türkler değil kürtler istanbul'u hak etmiyor olarak değişmesi gereken önerme.
şöyle ki; istanbul da herhangi bir karakola gidin ve mukayyitden karakol kayıt defterini isteyin muhtemelen verirler ve açıp bakın son bir hafta da yada son bir ayda ki kayıtlara hepsi g.doğu insanı, kapkaç, hırsızlık, darp, silahla adam yaralama ve daha neleri istanbul insanını ve turistini canından bezdirmiş insan ziyanı güruh. kumkapı'ya yolunuz düşerse bi bakın inanın o tarihi kumkapı da türkçe konuşan insana az rastlarsınız ye ermenice ya kürtce yada rusca, yabancı işciler ekmeğinin derdin de onlara bi lafımız yok ama diğer grup sadece suç işlemek için orda uyuşturucu ve kadın ticareti ama öncelikle örgüt faaliyetleri. diyarbakır batman mardin bingöl bunlar en başlıcası ve inanın ne bursa dan ne eskişehir den ne çorum dan ne ankara dan nede diğer orta anadolu veya karadeniz den ege den suçlu görmedim yokmudur tabi ki vardır ama % 2-3'ü geçmez. aslında bu başlığa çok şey yazarım da şimdilik bu kadar eksi oy yeter.
edip akbayramın bekle bizi istanbul şarkısını dinlediğimde aklıma gelen kürt hareketi.
zaten istanbul türkiye cumhuriyeti topraklarına dahil bir il bu sözler ne anlama geliyor?
salkım salkım tan yelleri estiğinde
mavi patiskaları yırtan gemilerinle
uzaktan seni düşünür düşünürüm
istanbul
binbir direkli haliç'inde akşamlar
adalarında bahar süleymaniye'nde güneş
ey sen ne güzelsin ey kavgamızın şehri
istanbul
boşuna çekilmedi bunca acılar
büyük ve sakin süleymaniye'nle bekle
parklarınla köprülerinle meydanlarınla
bekle bizi istanbul
tophane'nin karanlık sokaklarında
koyun koyuna yatan çocuklarınla bekle
bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi
istanbul
haramilerin saltanatını yıkacağız
bekle o günler gelsin gelsin istanbul
sen bize layıksın biz de sana istanbul
istanbul
boşuna çekilmedi bunca acılar
büyük ve sakin süleymaniye'nle bekle
parklarınla köprülerinle meydanlarınla
bekle bizi istanbul"
mevlananın "BiR LAFA BAKARIM LAF MI DiYE, BiR DE SÖYLEYENE BAKARIM ADAM MI DiYE" sözünü aklıma getiren başlık.
istanbulu bu günkü haline getirenler türlkerdir ve koruyanlar da türklerdir ne yazık ki içine edenlerde kürtlerdir. istanbulda bulunan tarihi eserlerin çok büyük bir bölümü osmanlı döneminde yapılmış eserlerdir yani türklerin eserleridir bununla beraber roma ve bizans eserleride mevcuttur.
eğer türkler yani biz istanbulu fethettikten sonra isteseydik bizden önce yapılmış olan eserleri yıkar kendi mimarimize göre elbette inşaa edebilirdik ki istanbul'u fethetmiş bir cihan devleti olan osmanlı bunu yapabilecek güce ve ekonomiye sahipti.
istanbula gelen turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerler: kapalıçarşı: osmanlı dönemi topkapı sarayı: osmanlı dönemi
camiler (sultan ahmet, süleymaniye, şehzadebaşı, tophane(nusretiye)... osmanlı dönemi dolmabahçe sarayı: osmanlı dönemi kariye kilisesi(müzesi):bizans dönemi (osmanlı döneminde restorasyon ve onarım yapılmıştır.) ayasofya: bizans dönemi (osmanlı döneminde restorasyon ve onarım yapılmıştır.) St. Antuan Katolik Kilisesi: bizans dönemi (bugünkü haline birkaç kere tamamen yanmasından sonra osmanlı döneminde 1724 yılında tamamen baştan yapılarak gelmiştir ) rumeli hisarı: osmanlı. boğaz köprüsü: türkiye cumhuriyeti fatih sultan mehmet köprüsü: türkiye cumhuriyeti
daha yazılmayan ve günümüzde sapa sağlam ayakta duran onca eseri görmeyen insanlar ellerini vicdanlarına koyup "medeni" avrupanın osmanlı eserlerine yaptığı zulme baksınlar.
ayrıca istanbulda kürtlerin ağırlıklı olarak yaşadığı ilçeler ile daha az kürt nüfusunun bulunduğu ilçeler arasında yaşanabilirlik, gelişmişlik, suç oranı, hane başına düşen nüfus sayısı gibi özellikler de çok farkı rakamlar çıkıyor.
işin özü şudur:istanbul'a ayak basan her Türk, 'yenilmeyecem ulan sana, yenilmeyecem sana istanbul' diye hırs yapıp dakka bir gol bir hesabı şehr-i istanbul'a bağırıp çağırıp azarladığından dolayı, istanbul şehrinin kişilere ve dolaylı olarak bu kişilerden oluşan topluma soğuk yapmasıdır. Soğuk sevgiliyi kim haketmiş ki biz hakedelim...
istanbul'u haketmeyen türkler değil, hacının hocanın taşağını öpen, örf adet diyerek insanları döven ve tüm bunları para için kullanıp doğal güzellikleirn bile yokolmasına ses çıkarmayan, bundan alacağı paya bakan şerefsizlerdir. şerefsiz türk olamayacağına göre de...
olayı türkler onlar bunlar demeden yorumlamak çok daha akıllıca olur. istanbulda yaşayan mavcut halka bakınca 3/2 sinin hala kent yaşamının ahlakından uzak olduğunu görürüz. Bunun suçlusu tamamen onlar değildir tabii... Ancak bir kente geliyorsan oranın yaşam kurallarını da bileceksin.
