Daha sabah komşunun 2.5 aylık çocuğunu kaçırmış orospu çocukları. Tek başına sokağa çıkamayan bir nesil yetişecek diye korkuyorum. Yani ülkenin her tarafında çocuk olmak zor.
hele bir de bunun büyük bir kısmını temsil eden ''sokak çocukları'' vardır ki, büyüme hızları diğer tüm çocuklardan farklıdır. çocuk olduklarının farkına bile varamazlar. ve bu durumu özetleyen bir bedirhan gökçe şiiri vardır ki yürek burkar. buyrun;
Sayfa no? Yok
Cilt no? Yok
Hane no? Yok
Ana adı?
Ben sokak çocuğuyum abi
Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan
Bilyelerini rüyalarında unutan
Ve oyuncaklarını masal kahramanlarına çaldıran çocuk varya
O benim işte , o benim abi
Sahi, bir annem olmalıydı değil mi?
Ben dudaklarımda sokakları besteliyorum oysa
Sahi abi, tadı nasıldı anne sütünün?
Anneler nasıl okşar çocuklarını
Anne kokusu nasıldır kimbilir?
Ana ha?
Bir anne çizebilirmisin benim için
Karanlığın kar soğuğu parmak uçlarına bir anne
Unutulmuş çocukların ürkek avuçlarına bir anne
Ve yanına beni eklermisin abi?
Tıpkı sulu boya resimlerdeki gibi
Sımsıcak
Sahi abi, senin gözlerini kesmiyor değil mi
Bir köprünün soğuk gergin ve karanlık bedeni
Sahi sen hiç seyrettin mi ay dedeyi bir köprünün altından?
Üşüdün mü abi kayan bir yıldıza bakarken?
Abi sen, abi sen? boşver
Gel boyat istersen ayakkabılarını
Ben, aha şu ayakkabıların bağcıklarından asılıyırom yaşama
Gel boyat ayakkabılarını
Boyat da resmi çıksın
Dostun, düşmanın tüm kaldırımlara
Sayfa no yok
Cilt no yok
Hane no yok
Yokların varlığında tam göbek bağından yakalandın mı hiç yalnızlığa?
Bir de bir de babam olmalıydı değil mi?
Baba?
Beni dövecek bir babam bile yok biliyor musun?
Nasırlı ellerinde şefkat arayacağım bir insan
Kim bilir bayramlarda neler alır babalar çocuklarına
Unutmuşum!
Bayramlarınızda vardı sizin öyle değil mi
Arifeleriniz
Bayramlarda temize çekilen dostluklar vardı sonra
Oysa ben kırık dökük ıslıklar ısmarlıyorum
Güneşe ve mehtaba
Yankısız, bestelenmemiş ve bestelenmeyecek
Serseri ıslıklar
Bir babam olsaydı belki yeterdi
Çocuk olurdum eskisi gibi
Şımarırdım öylesine
Boşver abi, kimin neyine bayram
Kimin neyine hediye, baba kimin neyine abi
Sahi senin düşlerin vardır
Söylesene, göremediğini rüyanın düşünü kurarmısın
Ahmet, bir düş görmüş geçenlerde
Köprü altında tanıştık
Yorgun ve geç gelen bir gecede
Utanırken anlattı, anlatırken utandı
Bir ip bağlamış gökkuşağına
'Bak ana diyormuş uçurtmamı gördün mü?
Ya uçurtmamın gölgesinde bilye oynayan çocukları?Ahmetin düşü işte
Bana düşlerini kiralar mısın abi
Bedava boyarım ayakkabılarını
Bana düşlerini, düşlerini abi
Boşver Boşver
Bak iyi parlayacak bu ayakkabılar
En parlak ayakkabılarınla yürüyeceksin yaşama
Sen düşünme, sokaklar düşünsün beni
Gazete manşetleri, 3. sayfa haberleri düşünsün
isimsiz bir damla gözyaşı düşünsün
Sen beni düşünme, düşünme be abi
Nasıl olsa ben olmayan ayakkabılarımın sıcaklığıyla basıyorum tüm kaldırımlara
Olmasa da anne babası da sokakların
Sokak çocuğuyum işte
Ben sokak çocuğuyum
Kazanılmadan kaybedilmiş bir geleceğin herhangi bir yerinde
Ben sokak çocuğuyum abi
Hani şu uçurtması gökyüzünde asılı kalan
Bilyelerini rüyalarında unutan
Oyuncaklarını masal kahramanlarına çaldıran çocuk var ya
işte o benim
O benim abi
O benim abi..
eskiden olmayan zorluklardı. bizim kuşakta çocuk büyüğüne karşı oldukça saygılı, ve daha ölçülüydü. çünkü evde anne ve babamız bu şekilde yönlendirirdi.
-amca o, ona öyle söylenmez,
-o senden büyük oğlum abi de ona
vs sözlerle büyükleri saygın kişilikler olarak lanse ederlerdi. bizde her ortamda bu yönelimler doğrultusunda hareket ederdik.
şimdi haklı olarak anne ve babalar sokakta gördükleri diğer insanlara karşı ön yargılı, temkinli yaklaşmaları konusunda örgütlüyor.
-sakın kimseyle takışma,
-tanımadığın insanlarla konuşma,
-okuldan doğru eve gel.
vs telkinlerle çocuğun daha o yaşta beşeri ilişkileri zedeleniyor ve güvensiz, ürkek birer birey olmaları kaçınılmaz oluyor.
bizim kuşakta sokakta karşılaştığımız ve tanımadığımız bir insanla girilen diyalog;
-adın ne canım
+tkkntk abi, 7 yaşındayım 2'ye gidiyorum, okulumuz şurada
-baban kim
+babam ahmet, eczanemiz var,
-aferin sana gel sana şeker alayım
+(mahçup bir yüz şekliyle) tamam abi alalım
kötüye yormayın adam şeker alıp yolculadı.
şimdiki nesil çocuğun tanıdığı biriyle girdiği diyalog;
olaya biraz mizah katmış olabilirim ama inanın gerçeğiyle çok mesafeli değil. şimdiki çocuklar ailelerinden aldıkları öğütler ışığında sokakta otokontrolü daha etkin, daha ön yargılı, daha güvensiz bireyler oldular. aileleri bu konuda tavizsiz, tedbirli olmaya iten ise günümüz türkiye'sinde değişen ahlaki değerler tabi ki. kısacası bu değer yargılarının alt olmasından en zararlı çıkan kesim çocuklar oluyor ve bu çocukken edinilmiş alışkanlıklar büyüyünce de süre gidiyor.