milattan önce bilmem kaçıncı asırda kazınmış tabletlerde bile yeni nesilden, gençlerin kötü gidişatından şikayet edildiğini görürsünüz.
siyasi ortam da biraz buna benzer. ülkenin batmakta olduğunu söyleyen güruh hiç eksik olmaz. her dönemde “ülke elden gidiyor” diyen bir güruh vardı ve de hep olmaya devam edecektir. halbuki olanlar hep aynıdır. ülke ve toplumsal şuur düşe kalka da olsa, kör topal da olsa tarih içindeki seyrine devam ermektedir. hepsi bu.
2000’lerden sonraki türkiye’yi biliyorsunuz…1990’larda ise ülke siyasetine tam bir kaos hakimdi. koalisyon hükümetleri, asker müdahaleleri, her gün patlayan bombalar ve terör…
1980’li yıllar ise özal dönemi idi. özal’a yapılan saldırılar rte’ye rahmet okutan cinsten idi. turgut özal ilkel bir tarım ülkesini dünya kapitalizmine entegre etmeye çalışırken, eski yönetici elit gücün elinden kayıp gideceğini anlamış ve ona karşı haçlı seferlerine girişmişti.
1970’li yıllarda ise türkiye zavallı, fakir bir tarım ülkesi idi. ülke sağcı ve solcu diye ikiye bölünmüş, birbirinin kanına ekmek doğramakla meşguldü. ülkenin her yerinde her gün cinayetler işleniyor, kahvehaneler taranıyor, bombalar patlıyordu.
ondan önceki türkiye de yine ölümcül chp-dp/ap mücadelelerine sahne olmuştu.
demem o ki dostlar, işler hiç de sizin zannettiğiniz gibi değildir. siyaset bir kaynak paylaşım savaşıdır.
dikkat ediniz!
kaynak paylaşım savaşı…
ideolojiler, siyasi görüşler sadece bu paylaşım savaşının kılıfıdır. kimse size “ben para ve makamları ele geçirmek istiyorum, güç ve zenginlik istiyorum, tüm derdim budur” demez. onun yerine bir takım siyasi söylemlere başvurur ve “ülke elden gidiyor” yaygarası yapar.
kapitalist üreticiler bile insandaki bu aşkın yönü keşfetmiş ve ona göre satış politikaları geliştirmişlerdir. adam altı üstü sigara satıyor; ama gece vadide yıldızlar altında, ateşin başında sigarasını yakan kovboy imajı vermeye çalışıyor. bir diğeri mavi gece elbisesi giymiş partiye giden sosyete kadın imajı satıyor vs…
ondan sonra milletvekili yapmak için üç milyon dolar isteyen partileri duyunca şaşırıyorsunuz. oysa şaşıracak bir şey yok ortada. neticede siyaset de bir sektördür.
siyasiler sürekli ve ağır propaganda ile kitlelerin aklını bulandırıyorlar ve onları sürü gibi güdüyorlar. iktidar yanlısı propaganda ülkenin aydınlık ufuklara doğru yol aldığını ilan ederken, muhalifler de ülkenin gittikçe karanlıklar ülkesine, mordor’a dönüştüğünü söylüyorlar.
altı üstü yetmiş yıllık bir ömre sahip insan için tüm bu yaygara çok gereksiz…
arkadaşlar eğer psikolojinizi bozmak istemiyorsanız,
1. haberleri ve gündemi takip etmeyiniz. tv’den, medyadan, haber sitelerinden şeytandan kaçar gibi kaçınız. böylece siyasi yecüc mecüclerin şerrinden kendinizi kurtarmış olursunuz. merak etmeyin, önemli haberler size kendiliğinden ulaşacaktır.
2. kendi gündeminiz ve hobiniz olsun.
ve şundan da kesinlikle emin olabilirsiniz: ülkenin hiçbir yere gittiği yoktur. kör topal, düşe kalka tarih içindeki doğal seyrine devam etmektedir. ülkelerin, toplumların kendi gelişim çizgileri vardır. bunlar asırlarca süren trendler ve döngülerdir. insan iradesinin bu işte dahli yoktur. yani boşuna kendinizi yormanıza ve paralamanıza gerek yoktur.
zinciri dişlersen, dişlerinin döküldüğü ile kalırsın. zincire bir şey olmaz. olan sana olur.
