Olumlu olanını bırakmak için kendimizi çok kastığımız eylem. Oncelikle uğraşmayınız, çünkü batıda nereye giderseniz gidin,önyargı kesinlikle mevcuttur. Zira bunun çeşitli sebepleri vardır. Ve en buyuk sebibi ise, bence, türklerin bu ülkelerde banliyölerde kolonileşme yoluna gitmeleridir. Bu durum türkleri birbirine daha çok bağlar, dolayısı ile insanları konzervatifleştirir ve sonucunda içinde yaşanılan ülkeye uyum sağlayamamış bir kitle ortaya çıkar. ' bize ne kardeş, almanya bize uyum sağlasın.' Mantığı ile yıllardır kölnde yaşayan insanlar tanıdım ben. Bu durum, sizde takdir edersiniz ki, dışarıdan pek bir olumsuz karşılanır.
Bir diğer sebebi, bu ülkelerde yer alan genç kuşaklarım eğitim durumudur. Bü ülkelerde yaşayan aile babalarımız, gerek eve daha fazla para girsin, gerekse oğlunun eli ekmek tutsun diye, liseyi bitiren erkek çocuklarını (bkz: abitur)' un hemen akabininde praktikum denilen, özellikle almanca konuşulan coğrafyalarda yer alan bir eğitim programına gonderir. Bu program, bilimum iş kollarında ( fırıncılık, sıhhi tehsisat vb. ) gibi alanlarda kalifiye işgücünü kapatır. Şimdi efendim, hiçbir beyaz alman veya beyaz avusturyalı, oğlum/kızım praktikum yapsın da fırıncı olsun demez, o yüzden bu meslekleri hor görür. Burda sorun türklerin bu tarzda işlerde çalışıp çalışmaması değildir, sorun üniversite okuyan türk gençlerinin sayısının, praktikum yapanlara göre çok düşük olmasıdır. Dolayısı ile toplum içerisinde türkler, sırf bu sebepten dahi eğitimsiz insanlarmış gibi atfedilirler.
Farksaysanız, hep erkek çocukları üzerinden konuştum, bununda bir sebebi vardır. Şimdi efendim, avrupa ülkelerinde kadınlar çok değerlidir, hatta bir çok ülkede okullaşma oranları ve eğitim seviyeleri erkeklerden yüksektir. Bizdeki gibi cinsiyet ayrımcılığıda yoktur, bir kadını rahatlıkla kamyon şöförü, taksici, hatta ve hatta oduncu olarak görebilirsiniz Buralarda. Bu coğrafyalarda yaşayan türkler ise, 18'ine geldiğinde, kızlarını, stutgartta yaşayan amca oğlu ile, veya iş ortağının oğlu ile evlendirir. Bu kızlar büyük ihtimalle okumamaktadır , okusalar dahi koca baskısından dolayı çalışamazlar. Şimdi, kadınların bu kadar onemli olduğu bir toplumda, siz kızlarınızı bu şekilde yaşatırsanız, insanların bakış açısı çok açık ortada olacaktır.
'E be kardeşim, herşeyim suçlusu biz miyiz? ' diye de soracaksınız tabi. Hayır efendim, değiliz. Burda beyaz avrupalılıarında ekseriyetle hataları vardır. Oncelikle, yabancı düşmanlığını ele alalım. Ben buna aslında düşmanlıktan ziyade, yabancı korkusu demeyi yeğliyorum.
Bir düşünün: jean pierre isminde, lyon doğumlu bir beyaz fransızsınız. 60ların fransanında ailenizle birlikte şehir merkezinde bir apartman dairesinde yaşıyorsunuz. Birden, ülkenizin dışarıdan işçi alacağı haberi geliyor, ve 1 ay sonra karşı dairenize, cezayirden çalışmaya gelmiş bir aile taşınıyor. Bu ülkelerde yaşayan yerli halk içinde bir travmadır bu aslında, doğal olarak bizim jean pierre'in kafasındaki soru şu olur:' ya kardeşim, biz 40-50 yıl once bu insanlara soykırım yaptık, ee şimdi bunları ülkemizr alıyoruz, iş , yemek, ev veriyoruz. Sıkıntı olmasın, hava olmasın?'
Yıl olmuş 2014, ancak avrupanın her ülkesinde yabancı düşmanlığı hala vardır. Geçenlerde avrupa parlamentosunda seçim yapıldı. Bir girin bakın istatistiklere, sağ partilerin sandalye sayısı geçtiğimiz seçimden beri ne kadar yükselmiş? Bu durum zaten her şeyi açıklar.
Evet,bütün bunlar göz önüne alındığında,türklerin batıdaki imajı genel olarak olumsuzdur. Kimse kusura bakmasın, türklerin batıdaki imajlarını düzelten tek etmen, buralara gezmeye veya eğitime giden beyaz türklerdir.beyaz türklerden kastım, seküler, yeni düşünceye açık ve eğitim seviyesi ne olursa olsun, belli bir entellektüelite seviyesine sahip türklerdir. Bu insanlar ise, nasıl imajımızı düzeltiriz diye kasmazlar, oldukları gibi davranırlar, süreç zaten kendiliğinden işler.
Kasmayın, beyaz türkler grubuna giriyorsanız, zaten olacağı yere varır.
