Çarşı'nın çocukları Beşiktaşlı Pascal Nouma'ya yönelik linç girişimlerine karşı ''Hepimiz Zenci'yiz'' pankartı açtığında hiç kimse onların ten rengini, ırkını yahut dinini sorgulamamıştı halbuki. Gerçi Çarşı'nın anti-faşist eğilimleri her zaman Türkiye’nin geneline kıyasla daha baskın, ama o Nouma'nın elini şortuna sokup ''topluma tehdit'' oluşturduğu o Türkiye'yle şimdiki Türkiye de aynı değil...
Şimdiki Türkiye'de hassasiyetler daha abartılmış, uçlar merkezi ele geçirdiği için pek çok duruma sağduyuyla yaklaşma imkanı da ortadan kalkmış durumda. Pek çok alanda, ama en çok da siyasi tartışmalarda bu marjinal uçların egemenliğinden çekiyoruz. Eskiden olduğu gibi marjinal dünyalarında da kalmıyor bu fikirler, giderler destekçileri artıyor.
Pazartesi günü Burhan Ayeri, köşesinde ''Bir Demet Tiyatro''nun yayından kaldırılışına izleyicilerin tepkilerine yer vermiş. Bir okuru Yılmaz Erdoğan'ı hataları nedeniyle seyretmeyeceğini belirtmiş zaten daha önce ve ''Sanatçılığını takdir ederim ama yüce ulusum, bazılarının sözcülüğünü bizden kazandığı para ile yapmasını, şehitlerimizin anısına affetmedi'' diyor.
Halbuki Erdoğan'ın programı kötü olduğu, komik olamadığı için yayında kalıp kalmaması tartışmaya açıldı. (Nitekim, yola devam edeceklermiş.) Erdoğan'ın komik olmaması, dolayısıyla da artık izlenmemesi pek çok sebeple açıklanabilir ama bunu politik tutumuna bağlamak da sağlıklı olmaktan uzak bir tepki gibi görünüyor.
Yılmaz Erdoğan bugün hâlâ komik olsaydı, meşhur mektubuna rağmen izlenirdi: Konunun açıklaması böylesi basitken ''uçların iktidarı'' durumu abartarak güçleniyor.
Benzer bir durum ''Hepimiz Ermeni'yiz'' sloganı için de geçerli. Empatik, masum bir sloganın yok yere bir vatan hainliği tartışması açması, mantıksızca tartışılması da gücünü aynı ırmaktan alıyor. Uçlar iktidara gelince aklın, mantığın, beraberinde de vicdanın kaybolması çok normal zaten...
Nitekim, tartışmaya Bülent Ersoy'un dahil olması da toplumsal körlüğün boyutları açısından ibret vericiydi. Başta kendisi azınlık olduğu için bütün diğer azınlıkların haklarının öncüsü, savunucusu olması beklenirken ısrarlı uyarılara, tepkilere rağmen sözünden dönmemesi başka nasıl açıklanabilir?
''Hepimiz Ermeni'yiz'' sloganına gösterilen tepkiler, Türkiye'deki içselleştirilmiş korkuların, gizli ırkçılığın, yıllarca bastırılmış faşizmin daha fazla kabında kalmadığına işaret ediyor. Emre Belözoğlu'nun ingiltere'deki ırkçılık davasında da, benzer başka olaylarda da hep öne sürülen ''Türkler'de ırkçılık olmaz'' önergesi de büyük bir yalana dönüşüyor bu süreçte.
''Integration anxiety'' diye kavram var. Toplumların kendi içlerinde barınan gruplara, kendilerine dahil olan, katılan, beraber yaşadıkları azınlıklara karşı korkusunu açıklamak için kullanılıyor. (Türk Yahudileri, Türk Ermenileri gibi...) Tarlabaşı'ndaki bütün Afrikalıların uyuşturucu sattığına inanılması, çocukların ''Çingeneler kaçıracak'' diye hoyratça terbiye edilmesi, beceriksiz faşist bakanın ''Ermeni dölü'' diyebilmesi, Kürtler'in gelip bizleri evimizden edeceğinin düşünülmesi, incil dağıtanlar yüzünden dinin elden gideceği, Yahudiler'in hepimizi işsiz bırakacağı gibi toplumdaki yerleşik ama bir o kadar da temelsiz düşünceler bu bütünleşenlerden korkmanın ürünü. Bu korkular önce kişilerin, sonra da toplumların giderek paranoyak olmasına yol açar ve sonucunda bu o azınlık gruplarına karşı bir nefret, linç kampanyasına dönüşür.
Türkiye'nin de verdiği sınav bu işte... Mehmet Ali Yılmaz'ın ''Yamyam'' demesini espri diye karşılayanlar, Meral Akşener’in lafını 'gaf' diye geçiştirenler, yüz binlerin sırf Ermeni olduğu için öldürülen bir adamın arkasından ''Hepimiz Ermeni'yiz'' diye meydan okuduğu bir empatiye karşı çıkanlar yazık ki bu içselleştirilmiş korkunun varabileceği boyutları hesaplamıyorlar.
Kendiyle yüzleşemeyen, kendisine dışarıdan bakma yeteneğini kaybetmiş toplumlarda bugünkü sağlıksız tepkilerden çok daha abartılısını beklemek abartı olmaz.
edit: çok özür dilerim. gelen eksiler kafama dank etti anladım. bir tane bile ırkçı yoktur türkler içinde. kendine ırkçı diyenler de yanılıyorlar o zaman, di mi cevat abi? evet.