ingilizlerin yaptığını yapamamaktır efendim. zira britanya imparatorluğu 19. yüzyıla damgasını vurmuş fakat değişen şartlarla birlikte egemenlik kurduğu yapılarla simetrik gibi görünen bir ilişki geliştirmiştir. yani imparatorluk gerilemeye başlayınca tebaa topluluklara bağımsızlığını bahşetmiş görüntüsüyle sömürgeler üzerinde nüfuzunu korumayı başarmıştır. ne var ki türkler gerileme döneminde çatır çatır savaşarak kazandığı toprakları yine çatır çatır savaşarak kaybetmiş, birçok eski tebaa ülkeyle sorunlarını bugüne kadar taşımıştır. bir yerde ıı. abdülhamit'in dediği gibi "ülke toprağını aldığımız fiyata satarız" yaklaşımıyla hareket edilmiş ve bedeli ağır olmuştur. türklerin tarihteki en büyük hatası budur kanımca.
yanlış zamanda, yanlış yöne doğru hareket etmemiz.
sanki Koca dünyada hiç yer yokmuş gibi Doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde ne kadar asimilasyon meraklısı Orospu çocuğu varsa tam orta yerine devlet kurmuşuz.
sanıyorum yerleşik hayata geçmek. yerleşik hayata geçip de konu-komşu ilişkilerine giren türklerden sonra belimiz doğrulmamıştır.
bu tespitimin ardında, meşhur malazgirt savaşı sonrası bu topraklara yerleşen, öncesinde anadolu selçukluda muhtemelen nüfuzlu bir karakter olan, sonra da uç beyi denilen yapı dahiline giren dedelerimin nesilden nesile aktardığı hikayeler vardır. ne zaman ki yerleşik hayata geçtiler, o zaman tüm törelerin esnediği ve unutulduğundan yakınırlar. bunda çok başka etkenler de vardır yakındıkları ama hiç girmeyeyim.