ülkemizdeki tarih bilmemezlikten kaynaklanır. gerçekten araştırıldığında sultan abdülhamid'in ne kadar ileri görüşlü ve başarılı bir padişah olduğunu anlayabilirsiniz.
not:siz eksilemeden ben söyleyeyim. eksileyeceğinize biraz kitap okuyun amkduğumun cahilleri.
ağır yaralı osmanlıyı 33 yıl yöneterek devletin 46 yıl daha yaşamasını sağlamıştır. büyük önderdir. şöyle de bir söz söylenmiştir hakkında:
"100 gram aklın 90 gramı Abdulhamid Handa, 5 gramı bende, 5 gramı da diğer siyasilerdedir." (Prens Bismarck)
hatalarına gelecek olursak... işe yaramayan osmanlıcılık düşüncesini desteklemiştir. istibdat (baskı) döneminde milliyetçileri sürmesi. kıbrıs'ı ingilizlere kiralaması.
yahudilerin osmanlı borçlarını kapatabileceklerini söylemesi ancak bunu karşlığında filistin topraklarını istemeleri üzerine şunları söylemiştir: "Ben bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan benim değil, milletime aittir. Milletim bu vatanı kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır. O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid düşmüşlerdir. Bir tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk imparatorluğu bana aid değildir. Türk milletinindir. Ben onun hiçbir parçasını vermem. Bırakalım, Museviler milyonlarını saklasınlar, benim imparatorluğum parçalandığı zaman, onlar, Filistin'i hiç karşılıksız ele geçirebilirler. Fakat, yalnız bizim cesetlerimiz taksim edilebilir. Ben canlı bir beden üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmem.".
yahudiler tarafından güya kızıl sultan ilan edilmesindendir. oysa o kanla aldığı toprağı paraya satmayarak şerefini ve türklük gururunu korumuştur. nur içinde yatsın.
Padişahım gelmişken yade biz
işte geldik senden istimdade biz
Öldürürler başlarsak feryade biz
Hasret olduk eski istibdade biz.
süleyman nazif
şiirinde de olduğu gibi anlaşılamayan dehalardan birisidir. kimse unutmasın ki mustafa kemal onun açtığı harp okullarında okumuştur. onun yetiştirdiği askerlerdir kurtuluş savaşını yöneten.
güya kıbrıs meselesini, ermeni meselesini ve kürt meselesini miras bıraktığındanmış. işte biz buna kısaca kör cahillik diyoruz. kıbrıs meselesinin kökleri kıbrısın ingilizlere verilmesinden çok daha öncesine dayanır. milliyetçilikle doğrudan ilintilidir. ermeni meselesi de aynı şekilde milliyetçilik ve rus kışkırtmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. ermeni sorununun ana kaynağını oluşturan sözde soykırım meselesi ise abdülhamidi tahttan indirip "onun 30 senede çözemediği ermeni sorununu biz 3 ayda çözdük" diyen ittihat terakkiciler zamanında vuku bulmuştur.
hadi bu ikisini az biraz anlarım. en azından abdülhamidin etkisi var bu meselelerde, ki bence etkisi genel anlamda olumludur da. ama hayatı boyunca müslüman nüfusu büyük bir sadakat altında osmanlıya bağlayabilmiş, üç kıtada kendisini müslümanların koruyucusu olarak islam dünyasına kabul ettirebilmiş bir padişah için nasıl "kürt meselesini bize miras bıraktı" denilebilir işte onu anlamak imkansız. o yüzden diyorum kör cehalet diye. sultan abdülhamid pek çok yönüyle eleştirilebilecek bir padişahtır ama hakkında böyle bir eleştiri yöneltilmesi herhalde bizim yakın geçmişimize nasıl at gözlükleriyle baktığımızın bir göstergesidir.
ikinci abdülhamid baskıcı bir padişahtı bunu herkes kabul eder. fakat o zamanın şartlarında baktığımızda her yandan baskı yiyen osmanlı devleti'nin yapması gereken denge politikası en iyi uygulayan kişidir. osmanlı'nın son demde ömrü uzadıysa ikinci abdülhamid'in payı en büyüktür. bunu görmemek geçmişe hakarettir, tarafsızlıktan uzak saçma bir anlayıştır.