iş makinası çalışırken makinanın çalışma şeklini hayranlıkla izlemek ve orda kalabalık yapmak.
yurtdışında böyle bir olay ile karşılaşırsanız ki karşılaşanlar var * kalabalığın %99 u bizim ırktandır.
(*) "allah* belamı versin yalanım varsa"
gibi gayet samimi, yemin sayılabilecek ikna cumlesine,
"vermis zaten verecegi kadar" diye karsılık vermek. *
(*) tek islevi olan herhangi bir aleti veya cismi sekli ve yapısı dolayısıyla baska amaclarda da kullanmak. ***
(*) hava olsun diye metallica, slipknot, linkin park* gibi grupların, hic dinlemedikleri halde tisortlerini alıp giymek. sor, bir tane sarkısını bilmezler. **
1-yabanci bir takima karsi futbol maci kazanildiginda biz onlardan üstünüz en iyiyiz edebiyati yapip, öteki turda fark yiyerek hüsrana ugramak, sus pus olmak,
2- yolda agacin dalindan bir parca koparip disini kurcalamak,
3- dünyada her seyin türkler tarafndan icat edildigini ve herkesin türkiye yi yikmaya calistigini düsünmek.
herhangi bir içeceği pipet ile içen arkadaşının içeceğinden içmek isteyen diğer arkadaşı pipeti ters çevirip içmeye başlar. burada ki amaç arkadaşın mikropunu almamaktır. göz görmeyince gönül katlanmaktadır.
85 bin caminin cogunu yapan, elektrigini suyunu odeyen, imaminin maasini odeyen, din dersini zorunlu yapan devleti islam ve din dusmani olmakla suclamak.
bizi biz yapan ayrıntıda gizli özelliklerdir. gayet akıllıca, geçmişten bugüne kadar gelen çok kullanışlı davranışlar olup bazıları ise bizi rezil rüsva etmeye yeter.
çocukların bayramlarda topladıkları bütün paraları son kuruşuna kadar eskiden atarilerde, günümüzde ise internet-cafelerde saatlerce oyun oynayarak harcamaları........
dünya tarihinde türk toplumu kadar saman alevi gibisini bulmak zor iştir.
herşeye hemen cellâlleniveririz biz ama aynı şeyleri nedense çabuk unuturuz. ne yazık ki unuttuklarımız listesinin başını acılarımız ve sıkıntılarımız çeker.
ama başarılarımızla övünmemiz yıllar, asırlar sürer.
ders veririz ama yeri gelir alırız da. bundan da asla gocunmayız, artık nedense.
sokakta dilenci görsek, gideceği yeri adımız kadar iyi biliyor olmamıza rağmen cebimizdeki son parayı hiç düşünmeden, tereddüt etmeden veririz.
eğer hasbel kader bir kazadan kurtulmuşsak bunu mutlaka verdiğimiz sadakaya, "iyki vermişim görüyon mu" yla bağlarız.
ayriyeten oldukça saf bir toplumuz. inandırıcı olmasına gerek yok, kim ne anlatsa hiç düşünmeden inanırız, inanmaya dünden razıyızdır.
ileriyi düşünmez bugün için yaşarız.
aile bağlarımız allahtan bir keder gelmediyse, herhangi bir acı durum sözkonusu değilse kuvvetlidir, yakınlarımız canımızdır.
arkadaşın hatta dostun geçici olduğunu biliriz, bu yüzden akrabalarımıza gözümüz gibi bakar yeri geldiğinde onları mesnetimiz ölçüsünde korur kollarız.
bir de eurovision sevdamız var ki, elin ecnebisi bu yarışmayı sallamazken biz yarışmaya en ünlü şarkıcılarımızı yollarız. her birinin 1. olmasını isteriz, olmazlarsa suçu trt ye atarız.
"zaten bu iş türkçe ile olmayacaktı, söylemiştik" deriz.
işin kolayına kaçarız. kestirmeyi seven bir yapımız var.
...
dipnot: öz kimliğini korumayı başarmış her milletin kendine özgü davranış biçimleri bulunmaktadır.
türklere yani bizlere ait sabaha kadar anlatılacak, eşi benzeri olmayan özellikler de pek tabii mevcuttur.