"türksolu gazetesi başyazarı ve ulusal parti genel başkanı gökçe fırat çulhaoğlu "türk-kürt kardeşliği masalına inanmıyorum" dediğinde faşistlikle suçlanmış linç edilmek istenmişti.
kürtler ise kendi aralarında bu konuda çoktan hemfikirdi. eskiden "hepimiz kardeşiz" türküleriyle işi kılıfına uydurur ve bizi uyuturken son 10 yıldır buna da pek gerek duymuyorlardı.
çulhaoğlu herkesin bildiği ama söyleyemediği bir gerçeği aslında sadece telaffuz etmişti.
nitekim yıllarca sürdürdükleri kardeşlik sahtekârlığının artık bittiğini anlayan pkk'lılar ve bdp'liler de ağız değiştirdiler. sırasıyla ahmet türk, leyla zana, selahattin demirtaş, gültan kışanak ve kürt ırkçılığının her türlü önde geleni türk-kürt kardeşliğine inanmadıklarını ve gerekirse türkiye'nin bölünmesini istediklerini açık seçik söylediler.
eh, geriye bir tek "din kardeşliği" hikâyesi kalmıştı. onu da "t.c.'nin imamının arkasında namaz kılmayız" diye camileri bölerek sağ olsun yine kendileri bitirdiler.
en son olarak, son seçimde bdp'nin ufuk uras'tan boşalan şirin-entel-türk maskot kontenjanından meclis'e giren sırrı süreyya önder yine bu kardeşlik meselesine değindi.
gazetelerde çıkan haberlere göre sırrı süreyya tbmm kürsüsünden kürtlerin hislerine tercüman olmuştu:
"kürtler kardeş sözünden tiksiniyor, artık kusacaklar..."
ve yine haberlere göre sırrı süreyya bu cümlesinden sonra "manikür esprisini patlattı":
"bırakın kardeşlik demeyi ya da manikürcü terimlerini, etmiş, tırnakmış..."
ne komik?!! ya şu sırrı yok mu?!! ufuk şirindi ama sırrı ondan da iyi! çok kafa adam... hep "bomba espri" patlatıyor...
bizim anlamadığımız şeyse şu. bu adamın konuşmalarında tek bir zekâ izi yok. yaptığı "bomba espriler" neymiş meçhul... adamda sürekli mizah yapıyormuş gibi bir yüz ifadesi, garip yampri bir vücut jesti... bildiğin pkk zırvaları...
ancak ne zaman gazeteleri açsak aynı manşet: "sırrı süreyya yine kırdı geçirdi... sırrı süreyya adeta stand-up yaptı..."
bu adam meclis'e vekil olarak mı girdi komedyen olarak mı? türkiye'de bir sürü ucuz mizahçı var bir de bölücüsü mü gerekiyordu?
nedir bu tüm halkın nefret ettiği ırkçı, faşist ve bölücü bir siyaseti espriyle, mizahla meşru kılma gayreti?
bir insanın kendine böyle bir siyasi misyon biçmesi esas gülünecek durum değil midir?
biz onları yine severiz
gökçe fırat söyleyince "faşist hezeyan", sırrı süreyya söyleyince "bomba espri" olan "türk-kürt kardeşliği" meselesinin sahteliği üzerine fazla söz söylemeye pek gerek kalmadığını düşünüyoruz.
tartışmanın muhatapları yani kendini türklerin sözcüsü olarak gören gökçe fırat ve takipçisi gerçek milliyetçiler ile karşıt cephenin sözcüleri pkk'lılar bu konuda hemfikirse sorun bitmiş demektir. artık hayaller dünyasında ve kardeşlik-gökkuşağı diyarında değil gerçekler dünyasında siyaset yapabiliriz.
ancak bu tartışmanın bitmesi bizim karamsar olduğumuz ve bölünmenin kaçınılmaz olacağı anlamına gelmez.
tam tersine "kardeşlik masalı" bittiği için artık türkiye kesinlikle bölünmeyecektir. bizler gerçeği kendine "kürt" diyen vatandaşlarımıza esas bu sefer anlatabiliriz ve esas şimdi onları kucaklayabiliriz.
nasıl mı?
hakikat insanı özgürleştirir derler ya...
hakikat basit: türkler ve kürtler kardeş değildir. ancak aramızda çok daha güçlü bir bağ vardır.
türkler kürtlerin babasıdır. nokta.
hani sırrı süreyya gibiler diyorlar ya: "bırakın artık şu kız alıp verme palavralarını"...
evet doğru: tam bir palavra!..
biz türkler sadece kız almışız.
ve onları tekrar kucaklamaya hazırız.