Hiç kimse hiçbir hale sokmadı kardeşim. Türkiye, ondan önce de osmanlı hep böyleydi. Çok ulu bir adam bu durumu değiştirmek için bir sürü devrim yaptı. Adnan menderes denen bir adam ise hepsini sildi attı.
karadeniz sahil yolu bu iktidarın turnusoludur. (bir anlamda tabi)
başta mimarlar ve mühendisler odası , uzmanlar, akıllı siyasetçiler ,bölgenin bilinçli insanları ,bu yolu yapmayın iç tarafa yol düşünün bir şekilde ,yolu yaparsanız doğal set kaybolur,yolu deniz basar,yol yıkılır bozulur.
yok dinlemediler.
hopa tarafı yapılırken yada aklımda kalan arhavi tarafı ,beko kepçe operatörü bir yakın ani parlayan hava ve dalgalar yüzünden,deniz tarafında çalışırken az daha ölüyordu, bana 1-2 dakika içinde rüzgar,dalga kepçe yan yattı kalktı ,istanbul operatörüdür ,arhavili ,kepçeyi daldırdım kayaya kitledim hemen karaya koştum suyun içinden ,2 dakika sonra kepçe yan yattı denize sürüklendi dedi.8-10 tonluk bir makine düşünün .
akp hükümeti elini attığı her şeyi yok etti ,bozdu çalışamaz hale getirdi ,sonra kendi yapmamış gibi düzeltmeye kalktı onu da beceremedi.
geçen aşı merkezi açılıyor, büyüklerim siz değil mi idiniz aşı üretimin bitiren.
hayvancılık,et-balık kurumunu yok eti , sonra et-süt kurumu kurdu zarar milyarlar.
tarım aynı tmo'yu işlevsiz kıldı ,kanada mercimeği , arjantin pirinci satıyor tmo.
bizim aklımızda bir yere kadar , kömür üretimini yok et, özele devret sonra kömür ithal et.
devlet don lastiğimi üretir de, don lastiği ithal et.
şeker fabrikaları ,çalışan fabrikayı sat, sonra şeker ithal et.
bugün markette salatalık-hıyar 44 lira ,biber aynı .
sonra anadolu gemisi yaptık dünyada eşi benzeri yok,frank yada saraca gibi mallara servis.
kağıt fabrikasını kapa park yap ,
işin acayibi tek kişiden ses yok sokak boş muhalefet kendi derdinde.
üstüne 15 milyon yabancı .
sorsan komünistler vatan haini devlet düşmanı.
şu an devlet var mı ,yok.
yahu sarayburnu'na anadolu gemisini yanaştırdılar, üstüne vinçle iha koymuşlar ,yüzninlerce kişi ziyaret ediyor ,sorsan dünya loseriyiz...
türkiyenin bu halinin sorumlusu her türlü faydalı şeyi göremeyen anlamayan algılamayan cahil halktır. dünyada olup bitenden habersiz her türlü üçkağıtçılığa göz yuman sahtekarlara üçkağıtçılara alan açan abidik gubudik bir saçmalığı düzen diye kabul eden üzerine giydirilmiş boklu çuvalı düzgün bir şey diye kabul eden bu halktır.
bu topraklara insanların arasına nifak sokup din üzerinden insanları ayrıştırma işi büyük sionizmin ve berbat kapitalist amerikanın bu toprakları çürütmek için kurguladığı senaryolardı.ilk iş türkiyede aydın düzgün sorgulayan kendi kendine yeten insan yetişmesini bitirmek için menderes gibi bir hokkabaz bulup türkiyeye din istismarını da sonra sokup bu ülkedeki bütün çürümüş ve kokuşmuşluğun temellerini attılar. şulebaş kafada siyonizmin eseri ve planıydı. tek tip bir turbanı bu millete sattılar. ve içi boş bir emevi islam bu ülkede en berbat en palyaço maddiyat için her şeyi yapacak en elverişli adamların gelişip kök salacağı bir yapı için en uygun ideolojiydi. siyasal islam bu kökler üzerinden filizlendi ve bugünkü noktalara geldi. bunlar daha dün eş bakanlıkla övünüyorlardı. suriyeyi parçalama oltasına nasıl hevesli atlıyorlardı. bunların derdi burayı ufalayıp birbirine düşürüp sonra batının kolayca bunları imha etmesine alet aç gözlülere yol açmak oldu. bu aç gözlü talancılarda bu işi en önde yapmak için hemen ilk sırada bir haltmış gibi ortalıklara çıkıp millete pazarlandılar.
