geçen arkadaşlarla hep beraber yemek yiyoruz. futbol muhabbeti dönuyor. eleman portekizli. tabi bu sene kanayan yaramız futbol milletce. her neyse. konu döndü dolaştı istanbul'a geldi.
- hep merak etmişimdir istanbul'daki asyayla avrupa arasındaki farkı.
- iki taraf da aynı işte. sadece bir taraf daha sessiz sakin gibime gelir, diğer taraf daha hareketli.
- nasıl ya? bir taraf avrupa işte. kesinlikle değişiktir. asya yani konuştuğumuz!
- ( iç ses: hmm. tamam anlıyorum ben seni. kaç yaşındaydın sen?) uzun yıllar avrupa yakasında yaşadım, şimdi de asya da yaşıyor ailem. ben hiç bir fark görmedim. (hayır ne denir bilemiyorum ki, ne bekliyor misal, turkiye'nin avrupa kıtasındaki parçayla asya arasında çağ farkı falan mı)
- ilginç. ben hep çok farklı hayal etmiştim.
ben bundan sonra iptal oldum. anlamadım ki ne bekliyor yani? avrupadaki insanlar fransızca konuşuyorlar, asya da arapça. işte avrupa kısmı almış başını gitmiş, asya daha emekliyor gibi bir şey herhalde.
-türkiye'de evli olmayanların cinsel ilişkisinin cezası mahkeme kararıyla recm edilmek değil mi?
-sen ülkene döndüğünde peçe takacak mısın, kapanacak mısın? *
-siz araba kullanıyor musunuz? ülkenizde araba var mı *
-when will murat boz's new album launching?
-murat boz'un yeni albümü ne zaman çıkacak?
fas'lı bir kızın bana sorduğu sorudur.murat boz morroco'da en çok tanınan türkmüş.
- so you speak quite a few languages eh?
- yes ma'am i do.
- when did you visit all the countries to learn the languages?
- (eöhh eben..) i learnt them in istanbul, turkey; in my homeland.
- what?! wow! can women really learn foreign languages??
- tillahını sikerim senin.
- excuse me?
- have you ever listened to deicide ma'am?
aşağı yukarı bir yıldır türkçe bilen arap bir arkadaş sormuştu:
-siz mesele ali ve ahmeti aynı a ile yazıyorsunuz, farklı okunduğunu nasıl anlıyorsunuz?
Anlamayanlar için: arkadaş arap olduğu için alinin ayn ile ahmetin elif ile yazıldığına bakıp oradan anlıyor. Bizim bunların mesela uzun ya da kısa okunduğunu ezberden bildiğimizi anlayamamış o yüzden.