Türkiyenin acı gerçeklerin bir tanesidir.
Sözde bilim adamı yetiştirmesi amaçlanan fen edebiyat fakültelerinin birçoğu artık işsiz yatağına dönmüştür.
Burada akademisyen olarak kalamayanlar mecburen alanlarının dışında iş yapmaktadırlar.
Sorarım size o zaman bu insan neden 4 sene boyunca kimya, fizik,felsefe, sosyoloji okudu?
Gelecekleri her zaman soru işaretidir burada okuyanların.
Dışardan insanlara "tabi ya öyle dandik üniversitelere okurlarsa olucağı budur!" düşüncesi gelebilir.
Lakin durum hiç de öyle değildir.
Çünkü
Boğaziçi tarih
boğaziçi felsefe
odtü matematik
odtü felsefeden
tanıdıklarım var.
Hepsi dersanelerde üç kuruş için köpek gibi sürünüyorlar.
Milli eğitime de atanma durumundan dolayı sıcak bakmıyorlar.
Öyle savrulup gidiyorlar.
Devletin hatası ise istihdam edemeyeceği bir fakülteyi halen daha açık tutmaları.
Çözüm ise
1: Fen edebiyat fakültelerinde kontenjanı bir bölüm için maksimum 30'da tutmaları gerekmektedir.
2: Akademisyen sayısını arttırmalıdır.
bitmeyen, tükenmeyen bir acıdır. her gün darbe üstüne darbe yersiniz.
mezun olunca çok azı akademisyen olmak ister. sebebi fakülteden soğutarak uzaklaştırmalarıdır. zaten senin akademisyen olmanı isteyen de yoktur.
dershanelerin "şu kadar fen edebiyat fakültesi kazandırdık" diye reklam panolarına asmak için öğrencilerine yazdırdığı ama sonucunun ne olacağı hakkında kimsenin fikri olmadığı bir meçhuldür.
daha kötüsü ne olabilir ki diye her sorduğunuzda daha kötüsü olur.
zaten öğrenciler baştan itibaren ne okudukları hakkında fikir sahibi değillerdir. kaç fen edebiyatlı istediği bölüme gelmiştir ki?