bu kadar sert bir şekilde söylenmesi doğru değildir ancak içeriği kesinlikle doğrudur. islamiyet i küçümsemiyor ve saygı duyuyorum. ancak türkler olarak islamiyetten sonra her şekilde değiştik. her değişim kötü olmamakla beraber, bizdeki değişim kötüydü. osmanlı devleti nin son zamanların da artık türklük kavramı tamamen ortadan kalkmıştı. müslümanlık neredeyse bir ırk olmuştu. hatta zaman zaman türklüğü ön planda diye aşağılanıp haksızlıklara uğrayanlar olmuştu. türklere neredeyse iğrenç insanlar muamelesi yapılıyordu.
türk olarak bu dini üzerimizden atmamız gerektiğini düşünüyorum. bakın müslüman olmayalım ya da ateist filan olalım demiyorum. sadece türklük ve islamiyeti ayrılmaz bir bütün olarak düşünmeyelim diyorum. çünkü bir şekilde karşınıza sürekli bir engel çıkarır. bir şekilde halk olarak yapacaklarımızı engeller.
"türkleri yiyip bitiren böceğin islamiyet olması" doğru bir söz değildir çünkü "türkleri yiyip bitiren böcek islamiyetin yanlış anlaşılması" dır. islamiyet hakikatı arayın ne olduğunu öğrenin demektedir. islamiyetteki en büyük günahlardan biride insan oğlunun o dönemlerede anlamadığı şeyler için "Allah'ın hikmeti haşa sen ne anlayacaksın demektir" işin aslında islamiyet bunun araştırılmasını ve öğrenilmesini istemiştir.
Pegamber efendimiz "ilim çinde dahi olsa öğreniniz" demiştir. islamiyet bilimsel gelişmeye ve ilerlemeye çok önem veren bir dindir ancak yosun kafalılar yüzünden geri kalmışızdır. Gavur dediğimiz insanlar bizim "haşa akıl ermez" dediğimiz şeyleri fizik kuralları ile açıklamışlardır ve sonucunda hakkı bulurlar. Ancak bizim yosun kafalılar hala aynı zihniyettedir. islamiyet değil onu anlamayanlar geri kalmamıza sebeptir.
bir amipi rahatsiz etmis gibi gorunuyor.
milyarlarca insanin kutsal saydigina bocek diyebilminin ilk kurali bolunere cogalmaktir suphesiz. bu da amipe ait bi ozelliktir.
bu basliktan da anlasiliyor ki okumak cehaleti aliyormus ama esseklik baki kaliyormus.
islamiyetten önce türklerin dünya olmasada büyük bir alana hükmettiğini bilen yazar düşüncesi.
Attila, Margos Antlaşması'ndan sonra ülkenin doğu bölgesini denetimi altına almıştır. 435 yılında Volga boylarındaki Ak-Oğurlar'ın ayaklanma girişimlerini bastırmıştır. Bu dönemde Hun imparatorluğu en geniş sınırlarına ulaşmış ve yaklaşık 4 milyon km²'lik bir coğrafyaya hükmetmiştir.
yanlıştır. islamiyet türkleri yiyip bitirecek böcek olsa, osmanlı islamiyet ışığında 600 sene gidemezdi.
ama şu denebilir; islamın yanlış anlaşılması.
karşı tarafa kefere diyenlerden cahiller var, kefere diyenlere yobaz diyenlerden de cahiller var.
biri diğerine "babadan ne gördüyse onu uyguluyor üzerine birşey koymuyor" diyor ama kendisi de ondan farksız genellikle. islamı açıp okumuşluğu yoktur çoğunun.
birisi adetlerinden taviz vermeyip töre bokunu tanrı kelamı sanıyor, diğeri de modernizmi batılı olmak sanıyor.
"kılıç soruyla islama geçirilmiş olmak" efsanesini artık yemiyoruz be, cidden. önce bir araştırır insan, emeviler kim, türkistan seferleri ne zaman olmuş? hangi türk toplumlarıyla karşılaşmışlar? culgan katliamı emevi-arap milliyetçilerinin türkistanda yapmış olduğu katliamlardan biridir bu doğru. ama bu 8. yy a denk gelir ve türgişlere karşı yapılmıştır. ayrıca türklerden de islamiyete toplu bir geçiş olmamıştır bu dönemde, köle alınıp orta doğuya götürülenler olmuştur. araplar ondan sonra türkistan'da ilerleyememişlerdir. tekrar iran sınırlarına çekilmişlerdir. şimdi türkiye de ki orta asya kökenli türklerin ataları olan oğuzlar'a bakalım; oğuzlar 10-11.yy da müslüman olmaya başlamışlar. oğuz yabgu devletinde ki oğuzlar hiçbir baskı, savaş, zorlama yaşamadan kendileri seçmişlerdir islamı, ki o devirde orta asya fevkalade güçlü göçebe türk toplumlarıyla doluydu ve arapların kudreti zorla müslüman yapmaya yetmezdi, yetmedi de zaten zamanında. ilhanlı-altın orda örneğine de bakabiliriz; bu moğol kökenli hanedanlıklar, o zamanlar orta asya, orta doğu, doğu avrupa'da en güçlü devletler olmasına rağmen islamı seçmişlerdir, bunlarada kılıç zoruyla mı kabul ettirdiler islamı? kesinlikle yanlış bir önerme.
edit: imla