Şu anda kentlerde yaşayan nüfusların yarısı köyde doğmuş insanlardır. Yanlış anlaşılmasın köy yaşantısını aşağı görür bir yanım yok. hatta saygı bile duymaktayım. Ancak köyde kentli gibi davranmak ne kadar yanlış ise tam tersi de o kadar yanlıştır.
Büyük bir metropol olmasına rağmen halkı, hala çöpü yerlere atıyor, yine yerlere tükürüyor ve en basit sosyal anlaşma olan otobüs durağında sıraya girmiyor. Bunun arasında sadece türkler değil istanbulda yaşamakta olan her ırktan insan var.
şahsen istanbullu olmadığım ve yalnızca medya üzerinden gördüklerimle yetinmeme rağmen sağlam olarak kalan tarihi yapıların, gerekli özenin gösterilmemesinden yada değer vermemezlikten kaybedilen tarihi yapılardan daha az oluşuna,
tüm türkiye tarafından bilinen ulaşım sorununa,
alt yapı ve kaçak yapı sorunlarına bakarak londra, paris vb. şehirlerle kıyaslandığında haklı bulunabilecek söylem. tabi istanbulun yirmi milyonun üzerinde ki nüfusunun da göz önünde bulundurulması gerek. bu kısmı istediğimiz kadar uzatabiliriz. zira istanbulda problem çok. bu konuyu derinlemesine tartışmak için türkiyenin dünya üzerinde sahip olduğu konum mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. türkiye gelişmiş bir ülke değil gelişmekte olan bir ülkedir ve istanbul türkiyenin şehridir avrupanın değil. kalite olarak avrupa tarzı eğitimden, bürokrasiden uzak kalmışlığımıza dayandırılabilecek bir durumdur bu.
şimdi her şey bir tarafa asıl dikkat çekilmek istenilen nokta -veya özellikle göze sokulmak istenilen şey- bunu türkler hak etmiyor, türklerden alıp avrupaya vermek şeklinde dile getirmek ve daha önemlisi doğuya tepeden bir gözle bakarak istanbulu ülkeden ayrı bir yerde tutmak. yanlıştır bu. hakkari, bitlis, ığdır, van, şırnak, şanlıurfa buralarda bu ülkenin topraklarıdır. aynı gelişimi bu şehirler içinde isteyemiyorsak bu şuursuzluktur. zira bu güne kadar hep bu şekilde düşünüldüğünden istanbul ve hakkari arasında yada diğer anılan yerler arasında medeni ve kültürel uçurumlar vardır. bu osmanlının son zamanlarında ki durumuna benzer. sarayda zenginlik içinde yaşayıp anadoluda da öyle yaşanıyor gibi sanmaktan başka bir şey değildir. türkü, kürdü, alevisi vs. daha niceleri yaşıyor istanbulda. istanbulda istanbullular yaşıyor. mevzunun fikir babası yaşıyor. hepsi bu memleketin insanı elbette kendi ülkelerini kendi kültürlerine göre inşa edecekler. bu insanların bir çoğu akşam karnını doyurabilmekten başka bir şey düşünmezken kalkıpta istanbulu avrupanının barcelonasının, atinasının seviyesine yükseltmek derdi ile uğraşmaz. ayrıca bu derece istanbul ve medeniyet düşkünü olup sırf bu aşk uğruna istanbulu kampanyayla avrupaya verelim diyebilecek zihniyettekilerin istanbula neler verebileceği de ayrı tartışılmalı. istanbula sıra gelene kadar belki de 50 şehir vardır böyle peşkeş çekilebilecek. ülkede irtica var irtica diye naralar atıp memleket elden gidiyor dedikten sonra istanbulu avrupaya kampanya ile verelim gibi bir söylemle karşımıza çıkan kişilerin aslında yılanın başı olduklarının farkına varmak,düşünce ve fikirlerine bunları nazara alarak yaklaşmak gerektiği kanaatindeyim.
adamı ön yargılarınızdan kurtulup bir dinleseniz ne kadar haklı olduğunu göreceksiniz. Kesinlikle katıldığım sav. Eğer ki şu istanbul Osmanlı'dan sonra bir avrupa ülkesi tarafından alınaydı, şerefsizim dünyanın en güzel şehri olurdu. Avrupalı bunu alır; bir tarafı gökdelenlerle bezer modernize ederdi, bir yandan mevcut olan tarihi dokuyu sağlamlaştırır gözü gibi bakardı, diğer yandan da o çarpık yerleşikliği en baştan önler, bu muhteşem şehrin tarihi dokusuna aykırı evler yapılmasına izin vermezdi vs. vs. Biz türkler ise olan tarihi yapıların bile örgüsünü bozmaktan anlayabiliyoruz sadece.
demek ki rumlar hakediyor sonucuna vardıracak sikimtrak iddia. istanbul rum olsaydı tipik bir balkan şehri olurdu , bu haliyle tüm kültürlerin harmanıyla dünyanın en leziz şehridir. ha trafik mrafik ok ama dünyada trafikten çekmeyen metropol var mıdır ? paris londra LA NY vs. , hepsinde trafik delirtici boyuttadır (bkz: ben amerikadayken). beğenmeyen siktirsin gitsin. sike sike aldık , hala acıyorsa doktora gidin.