anadolu'da yaşayan herkesin babası türk'tür
yanlış anlamayın. bizi kendiniz gibi sanmayın. hemen olayı bel atına yontmayın.
aldığımız o kız bizim için vatandır.
türkler öyle büyük, öyle cihangir, öyle adaletli bir millettir ki, tarih boyunca bütün kıtaları fethetmiş; ancak girdikleri ülkeleri asla talan etmemiş, asla kirletmemiş, asla kimseye tecavüz etmemiş bunun yerine o vatanı telli duvaklı bir gelin kabul etmiştir.
bu yüzden dünyada saç, göz ve ten rengi bu kadar çeşitli ama hepsi öz be ve öz türk olan ve türklüğüyle gurur duyan insan vardır.
ötüken bizim vatanımızdı. sonra kah horasan gelinimiz ve vatanımız oldu kah idil boyları... iran'a girdik orasıyla nikâhlandık... orayı biz var ettik.
hindistan'ı süsledik, giydirdik ve helâl kabul ettik. o da bize en güzel çeyizlerini sundu. "hint medeniyeti" denen aslında türk'ün ektiği tohum ve türk'ün medeniyetiydi. balkanlar'dan, afrika'ya kadar her yer bizim gelinimizdi.
ve tabii ki anadolu...
anadolu daha en az 5.000 yıl önce bize elini verdi. biz de ona gönlümüzü kaptırdık.
anadolu'da tarih boyunca yaşayan tüm halklar aslında türk'ün çocuğudur. ancak evin babası gittiğinde bu çocuklara işkence eden istilacılar ve zalimler obayı basmış olabilir.
en sonunda 1071'de alparslan beyaz atıyla ufukta görününce anadolu'daki evlatlar hasretle atalarının kucağına atıldılar.
alparslan türk'ün anadolu'yla nikâhını tazeledi. bu sefer davullu zurnalı bir türkmen düğünüyle al duvaklı kız, kır bir atın üstünde kurdun otağına gelin geldi.
türklük mührü bir kez daha ve asla kaybolmayacak bir şekilde nazlı yârimizin, vatanımızın gönlüne kazınmış oldu.
o zamandan beri burada yaşayan herkes türk'ün evladıdır.
türk onların babasıdır.
dolayısıyla türk'türler.
bir de bize ayrımcı derler.
hiç baba evlatlarını ayırır mı?!
türk'ü baba kabul eden öylesine çok kavim ve insan var ki!
bu şefkatli babanın kurduğu bereketli ve kutsal aile ocağı, büyük osmanlı imparatorluğu çökünce, hiçbiri duraksamadı...
çoğu türkçe bile bilmiyordu. babaları tüm cihana nizam vermek için çabalarken, evlatlarını belki biraz ihmal etmişti. öz ve öz türk olan evlatları dillerini unuttu ve hatta kendilerine yeni isimler buldular.
ancak o dar günde evlatlar ölüm, tecavüz ve vahşetle karşılaşınca babalarının türk olduğunu hatırladılar... baba evinin türkiye olduğunu çok iyi biliyorlardı.
afrika'dan, balkanlar'dan, kırım'dan, kafkasya'dan ve hatta kadim türkistan'dan adına pomak, çerkez, arnavut, boşnak, laz, gürcü, tatar, afgan ve daha daha neler denmiş on milyonlarca evlat türkiye'ye sığındı.
bu yüzden bu vatana sığınan kökeni ne olursa olsun herkes hiç gocunmadan kendine türk der. çünkü türk onu koruyan, kollayan, atalarından kalan tüm mirası kurtarması için şefkatli kollarıyla kucaklayan babadır.
eğer o "dedelerim kafkasya'danmış" veya "balkanlar'danmış" veya "mısır'danmış" diyebiliyorsa ve gururla "aslımızı inkâr etmeyiz ama köküne kadar da türk'üz" diye haykırabiliyorsa babasının 5.000 yıldır türk olduğunu bildiği içindir.
bu ülkenin insanlarının başına son 200 yıldır tarihin en büyük felaketleri gelmiştir. ve tarihin bir mucizesiyle değil, türk babalarının cesareti ve fedakârlığıyla balkanlar'dan, kafkasya'ya, türkistan'dan afrika'ya kadar soykırıma uğratılan bunca insan kurtulmuştur. bugün dünyanın en güzel ülkesinde, türkiye'de gururla ve namusuyla yaşayabilmektedirler.
bu yüzden hepsi gocunmadan, büyük bir vefayla haykırır: "ne mutlu türk'üm diyene!"
sırrı süreyya türk'müş ve bu sözle dalga geçiyor: "ne büyük keder ki türk'üm."
