.
çalışma arkadaşlarım vs derken gözlemlediğim şey şu...
kısa kısa küçük cümleler kurarak başlamak. bunu yapan çok gördüm ve bu da onların kimi açıklarını kapatıyor. bu aynı zamanda konuşan kişiye söylediği şey anlaşıldığı için bir özgüven veriyor.
Çünkü bir kelimeyi"yanlış" (aslında yanlış değil anadili ingilizce olanlardan farklı) telaffuz edince hemen bi malın kendince dalga geçmesi.
Başka ülkeden insanlar gelip bizim gibi konuşamadığında, hatta semelerce bilerek konuşmalarını bozuk olarak devam ettirdiklerinde samimi buluyoruz ama?
Kompleksliyiz yani.
Ortalamadan bahsedeceksek, Fransızlar da süper konuşmuyor merak etmeyin. Doğu avrupa’da da bu konuda sorunlar var. Ukrayna, rusya şu bu oralarda tek kelime ingilizce bilmeyen yığınla insan var. Hollandalılar çok iyi ingilizce konuşur, onları istisna sayıyorum. almanlar da fena sayılmaz. Latinlerin ağır bir aksan sorunu var. ingilizce konuşsa da akışkın değilseniz zorlanırsınız. Sürekli ingilizce ile meşgul olan kişiler türk de olsa ispanyol da olsa iyi konuşur. istisnai durumlar hariç, Ortalama avrupa insanı da ingilizce konusunda çok iyi olmayabilir. Mesela Kıta avrupasında almanca ingilizce’den daha yaygındır. Romanya’da ingilizce sayıları bile anlamayan taksicinin şakır şakır almanca konuştuğuna şahit oldum. Macar entelijansıyası almanca’yı ingilizce’den daha iyi bilir. Zaten nativ olarak almanca konuşan topluluklar birçok avrupa ülkesinde mevcuttur. isviçre, lüksemburg, avusturya, çekya ve polonya gibi. Kısacası kendimizi eziklemeyelim. Evd.