enternasyonalist tiplerdir. kendileri bilgisayar başında oturup kurtarılan değerlerle ve türklükle dalga geçsin diye şehit olmuş milyonların kemiklerini sızlatmakta beis görmezler.
hayatları geyiktir. lakin bir çoğunun arka yapısına baktığınızda aslında türk dahi değillerdir.
kötülemek değildir. kendinle dalga geçebilmektir. her toplumun kendine has, kişiye göre yorum farklılıkları gösterebilecek özellikleri vardır.
''amerikalılar hayvan gibi yemek yer, dünyadan haberleri yoktur. süzmedirler.'' aha bak amerikalılarla dalga geçtim. eğleştim.
''türkler hayvan gibi araba kullanır. geçen babam iki şeritli yolda kamyonun sağından geçti. hayvandır babam.'' kendimizle dalga geçmekle kalmadım, babama da kaydım arada.
''fransızlar kibarlıktan ölücek a.q. konuşurken kusucaklar sanıyorum.'' görüldüğü gibi fransızlara karşı da kayıtsız değilim.
sorun; aziz nesin'in bahsettiği %60 olayı ile aynı sanırım. fazla alınganlığa gerek yok.
cümlesine, bizim insanımız öyle değil ya da biz türkler napıoruz gibi başlıyarak kendini soyutlayan kişilerdir,fakat ulusal bir başarı elde edildiğinde en ön saflarda yer almasını da bilir bu kişiler.
bazı türkler türkleri kötüler, diğer türkler de kötüleyen türkleri kötüler.
yuvarlanıp gidiyoruz işte.
tabi yuvarlanmak için eğimin aşağı olması lazım değil mi?
özeleştiriden ziyade empoze edilmiş aşağılık duygusudur, kendisine bok atarak gerçekte mensunu olduğu cemiyetten farklı olduğunu anlatmaya çalışır ama kime ne fayda? avrupa'nın kendi dışındakini kötülemesi maalesef türkiye'de türk'ün kendisini kötülemesi olarak vücut bulur. ota boka abi avrupa'da öyle mi, avrupa'da böyle mi diye soran avrupa tarihinden bihaber ezik türk gençliği -ki çevremde çok sayıda var maalesef- bunu övünerek yapar. özeleştiri başkadır, kötülemek başka, aradaki farkı anlamaksa bambaşka.