olsun sırrı... baban seni affeder. seni kullananlar ufuk'u çöpe attıkları gibi seni de harcadıklarında bu halk seni yine bağrına basar.
babalar hem sever hem döver...
bunca renkten bunca diyardan insan... soy, sop, ırk, kafatası davası gütmeden türk'üm diyebilirken birileri türklüğü bir hakaret olarak kabul ediyor.
diyorlar ki peki ya kürtler?
onlar türk olmayı kabul etmiyor.
eğer türk olmasaydı bu topraklarda bırakın bugün kendilerine "kürt" ismi verilenler, dünyada bir tane arap ve müslüman bile kalmazdı.
türk sayesinde bu topraklar müslüman'dır.
türk sayesinde insanlar burada ekmek yiyebilmektedir.
ve türk sayesinde batılılara ve hıristiyanlara kimse kurban veya köle olmamıştır.
hele kendilerine bugün kürt denenler...
sazı türk babalarından almışlar... halay çekmeyi babasından öğrenmiş...
ona konuşturulan kendisinin bile benimsemediği "dilin" bile neredeyse tüm sözcükleri türkçe...
"kültürüm", "folklorum" dediği her şey babasından kopya... hani evlatlar vardır ya babasından nefret eder ama aslında onun birebir gölgesidir.
inanın kendilerine "çerkez", "gürcü", "laz" veya "arnavut" dene geldiği için öylesine bir lakap gibi bu sıfatı taşıyan ama türklükten zerre kadar gocunmayan yurttaşlarımız var ya! "kürt"lerdeki türk geni o vefalı yurttaşlarımızdakinden bile belki daha fazladır.
tek sorun şu: "kürt"ler balkanlar'daki, kafkasya'daki ve diğer haçlı istilalarının yaşandığı yerlerdeki acıları, katliamları asla yaşamadılar. hep dağlarında rahat yaşadılar. bu yüzden şımardılar ve şeytan haçlı'ya uyup babalarına ihanet ettiler.
biz bugüne kadar dedik ki; kürtler kardeşimiz falan değil. bu vatanda kardeş halklar falan yaşamıyor. türkiye türklerindir.
şimdi artık bu gerçeği bellettiğimize göre kimse merak etmesin türkiye bölünmez.
bize ihanet eden kardeş olamaz deyince genellikle işin ihanet boyutuna vurgu yapıyorduk çünkü türk'ü uyandırmak zorundaydık.
ancak artık türk uyanmıştır. bu yüzden gerçeğin geri kalan yarısını da söyleyebiliriz.
ihanet bitti demiyoruz.
ihanet var mı?
var.
ekmek yediği ocağa, tekneye pislemek var mı?
var.
düşmana uşaklık var mı?
hâlâ var.
ancak hain evlat diye bir şey vardır ya!
işte hainlik gerçeğin yarısı ise evlatlık da diğer yarısı...
bu yüzden bir söz vardır ya "babalar hem sever hem döver..."
ve açıkçası bu işin dövme kısmı gerçekleşmedi bile... babanız olan türk o kadar şefkatli ki şimdilik sadece seviyor.
ancak babanın eli de ağır olur. indi mi verdiği dersi "hain evlat" asla unutamaz.
merak etmeyin evlat ne hata işlerse işlesin af dilerse o ağır eli öpebilir.
bu kâinatta affedicilik allah'a, bu cihanda da türk'e mahsustur.."
yazının çoğuna değil ama ana fikrine katılıyorum. ahlaksız kürdçü, bdp bozuntuları benim kardeşim olamaz. türk yurdunda konuk olanlar babalığı kabul etsinler bir zahmet.
kimse kimsenin babası değildir. kürt babasız mı geliyor lan dünyaya ki hemen bir üst mertebe olayına giriyorsunuz? olsa olsa kürtler türklerin dedesi olur. oldu mu? olmadı.
beyin damarları komple tıkalı biri kuyuya bir taş atıyor, aynı şekilde olan insanlarda bu başlık üzerinden o taşı çıkarmaya çalışıyor..
saçma sapan bir yazıdır, gereksizdir.. otu boku türk sayesinde mantığını sürdürmek nedir ki ? kurtuluş savaşında sadece izmir cephesi vardı tabi diyarbakırda, urfada, antep'de hiç çatışma olmadı.. güle oynaya şemmame halay çektiler..
Biz türkler'in "besle kargayı, oysun gözünü" atasözünü neleri tecrübe ederek içselleştirdiğimizin göstergesi, sırrı denen başı ayrı kıçı ayrı oynayan canlının çok iyi tanımlandığı yazı.