Tüm sektörlerde bir uzakdoğu faktörü vardır. tekstilde de üretim kısmi olarak yurtdışına da kayıyor ama hâlâ türkiye'de önemli kalemlerden biri. uzakdoğu pazarı, özellikle işçilik ve hammadde konusunda birçok firma rekabet edebilmek için üretimlerini kaydırıyorlar. artık dünya üzerinde üretimden ziyade marka ve pazarlama ön planda. birçok büyük firma fason üretim yaptırıyor zaten. Şimdi çok üretim yapmaktan ziyade kaliteli ürün yapmakta.
aslında kısmen belli bir kesimi etkileyen çöküştür.
uzun zamandır lcw, koton, de facto ve boyner'e pantolon üreten bir firmada çalışıyorum. bu markaların yanında ispanya, danimarka ve çek cumhuriyeti'ne bizzat ihracat yapıyorum. rusya ile olan ilişkiler ve arap ülkelerindeki kriz yüzünden ortada bir çöküş varmış gibi görünüyor olabilir, haklısınız. ama bunun asıl nedeni maliyet tutturma konusunda yaşanan sorunlardır. maliyet nedir, şimdi ondan bahsedeyim.
bir marka, size pantolon sunduğunda ve bunu kaç paraya yaparsın diye sorduğunda, ona vereceğiniz cevap öncesinde ön görülen bir maliyet çıkarmanız gerekmektedir. bu maliyet; kumaş, aksesuar (fermuar, düğme, rivet, etiket vs), kesim, dikim, yıkama, paketleme, genel giderler ve kar yüzdesini içerir.
örneğin istanbul'da imalat yapan bir firmaysanız, lcw'nin size sunduğu pantolona en az 20 tl maliyet çıkarırsınız. ama imalatını doğu ya da karadeniz bölgesinde yapan bir firmaysanız, bu maliyet 17-18 liraya kadar düşer ve dolayısıyla siparişi de siz alırsınız.
ayda 20 bin adet pantolon üreten bir firma, devletin teşvik verdiği ve iş gücünün ucuz olduğu doğu şehirlerinde fabrika açtığında, kısa sürede ayda 200 bin pantolon üreten bir firmaya dönüşüyor. bakın bu kısa süre yaklaşık 1 yıl. 1 yılda üretim kapasitesini yüzde bin arttırmak demek, 1 yılda milyoner olmak demektir.
ayrıca türkiye'deki birçok marka pakistan üretiminden çekilmekte. yavaş yavaş mısır ve bangladeş'teki siparişler de geri alınıyor. yani şu anda orta halli markalar yana yakıla üretici firma arıyor.
ihracat konusuna gelirsek. bu şartlarda klasik bir pantolonu 9 avro'ya yaptığınızı ve markanın bunu 39 avro'ya sattığını düşünün. sizce avrupa pazarına bu fiyatlarla girmek çok zor olur mu?
işin kısacası doğru strateji uygulanıp doğru yere yapılan yatırımlar sonucu düşük maliyetle kısa zamanda zengin olabilirsin bu sektörde. belli bir kapasiteye ulaştıktan sonra da "ne olur bizim siparişlerimizi de al" diye kapında yatan marka yetkililerini göreceksin zaten. türkiye'de tekstil sektörü şu anda kurtlar sofrası. dediğim gibi her şey düşük maliyet çıkarmanızı sağlayacak doğru yatırımı yapmanıza bakıyor.