hak yemektir. hani bunun en basit olanı kadıköy otobüs duraklarında sıraya geçip otobüs beklerken görülür.
otobüs gelir ve sonradan gelenler bir bir kaynak yapmaya çalışır, hatta o ekmek kuyruğu gibi olan kuyruğa girmeyip direk kapının dibinde biterler. diğer şehirlerde de böyledir herhalde durum. ne biçim yaratıklarsınız yahu siz. canımı sıktınız yine.
sahilde gördüğü güzel kızı etkilemek için 1 metrelik deniz suyuna balıklama atlama yeteneği, sohbete "e daha ne var ne yok" diyerek başlama çabası, beğendiği arabayı "kaç basıyo bu" diyerek övmeye çalışması, kapısını çaldığı evden gelen "kim o" sorusuna "benim" diyerek eşsiz bir cevap verebilmesi sayılabilir.
vatan uğruna araştırmak okumak öğrenmek kendini geliştirmek çalışmak inanmak ufku geniş nesiller çocuklar büyütmek yerine sadece ölmesi için insanlar yetiştiren bunuda vatan sağolsun adı altında kendimizi avutmak. Kusura kalmayın biz önce yaşamayı öğrenmeliyiz ölmeyi değil.
sağda solda maaşından şikayet etmesine ve geçinemediğini her yerde bas bas bağırarak belirtmesine rağmen, bilmem kaç lira kredi çekip, kendini borç batağına sokarak son model arabalara binmek.