düğününden mevldine, cenaze merasiminden toplantısına kadar ne kadar organizatör olma meraklısı bir millet olduğumuzun makro göstergesi gibidir bu durum. her düğünün bi goygoycusu, her cenazenin bi en fazla üzüleni ama en tezcanlısı, her mevlidin bi taksimatcısı bulunur bu topraklarda. halk arasında cemiyet diye tabir edilen böyle toplu gerçekleştirlen eylmelerin canıdır kanıdır bu adamlar. hep merkezde olurlar ama genelde işleri karıştırırlar.
-yaaa necip abi, çalgıcılar burda duracak ayarladım ben onu.
-güzel kardeşim tamam işte, onu diyorum ben de hocalar bitirince okumayı dağıtılcak pilavlar.
-nergis ablacım, sen karışma Allasen, biz ne güne duruyoruz böyle günlerde. çok severdi rahmetli yedirmeyi içirmeyi çoook. oğlum dağıtın şu helvaları, çabuk ol bak alamayanlar var çabuk.
tarzı canhıraş repliklerle ortalıkda boy gösterirler. esasen bi halta yaradıkları yoktur ama önemli gibi bi havaları vardır. işte bunların biraz mektep görmüşü, azıcık mürekkep yalamışları da ''cenazede, düğünde hanutculuk bize göre değil, o kadar okuduk tahsil gördük vay bu günler için miydi?'' diyerek, başlarlar örgütlenmeye. düğün çalgıcısını değil de halkın sanatsal etkinliklere katılması gerçeğinden hareketle, mevlid pilavını değil de toplumdaki fakir ve yoksulların iaşe ve ibadesinin halledilmesi aşkıyla ''arkadaş bu kadar derdi tasayı ben halledeceksem devlet niye var? ha devlet yoksa ben kurayım da böyle fuzuli meşguliyetten kurtulayım, hem namım yürür'' diyerekten aleyle kulunu zapteyle delini diyerek kurabildikleri kadar devlet kurmuşlardır. olayın aslı budur. öyle hikmet, şecaat, kahramanlık falan aramayın erenler.
nihal atsız ın dediği gibi; türkler farklı devletler kurmamış, hanedanlar değiştirmiştir. devlet örgütlenmesi bütün türk devletlerinde aynıdır. sadece çağların ve teknolojilerin etkisi vardır.
devlet ne zaman milletten uzaklaşsa gücü azalmıştır. türklüğün karakterinden midir bilinmez develetin başına geçenler bir noktadan sonra milleti düşünmekten vazgeçip strateji oyunu oynamaya başlıyor. tek insanın zekası değildir devletin bütünsel düşüncesi, fazla kaldırmaz böyle durumları. olan oluyor birileri kafamıza çöküyor. devlet yıkıldı diye bizde hemen bir başkasını kuruyoruz. biri de çıkıp noluyor amuğa koyum demiyor sanki bizim genlerimizde var. nasıl ki bir fil doğar doğmaz ayağa kalkarsa hiç bir şey bilmeden, bizde aynı şekilde devlet yıkılınca hemen bir başkasını kuruyoruz.
Hadi bahsettiğimiz hanedanları ayrı devlet olarak ele alalım. Türk devletlerinin birçoğunu yine türkler yıkmıştır. yani Dünyadaki hemen hemen hiçbir güç kurulan Türk devletlerini yıkma gücüne erişmememiştir. Birkaç tane istisnası harici, Türk kurar, başka Türk gelir yıkar.
ek: ırak gibi götüm bir devletin amerikalılar tarafından parçalanıp maymun edilmesini de Türkiye'nin gelişmesine bağlamak hatalıdır. Irak'ın amerikalılar tarafından parçalanması Türkiye'nin gerilemesinin kanıtıdır. Yeri geldiğinde dünyaya her türlü kötü koşuluna rağmen kıbrısta kafa tutabilen bir devlet burnunun dibindeki bir ülkenin kendi aleyhine işgaline ses çıkartamamış, Oradaki türkmenlerin Katline ses çıkaramamış, Kürt devleti kuruluşuna ses çıkaramamıştır.
türklerin yaşadığı ve sahip olduğu ve sahip olmayı sürdüreceği toprakların değerli oluşundan dolayı meydana gelmiştir. ne olduysa özel konumunun mükemmelliği yeraltı ve yer üstü zenginlikleri nedeniyle olmuştur, ve olmaya devam edecektir.
ancak bağımsızlık aşkı, her türk insanının içinde olduğu sürece, bu sevdamız hiç bitmeyecektir.
devletler doğar , büyür , yükselir ve ölür. Türkler de köklü bir tarihe sahip olmalarının yanında teşkilatçı bir miilet yapısının harmanlanmasıyla oluşmuş durumdur.
türkler devleti kurar, devlet yükselir, geriler ve yıkılır. sonra yeni bir devlet kurar, devlet yükselir, geriler ve yıkılır. bu böyle gider...
kanımca şu an yükselmenin başındayız * belirtileri için;
(bkz: nabucco)
(bkz: ırak ın parçalanması)
.
.
.
umarım bu yükselişinde bir gerilemesi ve yıkılışı olmaz.
şu da var;
(bkz: türklerin dünya hakimiyeti bitmedi sadece ara verdiler)
herzaman içinde, yediği çanağa yapan, vatanına ihanet edebilecek ırkları ve dinleri barındıran mozaik bir yapıya sahip olması,
ayrıca hoşgörülü olması sebebiyle türkerin başına defalarca gelmiş olay.
bir kere devletleri yikildiktan sonra yuzyillar boyu esaret altinda yasayan milletleri dusundugunuz zaman, bu su sekilde yorumlanmalidir. turkler ozgurluklerine duskundur ve devlet kurma konusunda kendilerine has yetenekleri vardir.