bence şu halimizden kurtulana kadar kendimize türk dememeli başka bir isim kullanmalıyız, ecdadımız nick ini yerlerde süründürdüğümüzden öte tarafta yakamıza yapışabilir.
başa gelen siyasetçi yemiş devlet malını, görev süresi bitince de bırakmış gitmiş. millet olarak bize büyük hedefler vermemişler. hatırlatmadıkları için unutmuşsuz zamanla büyük amaçlarımızı ve küçük konuşmusuz yıllarca. bu yüzden küçük şeyleri üzerinde dura dura tartışmışız.
ben hatırlıyorum, eskiden* "kadınlar cenaze namazı kılabilir mi?" diye bir tartışma yaşanmıştı. haftalarca tv. lere konu olmuştu. herkes birbirini yiyor.. biri diyor kılınmaz, sonra kadının biri inadına gidiyor cenaze namazına, hem de en ön safta erkeklerin arasında, erkeklerin namaz kıldığı gibi kılıyor namazı bayan gibi kılması gerekirken. tv. lerde bu olaylar tartışılıyor. güler misin, ağlar mısın.. diyanet işleri başkanı kanal kanal dolaşıp açıklama yapmak zorunda kalmıştı. siz de bilirsiniz; bunun gibi daha ne gereksiz tartışmalar yaşandı bu memlekette. "donla denize girilir mi?" vs..
kızamıyorum kendi toplumunu eleştirenlere.. siyasetçiler, amaç gibi amaç verememişler millete.. absürt konuları tartışan toplum, kendi milletini absürt şekilde eleiştirmesin de ne yapsın.
Haklılardır çünkü atalarımıza yakışır bir halk değilizdir. en yakınımızdan örnek verecek olursak ben bulgar kökenliyim fakat türk gibi yaşarım burada. dedem çanakkale savaşı'nda öldü. çağırsınlar ben de öleyim. ama bu uçkur düşkünü kendini bilmez halktan bir numara olmaz.
normal karşılanabilecek çabadır. zira her şey öz eleştiri ile başlar. üstelik adamlar pek çok konuda haklı eleştiride bulunuyorlar. bunu anlamak için ülkenin içinde bulunduğu durumu gözlemlemek yeterli gibime gelir.
yapılmaması gerekendir. en nefret ettiğim olaylardan biridir. ''insan kendi toplumunu neden yerer yahu?'' dedirtir. eleştrilerin bir çoğu da oldukça saçma ve asılsızdır. gerçekçi olsa bile sadece türk toplumuna özgü davranışlar değildir. böyle bir başlık açtığı için yazar tebrik edilmelidir. yazar duygularıma tercuman olmuştur. yazarın taşağı yenilmelidir.
elzem bir aşağılık kompleksinin dışavurumu şeklinde görülür genelde. kendinden olanı itip kakıp dışarıdan olana methiyeler düzmek, üstün görmek eğilimleri, bir nevi 'gücümüz yetmez o zaman boyun eğelim' korkaklığından kaynaklı kompleksler silsilesi her daim sürüyor maalesef belli bir kesimde.
türkler'deki taşak geçme merakından kaynaklanan br çabadır. eleştirecek bir şey bulamayınca kendine saldırıyor ibneler. mesela bakın, ben de bir türk olmama rağmen "ibneler" dedim amuğa goyim. ne kadar mezhebi geniş bir millet olduk lan biz?
çoğu türk'te görülendir. bu çoğunluğun da bir kısmı, sırf artistlik olsun diye toplumu eleştirenlerdendir. bu cümlemden sonra eksiyi bastıktan sonra bile olsa oku... ben biliyorum böylelerini. kurban olduğum memleketinde herkes siyasetçi (aha ben de başladım) illa topluma sataşacak. toplumumuzu eleştirecek.
-cinsel açlığın afrikasıdır türkiye...
işte sokakta bi yerde duran 4 "it", pardon olmadı "soysuz" diyelim gelen geçen bayanın afedersiniz götüne bakıyor. (kalça diyerek nazik olmanın anlamı yok) bunu fotoğraf karesinde birleştiren birisi de altına bu yorumu yazmış. cinsel açlığın afrikasıdır türkiye... inkar eden yok. içimizde bu ve buna benzer soysuzlar çok. ama bunu bir topluma mal etmek büyük bir suç. bir kıza sarkıntılık yapan erkeğe karşı, kızı bir ağabey edasıyla koruyan insanlar da yaşıyor bu toplumda.
-türkler abazan...
-türkler kolaya kaçan...
-türkler üşengeç...
-türkler siyasetten anlamayan...
-türkler bi bok olmayan. vs. vs. vs. o kadar çok şey yazabilirim ki buraya. ama ne değişecek ki bunları yazdım? içimi rahatlattım sadece bir kaç saniyeliğine.