ben bunun sebebini arkadaş çevresine bağlıyorum. potansiyel mucidimiz düşünüyor, kurguluyor ve karar veriyor. ama sonra arkadaşları gelip, siktir et amk, gel şuraya diyor. niye? okeye dördüncü lazım.
Yeteri kadar destek olmamasıdır. Başka bir deyişle imkan verilmemesidir. Mesela Samsun'da uzaktan kumandalı tüfek icat eden abimizin bunu jandarmaya teslim etmesinden sonra gözaltına alınması güzel bir örnektir.
ülkeyi yönetenlerin bilime değer vermemesidir. zaten önüne gelen icat yapamaz, yapmak için sağlam imkan lazım, bizim ülkeyi yönetenlerin prensibi "allah bilir" olduğu için bir bok yapamayız.
türk insanı yaşamsal ihtiyaçlarını gidermeye çalışmaktan başka ne yapabiliyor ki icat yapsın hem buldun icadı kıymetini kim bilecek. Yok size icat micat.
genetik midir bilmem ama yıllardır süre gelen bir özelliğimiz var bizim. ihtiyaç olmadan bir şeyle uğraşmayız. lüzumsuz şeylerle uğraşmanın boş iş olarak görüldüğü bir neslin içinde yetiştik çünkü. ister istemez doğru veya yanlış beynimizin bir köşesinde sürekli durur bu fikir. elimizin altında varsa bir şey alır kullanırız ama nasıl yapıldığını eksik yönlerini ve daha iyisinin nasıl yapılabileceğini düşünmeyiz. çoğu icada bu ne gereksiz şey lan bunu yapana bilim adamı denirse bizim sezayi usta mucitlerin ağası deriz. ama bilim böyle ilerler, çoğu zaman gereksiz diye lanse edilen bir buluş başka şeyin temelini oluşturur. çok değerli bir icat muhteviyatında küçük bir icadın teknolojisi emsal alınarak yapılabilir. yani bizim ilk önce bilimde gereksiz lafını ortadan kaldırmamız gerekir. bilimin gereksizi, lüzumsuzu olmaz. daha sonra elzem ihtiyaç olmadan da bilimle uğraşılabileceğini, bilimle vakit geçirebileceğini, kahvede parti muhabetti yapan sohbeti güzel abimizle değil bilim için çalışan bilim insanımızla övünmemiz gerektiğini öğrenmeliyiz. çünkü ilim ve fen en önemli ihtiyaçtır.