türklerin asla beceremeyeceği şeyler

entry57 galeri0 video1
    55.
  1. Düşmanlarına karşı kin tutamamak. Bir ısırıldığı yerden tekrar tekrar ısırılmak, tabi ki bu yabancılar için geçerli halimiz. içerde ise durum orta da!
    1 ...
  2. 54.
  3. 53.
  4. Başkalarini rahatsiz etmeme kültürü.
    0 ...
  5. 52.
  6. 51.
  7. çok basit. 2 tane temel kelime var. birisi "bilmiyorum". diğeri "özür dilerim". hah işte biz türklerin çoğu bu ikisini de asla beceremez yani söyleyemez. o yüzden ne hatasını kabul eder, ne de bir konu hakkında bilgisiz olduğunu kabul eder.
    0 ...
  8. 51.
  9. vatanını satmaz yüreği el vermez. beceremez bu şerefsizliği.
    0 ...
  10. 50.
  11. memleketine ve milletine ihanet .
    3 ...
  12. 49.
  13. 48.
  14. 47.
  15. 46.
  16. ilerlemek.

    bizi içten çürütüyorlar amk. satıcı çok, yavşak çok, ibne çok, gay çok.

    onlara görev ver bizi bile sikerler.
    0 ...
  17. 45.
  18. emir yada manga himaye altında yaşamak.
    3 ...
  19. 44.
  20. 43.
  21. 42.
  22. 41.
  23. rusya seferi yapıp başarılı olmak.

    napolyon yapamadı,
    hitler yapamadı,
    bence bizde yapamayız ama var olan abazan potansiyelimizi çok iyi kullanır ve düzgün kişilerin ellerine verirsek bu kitleyi olabilir gibi.
    0 ...
  24. 40.
  25. 39.
  26. Bilginin önemini kavramak, kitabın değerini bilmek.
    0 ...
  27. 38.
  28. 37.
  29. eğitim fakültesinin 4 yıl olduğunu kanıksamak.
    0 ...
  30. 36.
  31. başka bir ulusun egemenliği altında yaşamak.
    1 ...
  32. 35.
  33. asla belki ağır kaçar behzat ç. gibi dizilerimizde var ama evet dizi sektörü.
    2 ...
  34. 34.
  35. 33.
  36. genç olmak, aramıza almamak *, adam etmek. * *
    0 ...
  37. 32.
  38. uşaklıktır.

    --spoiler--
    ingiliz Kralı vııı. Edward istanbul’a Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce:

    - Bana ingiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz! dedi.

    Sonunda ingiliz sofra merasimini bilen bir kişiden öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular. Akşam Kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk’e dönerek:

    - Sizi tebrik eder ve size teşekkür ederim. Kendimi ingiltere’de zannettim, diyerek memnuniyetini bildirdi.

    Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekte idi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral’a eğilerek:

    - Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim, dedi. Bütün sofradakiler Atatürk’ün zekasına hayran oldular. Atatürk garsona da “görevine devam et” emrini verdi.
    --spoiler--
    10 ...
© 2025 uludağ sözlük