son zamanlarda ki en yii tespittir. parası var zevki yok tam bizim için söylenmiş. sanırım malı mülkü gösterme merakı yüzünden ne var ne yoksa eve koyduğumuzdan aşırı kalabalık, göz zevkinin içine eden ve uyumsuz eşyalarla dolu bir ev haline geliyor.
son yıllarda artık değişmeye başlasada gene de bazı saplantılardan kurtulunmuyor.
şimdi efendim aynalı vitrin nedir ya. bir de gümüşlü mü ne haltsa bir şey daha var.
şimdi salon düşünün; oturma takımı tamam, televizyon sehpası ya da vitrini tamam, hadi yemek masası tamam..ee başka birşeye gerek var mı. ama bizde ek olarak aynalı koca manda gibi bir dolap, enine boyuna bardak, gümüş gibi hiç kullanılmayacak şeylerde var mı var, bir de bunun bonusu var mı bir gümüşlü daha berikinin biraz incesi, ardından tam ortada kocaman bir sehpamsı mı ne diyeyim süs için koyulan bir şey( ne işe yaradığını bilen yok).
kısacası hiç bir işe yaramayan bir çok kocaman eşya ile dolduruyoruz evleri.
bir tane 2 li bir tane 3 lü koltuk atarsın. bir de tv koltuğu koyarsın. bir tv ünitesi olur. isteğe göre ya bir masa ya da ortada masa niyetine de kullanacağın geniş bir sehpa. ikisi bir arada değil ya o ya diğeri. hepsi bu.
daha salona girildiğinde anlaşılan durumdur. türkler ne eşya almayı bilir, ne de döşemeyi. ortada olan bir durumdur.
edit: denmek istenen zevkler kötüdür. ırkla alakası elbette yoktur. türkiye'de görülen neredeyse çoğu evin tarzı kötüdür. keza türkiye'de görülen tüm evlerde türklerden başka ırklar da yaşıyordur.