Nedenleri olmayan, çünkü zaten Olmayan durumdur. Aslanlar gibi konuşuyoruz.
Hatta -onlar- diyerek Türk lafını ağzına almaya çalışan, daha Türkçe'yi konuşamıyorlar diyebilecek kadar kendi dilinden/maymun ırkından habersiz, havlamakta ısrarcı parazit kürtlerin de kendini göstermesine sebep olmuştur bu başlık. Aksanlarına soktuklarım.
tek ve açık bir sebebi vardır: kendimize kompleks yapmamız.
cem yılmaz'ı çok severim, bu yüzden esprilerini sıradanlaştırmamak ve tatlarını kaçırmaktan kaçınırım. ama bu konuyla alakalı fundamentals' ta ki 'çultanahmet' muhabbetine atıfta bulunacağım. Elin gavuru(!) olarak ithaf ettiğimiz yabancılar, gerçekten kafayı gözü yara yara bu dili veyatta herhangi bir dili öğreniyorlar. Biz ise, kendimize kompleks yapıyoruz. istiyoruz ki, a1 seviye ingilizce kursu bitiminde hemen George Orwell ingilizcesi konuşalım. Olmuyor işte kardeşim o işler öyle kolay kolay. Pratik yapacaksın, gerekirse tense'ler birbirine girecek. coke'un telafuzunu en az bir kere yanlış soyleyeceksin. gerekirse kelimeleri bastıra bastıra, neredeyse rus aksanı ile söyleyeceksin. diller böyle öğrenilir. Pratikle, hemde kafsyı gözü yara yara.
Lütfen Türkiye, bu kompleksten kurtul artık, pratik yap.
düz lise (an itibariyle anadolu lisesi) olan yerlerde öğretilen ingilizcenin ingilizce olduğu sanılmasından mütevellit nedenlerdir.
buralarda verilen ingilizce eğitimi en temel düzeydedir ve yes-no, are you drink, are you sex seviyesinde konuşmaya el verecek yeterliliktedir. öyle haftada 2-4-6 saat lisan dersiyle lisan öğrenilmez.
telaffuz açısından bakarsak uzak doğu ve rusların aksanları türklerden daha baskın olmasına rağmen ingilizceyi daha düzgün konuşabilirken, dil kıvraklığının çok da önemli olmadığını gösterir. önemli olan konuşabilmek, aksan 2. planda kalıyor.
bunun dışında uzun yıllar turistik bölgelerde çalışan ve hemen hiç temeli olmayan insanların, lise ve hatta üniversitede temel bazda eğitim alanlara oranla daha düzgün ve doğru konuştukları gerçeği de başka konu. yani dil pratikle daha kolay öğreniliyor.
ve en nihayetinde tembellik en önemli neden. lisan öğrenirken insanlar mucize bekliyor. derse girdim şakır şakır konuşurum gibi bir durum yok. nasıl matematik dersinden sonra onlarca problem çözüyorsa aynı çabayı lisan için de göstermek gerekir. hiç yapamıyorsan en azından film izlemek, müzik dinlemek yoluyla dile aşina olmayı hızlandıracak faaliyetlerde bulunmak gerekiyor.
Saçma sapan gramerlere kurallara takılıp pratik üzerine hiç bir şey yapmamaları yüzünden. herkesi kendileri gibi bilip konuşmaya korktuklarından, denk gelmiştir kötü konuşulan bir türkçeyle dalga geçeriz, fakat ingilizce de böyle bir şey olamaz.
Global bir din olduğundan her millet kendisine göre konuşur ve siz onu ingilizce bilseniz dahi bazen anlayamazsınız. Örneğin bir rus'un hintli'in konuştuğu ingilizceyi size bir şey anlatmak istemediği süre anlayamazsınız, hızlı ve kendisine göre konuşur.
yıllardır grammer eğitimi aldıkları içindir. abi eğer bir dil yazarak öğrenilseydi ''dil'' denmezdi ''yazı'' denirdi değil mi? dil konuşarak öğrenilir. siktirtmeyin dalağınızı.
ingilizce bilmeyen öğretmenlerin ingilizce öğretmeye çalışması yüzündendir. hem kendileri öğretemedikleri gibi hem de daha sonra da öğrenemesinler diye kalıcı hasarlar bırakacak saçma şeyleri zavallı genç beyinlerin beynine sokarak yurdum insanının ingilizcesini geliştirmesine engel olmaktadırlar. Bana dil öğretecek adam o dilin konuşulduğu ülkelere gidip eğitim almış, oralarda yaşamış , sadece kitaplarda yazılanı değil gerçek hayatta kullanılanı da bilecek ve öğretebilecek öğretmen olmalıdır.
oyun oynanmadığı içindir. halbuki hikayeli oyun oynasanız altyazılardan bilmediğiniz kelimeyi sözlükten baksanız bir potansiyeliniz olurdu okulda öğretilenlere meze olurdu.
merak yok çünki. ben kendi kendine ingilizcesini geliştiren insan sınıfındanım, beni dil öğrenmeye iten ise merak oldu "ne diyor ulan bunlar?" falan derken şu an hiçte kötü sayılmayacak derecede bir ingilizcem var, insanımız hazıra alışık olduğundan uğraşmayı sevmiyorlar, bir de konuşamayana laf atarlar, sanırsın ingiltere kralının sol taşşağı amk.
Bence dinlemek gerek bir dili öğrenmek için sürekli dinlemek.
Okulda biz daha türk dil bilgisini bilmiyorken yok simple past tense yok gelecek zaman geçmiş zaman işte var ya o şeyler onları öğrettiler.
Yav bırak bizde ingiliz köylüsü gibi konusak ingilizceyi nolmus. illa geçmiş zaman gelecek zaman gramer nedir bunlar .
Öğret kelime dinlet geç.
Lise bitti olay şuydu.
How old are you.
i am twelve years old.
Aha ingilizce bu oldu.
Ortalamadan bahsedeceksek, Fransızlar da süper konuşmuyor merak etmeyin. Doğu avrupa’da da bu konuda sorunlar var. Ukrayna, rusya şu bu oralarda tek kelime ingilizce bilmeyen yığınla insan var. Hollandalılar çok iyi ingilizce konuşur, onları istisna sayıyorum. almanlar da fena sayılmaz. Latinlerin ağır bir aksan sorunu var. ingilizce konuşsa da akışkın değilseniz zorlanırsınız. Sürekli ingilizce ile meşgul olan kişiler türk de olsa ispanyol da olsa iyi konuşur. istisnai durumlar hariç, Ortalama avrupa insanı da ingilizce konusunda çok iyi olmayabilir. Mesela Kıta avrupasında almanca ingilizce’den daha yaygındır. Romanya’da ingilizce sayıları bile anlamayan taksicinin şakır şakır almanca konuştuğuna şahit oldum. Macar entelijansıyası almanca’yı ingilizce’den daha iyi bilir. Zaten nativ olarak almanca konuşan topluluklar birçok avrupa ülkesinde mevcuttur. isviçre, lüksemburg, avusturya, çekya ve polonya gibi. Kısacası kendimizi eziklemeyelim. Evd.