siyasal islam=oportunizm ve ilkesizlik diyebiliriz. ilkesiz insan her türlü yamukluğa eğrilir büğrülür menfaat için en uyduruk en aşşağılık menfaatler için yapmıyacağı şey atmıyacağı takla yoktur. birey olamayan guruh gibi dürtüsel yaşayan kitleler birbirini de gaza getirerek en buyuk fenalıkları yapıp yapıp sonra bir de utanmadan yuzsuzce kandırıldık diyerek geçiştirir. bu mahluk bu yaratıklar türkiyeyi düze çıkaracak öylemi bugünkü durumları görüyorsunuz. yıllardır kimsenin ellerine geçmeyen imkanlar bunlara verildi her türlü şeyi satıp savıp özelleştirip yılllarca deprem paraları otvleri oluk oluk toplayıp yine batık yine bitik yine iflasta ulke. haa birde bunlar çok inanıyormuş öyle inanıyormuşki soygunu talanı bile besmeleyle yapıyormuş ve sen bu kafalara destek verip işte ülkeyi bu hale getirdin kardeşim.
topluiğne bile emanet edilmeyecek birilerine koca ülke emanet edildi gelinen nokta ortada ve o kadar utanmaz arlanmazlarki her şey ifşa oldu zerre utanma arlanma olmadığı için bir de çirkefçe millete baskı kurup berbatlığı ve sefaleti daha da derinleştirdiler.
türk insanının ta kendisi soktu elbette. akape birden ortaya çıkmadı. akape, bu halkın cahil kesiminden çıktı ve cahil özgüvenini meydana getirdi. yıllardır türkiye'nin en büyük sorunu ne diye tartışılıyor ve binlerce neden ortaya konuluyor. halbuki ülkenin en büyük sorunu türk insanının kendisi. diğer nedenler de türk insanından çıkma.
Sistematik bir şekilde insanlar köleleştirildi, önce olanı biteni anlatan aydınlar susturuldu, sonra tüm sendikalar, stk lar...toplum korkuyla, algıyla yönetilmeye başladı. Hepsi birilerinin düzeni bozulmasın diye.
Tüsiad diye kimse demiyor.
Çunki tum medyaya ya onlar sahip yada onlar reklam veriyor.
Herkes onları o yüzden çok saygın buluyor.
Ama para kimin cebindeyse yonetim onun elindedir.
Sahnenin onunde gordugunuz sey uyduruk kuklalar.
Kemal kilicdaoglu denen kendi memleketi tuncelide oy toplayamayan adam, nasıl chp kongresinde delegelerden oy topladı zannediyosunuz. Balon gibi şişirdiler.
Muharrem ince denilen kendi koyundeki herkesle kavgalı kendi koyunde kimsenin oy vermediği adam, niye kahraman haline geldi cunki reklamları verenler tvye sabah aksam onu gostermesini soyledilerde o yuzden.
Işin gerçegi ulkeyi yoneten şey sermayedir.
Simdi anliyomusunuz rusyada istihbaratın niye oligarklar yarattigini ve biraz zengin olanın malına oligarkların çöktüğünü.
Dini siyasete alet edenler, siyasal islamcılar, kendileri gibi düşünmeyen herkesi pkklı yada akpli ilan edenler, milliyet bilincini yerip ümmet bilincini yaymaya çalışanlar, kendini osmanlı, osmanlıyı ise Türk dostu sananlar, Türk olduğu için utanıp her fırsatta farklı kültürlere özenenler, akpye oy verdiği için cennete gideceğini sanalar, akpye oy vermediği için aydın olduğunu sananlar. Evet, sözüm hepinize el birliği ile ülkenin içine ettiniz. Sayenizde artık azınlık bir siyasal islamcı grup hariç hiçbirimizin hayatı iyi değil.
