otobüste giderken ingiliz bir hanımın ( hem de yaşlı bir hanımın) askılı body giyip utanmadan fırça gibi koltukaltı kıllarını göstermesinden daha kötü değildir bu koku. kurban ol sen türkün kokusuna. damarında akan kanın kokuyor senin be adam!
kötü bir benzetme ama haklı olunan tarafları da yok değil.
herkes takkesini önüne alıp düşünsün biraz. özellikle yaz aylarında toplu taşıma araçlarında ya da kapalı mekanlarda kendini hissettiren o ağır kokunun sebebi nedir? ter. her gün duş almaz deodorant da kullanmazsanız olacağı o. hiçbir şey yokmuş gibi sosyal ortamlara girer çıkarsınız, çevreye rahatsızlık veriyor muyum acaba diye bir an olsun hiç düşünmezsiniz. illâ ki hakaret etmek mi lazım bunu anlamanız için. bu gerçeği belki fazla dillendirmiyoruz, aman kimsenin gururu kırılmasın diye.
sonra bir yerlerde elin amerikalısı söyleyince köpürüyorsunuz. ona küfredeceğinize bu toplumun deodorant alışkanlığını kazanması için adımlar atın bence. rexonalı bihter reklamı boşa gitmesin!
sadede gelirsem türklerin bazıları kokuyor olabilir evet ama terdir o, ölmüş eşek değildir. * bu çirkin benzetmeyi genele yaymak, ondan kendine eğlence malzemesi çıkarmak ayıp bir şeydir, söyleyenin insan olup olmadığı hakkında tekrar bir düşünmmemizi gerektirir. ha bir de ırk bazında değerlendirmiş olması onun faşizan yanını ortaya koyuyor.
herkes aynı şeyleri söyleyince "bi dakka lan" diye düşünüp oramı buramı koklamama sebep olan cümle. kokmuyorum da he. nankörler. o kadar para veriyoruz sizin ürettiğiniz boktan boktan parfümlere. git hadi git sen de. düştün gözümden. tanımıyordum o ayrı ama olsun. git. sonuç olarak bu yani.
arkadaşlar muhtemelen kendisi teke gibi koktugu için normal insan kokusu garip gelmiştir sonra yanındaki biri abi sen çok kokuyosun diyince yazıyı silmiştir, eşşekliğini anlamış.